Duyarsa, İlk Sezen Aksu Dinleyecek

Duyarsa, İlk Sezen Aksu Dinleyecek

Mehmet Bayer - İstanbul'da normal yaşantısını sürdürürken, 2005 yılında kulaklarında ''çınlama'' sesi duymaya başlayan ve iki yıl içinde duyma yetisini kaybeden Sultan Uğur (40), bir anda karşılaştığı engeline rağmen yaşama sımsıkı tutunmayı bildi. Mutlu bir evliliği, çok sevdiği eşi, ablası, annesi ve gözü kadar değer verdiği 2 çocuğu olan Uğur'un (40) her iki kulağında, 2005 yılında hafif bir ''çınlama'' başladı. Hekim hekim dolaşarak sorununa çare arayan Uğur, sonuç alamayınca 2007 yılında işitme yetisini tamamen kaybetti. Sultan Uğur, ilk başlarda telefonu, televizyonu, çok sevdiği sinemayı, tiyatroyu hayatından çıkarttı. İlerleyen süreçte ise kapı zilleri, dost sohbetleri, sesi olan her şey aşama aşama, tek tek hayatından ayrıldı Uğur'un. Zorlu bir çabanın ardından hastalığa bağlı erken emekli olan Uğur, engelline rağmen, ailesinin de desteğiyle sımsıkı ve her şeyi kabullenip, güler yüzle tutundu hayata. Tatilini geçirmek için geldiği Çanakkale'de, AA muhabirine yaşadığı süreci anlatan Uğur, 2005 yılında bir banka şubesinde çalıştığı dönemde işitme kaybının başladığını, hafif çınlamayla başlayan rahatsızlığının 2 yıl sonra tamamen kayba dönüştüğünü söyledi. ''Dolayısıyla hayatımın rotasını değiştirmek zorunda kaldım. Duyan bir insanın sonradan duyma kabiliyetine yitirmesi hem çevre açısından, çevrenizdeki insanların sizi kabullenmesi, değişimi benimseme bir süreç alırken kendiniz de bu değişimi benimsemekte zorlanıyorsunuz'' diyen Uğur, zor bir mücadele verdiğini belirterek, ancak kendisini ''şanslı bir engelli'' olarak nitelendirdi. Uğur, eşinin, ailesinin, çevresinin kendisine hep destek olduğunu ifade ederek, ''Ciddi anlamda ilk sıkıntıyı iş hayatımda yaşadım. Engelli olarak beni işyerim kabul etmedi. Bu sizi oldukça sarsıyor, zaten kendi güveninizi yitirmiş oluyorsunuz. Çevrenizdeki insanların size bakış açısını değiştiğini düşünüyorsunuz. Kimisi acıyarak bakıyor, kimisi verdiğiniz cevapları bile önemsemiyor'' dedi. -DUDAK OKUYARAK, İLETİŞİM KURUYOR- Şu anda hiç bir şeyi duymadığını, ancak dudak okuyarak, karşısında konuşan kişilerle rahatlıkla iletişim kurabildiğini anlatan Uğur, ''Yetkililerden isteğim, ricam, engelli sorunlarına ciddi anlamda eğilmeleri. Çözümü var, kişi çözümü bulabileceği merciyi bulamıyor. Çözümü verecek merciye gittiğinde çözümden habersiz yetkililerle görüşüyor. Bu ciddi bir sorun'' diye konuştu. Sultan Uğur, dudak okumayı haber programlarında konuşanların ya da spikerlerin dudak hareketlerine izleyip, yoğun çalışmayla öğrendiğini dile getirerek, ''Dudak okumayı öğrenmeye sizi hayat zorluyor, çocuklarınız, eşiniz zorluyor başta. Ben şanslı bir engelliydim. Altyapım vardı. Zaten kitap okumasını çok seviyordum, diksiyonum iyiydi. Kelimelerle oynamayı severdim. Yabancı olduğum kelime yoktu. Ama doğuştan işitme engelli bir çocuğu düşünürseniz, bunu eğitimsiz başarması mümkün değil'' ifadelerini kullandı. Engellilerin eğitiminin masraflı olmaması