Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Libya'daki Türklerin
tahliyesi konusunda
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerini eleştirdi. "Kuru kabadayılığın anlamı yok." diyen Erdoğan, "Tüm imkanlarımızla tahliye çalışmalarımız devam ederken Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nın buradan siyasi çıkar elde etme çabası en hafif ifadeyle fırsatçılıktır." ifadesini kullandı.
Boğazı
karayolu tüp geçişi temel atma törenine katılan Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, Libya'daki gelişmeler ve tahliyelerdeki
son durum hakkında bilgi verdi. Dünyada iş yapan Türk müteahhitleriyle gurur duyduklarını belirten Erdoğan, "Türk müteahhitleriyle gurur duyarken onlara sahip çıkıp yanlarında olmazsanız büyük devlet olamazsınız. Vatandaşınızın başarısını sahiplendiğiniz kadar sıkıntısını da sahiplenecek, yanında olacaksınız. Libya 1972 yılında ilk kez müteahhitlik hizmeti
ihraç ettiğimiz ülkedir. İş hacmimiz de 30 milyar doları yakalamış durumda. Tüm dünyada olduğu gibi Libya'da da iş adamlarımızla,
işçilerimizle gurur duyduk. Orada sıkıntı baş gösterince de tüm imkanlarımızla vatandaşlarımızın yanında olduk. Bugüne kadar 14 bin 187 vatandaşımızı tahliye ettik. Kayıtlarımıza göre yaklaşık 30 bine varan vatandaşımızın yarısını tahliye etmiş olduk. Bunun yanında 579 da
yabancı uyruklu insanları oradan tahliye ettik. Bunların içerisinde birçok milletten insan var. Tahliye sistemimiz şu anda gemilerle ve havadan devam ediyor. Bu çalışmalar devam ederken hem
Kaddafi ile hem de
muhalif kesimle görüşüyorum." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'nin Libya konusundaki dış politikasını eleştiren sözlerine tepki veren Erdoğan, "Kuru kabadayılığın anlamı yok. Biz buradaki işi tereyağından kıl çeker gibi halletmek durumundayız. Çünkü Libya halkı bizim kardeşimizdir. İnanıyorum ki orada çalışan vatandaşlarım, orası sakin bir sürece girdiğinde tekrar Libya'ya döneceklerdir. Dönecekleri kapıyı kapatmanın hiçbir anlamı yok. Biz Libya'daki yaklaşık 30 bin vatandaşımızın burnu kanamasın diye son derece hassas bir şekilde gece gündüz
telefon trafiğiyle, diplomasi trafiğiyle tahliye çalışmalarına bizzat nezaret ederek adeta çırpınırken, Anamuhalefet Partisi Genel Başkanı'nın buradan siyasi çıkar elde etme çabası en hafif tabiriyle fırsatçılıktır. Dış politikası ve tasavvuru olan, dış politikaya ilişkin en
küçük bir vizyonu olan hiçbir genel başkan böyle bir sorumsuzluk sergileyemez. Hata yaptığını anlıyor, susuyor yada çark ediyor. Ama öte yandan bakıyorsunuz milletvekilleri aynı minval üzere aynı
tahrik edici dille, üslupla benim oradaki işçi kardeşimin hayatını tehlikeye atacak şekilde beyanatlar vermeye devam ediyor. Bunlar buralardaki
yaşam nedir, hayat nedir bunu bilmiyorlar. Bilmeden konuşuyorlar. Adeta dış politikada, ekonomide iç politikada Türkiye'yi paçasından tutup aşağı çekme gayreti içindeler. Bu
Hükümet başarılı olmasın da Türkiye'ye ne olursa olsun gayreti içindeler." şeklinde konuştu.