Eğitim-İş Sendikası
Çanakkale İl Temsilcisi Ahmet Bozdemir, ''Grevli toplu
sözleşmeli
sendika yasası için güç birliği yapmak
noktasında gerek konfederasyonumuz Birleşik
Kamu-İş, gerekse Eğitim-İş olarak kararlı bir duruş sergil
emek ve taleplerimizi tek ses olarak dillendirmek, sorumluluğumuzun gereğidir'' dedi.
Bozdemir, Valilik binası karşısında yaptığı basın açıklamasında, ülkenin içinden geçtiği ve etkisini artırarak sürdüren
ekonomik kriz sürecinin kamu çalışanlarını ezmeye devam ettiğini öne sürdü.
ABD, AB, IMF ve
Dünya Bankası politikaları sonucu Türkiye'nin tüm kesimlerinin ciddi ekonomik sorunlar yaşadığını iddia eden Bozdemir, ''Bu nedenle
iktidar tarafından
topluma sunulan ekonomik açıdan büyüdüğümüz yönündeki söylemler, gerçekte yalnızca toplum üzerinde yaratılan
baskı ve
bağımlılık politikalarına
hizmet etmektedir. Bugün dışa bağımlı ve özelleştirmeye dayanan ekonomi politikalarının faturası, kamu iş görenlerine kesilmekte, yani emeğin sömürüsü siyasal iktidar eliyle gerçekleştirilmektedir'' dedi.
Bozdemir, ''Bunun en önemli göstergesi de anayasa değişikliğiyle emekçiye
grev hakkının tanınmamasıdır. Bu anlamda 15
Ağustos 2011 tarihinde gerçekleştirilecek olan
toplu görüşme süreci, yetkili sendikalar ve konfederasyonların, siyasal iktidarın ekonomi politikaları karşısında emekçinin sesini ve haklı taleplerini duyurması açısından daha da önem kazanmıştı. Bu görüşmeler ekim ayına ertelenmiştir. Bu açıkçası kamu çalışanları açısından 2012 yılının da kayıp olması demektir. 12
Eylül 2010 tarihinde yapılan
Anayasa değişikliğiyle kamu çalışanlarına sözde toplu sözleşme hakkı getirilmiştir. Oysa yapılan değişiklik uluslar arası sözleşmelere uygun, gerçek bir toplu sözleşme hakkı tanımadığı gibi grev hakkı da içermemektedir. Kısaca 9 yıldır sürdürülen toplu görüşme aldatmacasından pek farkı yoktur'' diye konuştu.
Toplu sözleşme ve grev yapmak için önlerinde hukuki bir engelin bulunmadığını dile getiren Bozdemir, şunları söyledi:
''25
Kasım 2009'da toplu sözleşme hükmü olmadan grev kararı alan konfederasyonlar, bugün hükümetin dümen suyuna girmiş ve bu hakkı kullanmaktan kaçar duruma gelmiştir. Ya gerici, bölücü ve ırkçı kuşatmanın yaşandığı bu dönemde kendilerine uygun bir pozisyon belirleyememişler ya da
eylem yapmak yerine tatili
tercih etmişlerdir. Grevli toplu
sözleşmeli sendika yasası için güç birliği yapmak noktasında gerek konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş, gerekse Eğitim-İş olarak kararlı bir duruş sergilemek ve taleplerimizi tek ses olarak dillendirmek, sorumluluğumuzun gereğidir. Oysa hayatın her alanında var olan kamu çalışanlarının, haklarını teslim etmek ve
yaşam koşullarını iyileştirmek, sosyal hukuk devletinin birincil görevlerindendir. Bu anlamda eşit koşullarda eşit
ücretle çalışma olanağının sağlanması, ayrımcılığın önüne geçerek fırsat eşitliğine dayalı toplumsal barış ortamının yaratılması kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bunun yanından atama ve yer değiştirmeden kademe ilerlemesine, ücret zamlarından sosyal katkı paylarına, çalışma saatlerinden başarı değerlendirmesi ve ödüllendirmelere kadar birçok konuda
düzenleme ve iyileştirmeler yapılması gerekmektedir. En önemlisi de grevli toplu sözleşmeli sendika hakkımız için gerekli yasal düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Ancak iktidarın hukuk tanımaz ve emeği görmezden gelen tutumu, tüm kamuoyu tarafından açıkça görülmektedir. Bu bağlamda işsizliği, yoksulluğu, adaletsizliği, ülkenin kaderi olmaktan çıkarmak için, kamu iş görenlerinin kendi kaderine ilişkin karar mekanizmalarına katılımını sağlamak için güç birliği oluşturarak, emek mücadelesini kazanmak için yola çıkıyoruz.''
Ahmet Bozdemir, bu amaçla, Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalarla birlikte alınan karar gereği, 15 Ağustos'ta Ankara'da geniş çaplı bir eylem gerçekleştireceklerini kaydetti.
(BYR-ÖEB)11.08.2011 14:09:46