Kütahya'nın
Gediz ilçesinde, ''9. Tarhana Festivali'' kapsamında ilçenin en meşhur yiyeceği tarhana çorbasını en güzel pişiren kişinin belirlenmesi amacıyla yarışma yapıldı.
Gediz Belediye Başkanı Mehmed Ali Saraoğlu, Adnan
Menderes Kültür Parkı'ndaki yarışma öncesi yaptığı konuşmada, un, yoğurt,
sarımsak, biber, soğan, domates,
nane ve çeşitli
baharat karışımlarından hazırlanan tarhananın, Hun,
Selçuklu ve
Osmanlı dönemlerinde sofraların vazgeçilmez yiyeceği olduğunu bildirdi.
Eskiden Türk ordularındaki askerlerin beslenmesinde enerji deposu olarak bilinen tarhanada, A, B, B1, B2, B6, C, D, E, K, N, PP vitaminleri, protein,
kalsiyum, karbonhidrat, sodyum, fosfor ve
demir bulunduğunu dile getiren Saraoğlu, şöyle konuştu:
''Yağ oranı çok düşük ve sıfır kolesterole sahip tarhana, doktorlar ve beslenme uzmanları tarafından her yaştan insana
yaşam boyu
tavsiye edilmiştir. Gediz'de tarhana, yaklaşık bir ay süren karma, kurutma ve öğütme yöntemiyle hazırlanır. 10 dakikada kolayca pişirilerek yemeye hazır hale getirilir. Sofralardan üç öğün eksik edilmeyen bu iksir gibi yemek, her yaştan insana
şifa dağıtan sağlıklı bir
gıda maddesidir. Tarihi çok eskilere dayanan Gediz tarhanası, grip ve
soğuk algınlığına iyi gelir. İçinde herhangi bir koruyucu ve suni katkı maddesi bulunmayan bu güzel yemek, tamamen organik bir gıda maddesidir. Hijyenik ortamda yapılan tarhana, uygun koşullarda bir yıl bozulmadan saklanabilir. Diğer tarhanalardan farklı olarak mayalanmadan yapıldığı için içerisinde kötü bakteri üreyemez ve bu yüzden midede yanma ve ekşime yapmaz.''
Saraoğlu, Gediz tarhanasının
yurt içi ve yurt dışındaki tanıtımına ve
marka yapılmasına yönelik çalışmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi.
Daha sonra ikisi erkek 10 kişinin katıldığı ''En Güzel Tarhana Pişirme
Yarışması''na geçildi. Görünüş,
koku, kıvam ve lezzet ölçütleriyle yapılan değerlendirmede birinciliği 198 puanla Gülseren Karakoyun, ikinciliği 196 puanla Hatice Keskin, üçüncülüğü ise 179 puanla Cemile Üner elde etti.
Birinciye elektrikli süpürge, cep telefonu,
ayakkabı, yorgan ve
mangal setleri, ikinciye ütü, çorap seti ve
kol saati, üçüncüye saç kurutma makinesi, çorap seti ve kol saati
hediye edilirken, diğer yarışmacılara da çeşitli armağanlar verildi.
-TARHANA ÇORBASININ HİKAYESİ-
Devrin
sultanı,
Ramazan ayında, bir gün tebdil-i kıyafetle baş veziriyle şehri dolaşmaya çıkar. Sultan, ''Paşa,
akşam ezanı okunurken, kimin kapısının önündeysek o evde
iftar edelim'' der. İftar vakti yaklaşınca dolaştıkları mekanda rastgele bir evin kapısının önünde dururlar.
İftar topu atılıp akşam ezanı okunmaya başladığında, sultan ve veziri önünde durdukları evin kapısını çalarlar.
Fakir ama gönlü zengin bir
Müslüman olan ev sahibi kapıyı açtığında karşısında iki kişiyi bulur. Hemen iftara davet eder. Sofra hazırlanmış, sıcacık taze ekmek, mis gibi kokan bir çorba vardır. İftarlarını açıp karınlarını ekmek ve çorbayla doyururlar.
Çorba, sultanın çok hoşuna gider ve ev sahibine; ''Bu çorba çok hoşuma gitti. Ne çorbasıdır bu?'' diye sorar. Evin reisinin eşi hazırcevap bir kadındır. Hemen atılır ''Darhane çorbasıdır sultanım'' der.
Rivayete göre ''Darhane çorbası''
Anadolu insanının dilinde söylene söylene ''Tarhana Çorbası'' adını alır.
(MA-SDT-ÇAL)06.07.2011 12:25:21