Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Taner Yıldız, ''Biz bir yerden gömülü
altın mı,
define mi bulduk? Asfalt bizim zamanımızda mı
icat edildi? Bölünmüş yollar bizim zamanımızda mı icat edildi? Hamdolsun bu hizmetler bizim zamanımızda yapıldı'' dedi.
Bakan Yıldız,
AK Parti Hizan İlçe Başkanlığında düzenlenen kahvaltıda, Bitlis'te ve Hizan'da bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Görev gereği
Türkiye'nin dört bir tarafına gittiklerini söyleyen Bakan Yıldız, şöyle konuştu:
''İnanın bu bulunduğumuz
topraklar, hem gönlümüz hem de görev gereği geldiğimiz yerlerden bir tanesidir. Ben şu anda çok mutluyum, çok keyifliyim. Dokusu, mayası, yapısı hamdolsun
temiz olan insanımızın bulunduğu bir mekandayız. Toplumda
Allah dostlarının, kanaat liderlerinin bulunduğu bir mekandayız. Şeyh Abdurrahmani Taği hazretlerinden, Said
Nursi hazretlerinden, Gavs i Hizani hazretlerinden bahsedildi. Ben
ortaokul 3. sınıfta iken ağabeyim bana
Necip Fazıl Kısakürek'in bir 'O ve Ben' kitabını
tavsiye etti. O kitapta, bu yöreler
tarif ediliyordu. Uzun zamandan bu yana bu yöreleri görmek istiyordum. Bu vesileyle sizleri hem de bu güzel toprakları görmüş oluyoruz. Allah'a şükürler olsun bugün keyifli bir noktadayız.''
Baş
bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
Kayseri mitingini anımsatan Bakan Yıldız, şu ana kadar 47 ilde miting yapıldığını, Kayseri'de düzenlenen mitinge yaklaşık 200 bin kişinin katıldığını ve bu mitingin Türkiye'nin en büyük mitingi olduğunu ifade etti.
Bakan Yıldız, ''İnşallah Kayseri'yi de aşan illerimiz olacak ve Türkiye'nin istikrarına duyulan iştiyak bütün illerimizde böyle olacak'' dedi.
-''DEVLET TEFECİNİN ELİNE DÜŞMÜŞTÜ''
İktidara geldikleri dönemd
e devletin adeta tefecinin eline düştüğünü belirten Yıldız, bunun için hemen kaynak arayışına girdiklerini anlattı.
Yıldız, şöyle konuştu:
''Sizinle bazı sorunları dertleşmeye, paylaşmaya geldim. Muş'tan gelirken yapılan yolları hizmetleri gördüm. 2002'nin sonunda,
Plan Bütçe Komisyonunda 4,5 yıl görev yaptım. Orada bir
bütçe getirdiler önümüze. Bu bütçeyi onaylamamızı istediler. 'Onaylamazsak ne olur, burada ne yazıldığını ne çizildiğini bilmiyoruz' dedik. Dediler ki, 'Onaylamazsanız 2003 yılında yatırım yapılmaz ülkede'. Bir sayfasını çevirdik ve baktık. Sayfada Türkiye'nin dört bir yanına, Edirne'den Kars'a, Sinop'tan Hatay'a varıncaya kadar 4 milyar dolarlık, bugünkü 6 katrilyon liralık yatırım yapılacak. 'Ha iyiymiş' dedik. Ne kadar
faiz ödeyeceğimizi görmek için diğer sayfayı çevirdik. Bu sayfada 40 milyar dolarlık faiz ödeyeceğimiz yazılıydı. Bir yatırım yapacağız 10 tanesinin faize vereceğiz. Buna can dayanır mı? Buna cep dayanır mı? Buna bütçe dayanır mı? Bazı kişiler 'siz aynısını yapamaz mısınız?' diyorlar. Yapabiliriz, ama kaynak oluşturmadan bunu yapamayız. Hiçbir zaman bu 8,5 yıl içinde böyle bir yola tenezzül etmedik.
Devlet, tabiri caizse tefecinin eline düşmüştü. Bir kaynak oluşturmamız lazımdı. Biz Hakkari'nin mezralarını da Edirne'nin köylerine varıncaya kadar hiçbir yerden vazgeçmeyeceğimizi söyledik. Biliyorsunuz bazı tercihlerde bulunduruyorlar. Türkiye'nin bölünmez bütünlüğünden, toprak bütünlüğünden, hiçbir yerden hiçbir karış toprağından vazgeçmeyeceğimizi söyledik.''
-''GÖMÜLÜ ALTIN MI BULDUK''-
Türkiye'nin kendi iktidarları döneminde insan kaynağını bulduğunu ve bu kaynağı iyi kullandığını belirten Yıldız, proje proje uğraşılarak Türkiye'nin bu hale geldiğini kaydetti.
Bakan Yıldız, şöyle devam etti:
''Ne oldu peki? Biz bir yerden gömülü altın mı define mi bulduk? Asfalt bizim zamanımızda mı icat edildi? Bölünmüş yollar bizim zamanımızda mı icat edildi? Hamdolsun bizim zamanımızda yapıldı. Türkiye bir yerden defile bulmadı, ama en önemli kaynağını buldu. İnsan kaynağını buldu.
Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı buldu.
Proje proje uğraşılarak bu seviyeye gelindi. Bu seviye yeterli mi? Yeterli değil. Tüm bu çalışmalar 8,5 yılda yapıldı.''
Ankara'da alınan kararların vatandaşa büyük etkisinin olduğunu bildiren Bakan Yıldız, alınan kararların vatandaşları dolaylı veya direkt etkilediğini bildirdi.
Bakan Yıldız, şunları söyledi:
''Bu kararların bize ne etkisi var demeyin. Bazen koca koca rakamlardan bahsediyoruz. Ankara'da alınan her kararın sizin cebinize olumlu veya olumsuz etkisi vardır. İki örnek vereceğim.
Enflasyon canavarken cebimize zararı vardı da,
kuzu haline geldiğinde faydası olmaz mı? Bu konuda büyük mesafe katedildi. Geçen gün bir beyaz eşyacıya girdim. Kardeşim benim asgari ücretim var. Ne alabilirim dedim. Bana listeyi çıkardı. Satıcı 'eski fiyattan daha
ucuza sattığım için, asgari ücreti olup
buzdolabı,
çamaşır makinesi ve bulaşık makinesini birlikte alan müşterim var' dedi. Önemli olan paranın alım gücünün artması. Ben size avokadodan bahsetmeyeceğim. Her birimizin evine giren pirinç,
şeker, yağ, un, çaydan bahsedelim. Her biriyle alakalı asgari ücretin alım gücü yüzde 100, yüzde 75 civarında arttı. Buğday 194 kilo alabiliyorduk. Şimdi en kaliteli
buğdaydan 337 kilo alıyoruz.
Pirinçten 82 kilo alıyorduk, şimdi 136 kilo alıyoruz. Bu beş kalemden alım gücümüzün arttığını anlayabiliyoruz. Beyaz eşyayı daha ucuz alıyorsak, faizler düştüğü, enflasyon düştüğü ve döviz fiyatlarıyla ilgili istikrar sağlandığı için alıyoruz. O zaman Ankara'nın her kararı bizim cebimize direkt veya dolaylı olarak yansıyor.''
(Sürecek)
(BRN-ZVR)30.05.2011 13:46:26