Başbakan Recep
Tayip Erdoğan, BDP'nin demokratik yollarla değil;
terör örgütünün destekleriyle bir yere varmanın gayreti içinde olduğunu söyledi.
Osmaniye'de Kokut Ata Üniversitesi'nde çeşitli eğitim bloğu ve kapalı
spor salonunun kurdelesini kesen Başbakan Erdoğan'a, burada
Demokratik Toplum Kongresi Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk'un 'Devletle anlaşamazsak
Kürtler kendi demokrasisini oluşturur,
Mısır gibi mi olur,
Suriye gibi mi bilinmez' yönündeki ifadeleri soruldu. Erdoğan, "Bu tür duyumlarla benim böyle bir açıklama yapmam doğru olmaz fakat, bu açıklama sizin ifade ettiğiniz şekilde ise ne
Güney Afrika'da, ne Ortadoğu'da olanlar bunların yaptıklarıyla yakından uzaktan alakası yok. Bir kere oralarda demokratik ortam söz konusu değil. Parti kurmaktan tutun da seçimlere girmeye varıncaya kadar bunların hiçbiri mümkün değildir. Otogratik bir yapı mevcuttur.
Türkiye'de bir otogratik yapı söz konusu değildir. Türkiye de demokratik bir yapı var. 20'yi aşkın siyasi parti seçime rahatlıkla girebiliyor. Kimseye sen niçin seçime giriyorsun diye soran var mı?" şeklinde cevapladı.
"Bunlar demokratik yollarla
iktidara gelemeyeceklerini gördükleri için maalesef antidemokratik yolları, halkların ezildiği şikayetçi olduğu yöntemi kendileri için çıkış yolu olarak görüyorlar." diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü; ''Şu anda BDP'nin mantığı budur. BDP demokratik yollarla değil, terör örgütünün destekleri ile bir yere varmanın gayreti içerisinde. Desteği orada bulmaktadır. Eğer 3 tane teröristin yüzleri maskeyle kapalı olan, ellerinde
molotof olanların yanında kalkıp da BDP'li bir milletvekili durabiliyorsa, parti teşkilatlarından molotof kokteylleri bir yere taşınıyorsa, belediyelerden halkın üzerine molotof kokteylleri atılıyorsa, bunu da düşünüp geleceği iyi bir düşünmemiz lazım. Ben inanıyorum ki aklı selim sahibi olan tüm vatandaşlarımız bunları değerlendirecektir. Benim Kürt kökenli kardeşlerim hassasiyetlerini çok daha net olarak bu seçimde ortaya koyacaklardır. Bunlar benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hiçbir zaman temsilcisi olamadılar. Bunların
hizmet götürmek diye bir anlayışı olmadı. Şu son 8 seneyi değerlendirecek olursak, olağanüstü halin kaldırılması, çekiç gücün gönderilmesi, TRT Şeş'e varıncaya kadar, üniversitelerde
Kürtçe bölümlerin kurulması gibi bunları kuran bir iktidar var. Böyle bir süreç yaşanıyor. Sosyo-
ekonomik bir noktada çok ciddi bir yatırımların yapıldığı bir ortam. 20-25 katrilyonu bulan yatırımlar var. Farklı bir şekilde meydan
okuma yöntemidir ki demokratik bir yöntem değildir.''