gerektiğini vurgulayan Uğur, şöyle devam etti: ''Sonradan engelli olanların hepsinin rehabilitasyonunun yapılması gerekir. Psikolojik destek verilmesi lazım. Bunların sistemli bir şekilde engelliye sunulması gerektiğini düşünüyorum. İşitsem şu anda ilk dinlemek istediğim kişi Sezen Aksu olur.'' -''HASTALIĞIMIN TAM TANISI YOK''- Hastalık sürecini AA muhabiriyle paylaşan Uğur, ''Sapasağlamsınız, hiç bir şeyiniz yok. Kulağım çınlamaya, 'bende bir şeyler oluyor' demeye başladığımda, kimse inanmadı. Bir de çağımızda yakıştırılan bir rahatsızlık var, psikolojik. 'Çok kafanda kurmuşsundur, yorgunsundur' dediler. Kimseyi ikna edemedim'' diye konuştu. İşitme kaybının işine olumsuz yansımaya başladığını anlatan Uğur, şöyle konuştu: ''Müşterilerimin numaralarını ya da telaffuz ettiği rakamları yakalayamamaya başladım. O esnada doktor sürecimiz başladı. İstiyorsunuz ki doktora gideyim, bir an önce çözülsün. Değişik doktorlar, değişik teşhisler koydu. Ne yapacağınızı bilemiyorsunuz. Bir doktor 'psikolojik', diğeri 'entelektüel hastalığına kapılmışsınız' dedi. Hastalığıma 'işitsel nöropati' deniyor. İşitme sinirlerindeki bir hastalık, tam bir tanısı yok. Neden kaynaklandığını bilemiyorlar. 400 nedeni olabileceği söylendi. Bir doktorum işitme kaybını 'dipsiz bir kuyu' olarak nitelendirdi. İşitme kaybı orta kulak ya da iç kulakta ise işitme cihazlarının çoğu sorununuzu karşılayabiliyor. Hastalığım tedavisinin mümkün olmadığı söylendi.'' Uğur, hastalığının birinci yılında, psikolojik olduğunu düşündükleri için insanları ikna edemediğini belirterek, ''(Duymuyorum) diyorum, gülüyorlar, (istemediğin için duymuyorsun, istersen duyarsın, kendini toplarla) tarzında telkinler yapıldı. Çok ağır ve zor bir süreç. Hem kendinizi ayakta tutmak zorundasınız, hem sizi sevenlere üzüntünüzü ve yaşadıklarınızı belli etmemeniz gerekiyor'' dedi. Yaşamının hafif bir tiyatroya dönüştüğünü belirten Uğur, ''Gerçek siz olamıyorsunuz. Olmasını istediğiniz insana dönüşüyorsunuz. Her işi kendiniz yaparken, birilerine bağımlı hale geliyorsunuz. 6 yaşımdaki oğlumla doktora gittiğimi biliyorum. Doktorun ne dediğini iyice duysun ki, eve geldiğinde eşime söylesin diye'' şeklinde konuştu. Yaşadıklarını anlattığı sırada zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Uğur, sorunu bulunmadığını, ayakta durabildiğini, ama özlediği şeyler dile getirilince zorluk yaşadığını kaydetti. Sultan Uğur, sinema ve tiyatronun hayatından çıktığını, en azından vizyondaki filmleri seyredebilmeyi istediğini, televizyonların vizyondaki filmleri haftada bir kez alt yazıyla yayınlamasını isteyip, ''Haber programlarını alt yazılı yapabilirler. İşitme engelli olabiliriz, ama yaşıyoruz, hayat devam ediyor ve bu hayatta biz de varız. Niçin ben haber programlarından haberdar olmayayım? Eğer tekrar duyarsam ilk yapacağım iş oğlumla okula gitmek olacak'' ifadesini kullandı. (BYR-CC-OSM)23.09.2011 12:10:43
<< Önceki Haber Duyarsa, İlk Sezen Aksu Dinleyecek Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER