Trakya Bölge
Veteriner Hekimler Odası Başkanı Dr.
Erdal İlgü, ''Hayvanları Koruma Kanunu tam anlamıyla veteriner hekimlik uygulaması olmasına rağmen bakanlığın taşra teşkilatlarında görevli veteriner hekim hemen hemen hiç bulunmuyor'' dedi.
İlgü, 4
Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, toplumların gelişmişlik düzeyinin
hayvanlara yapılan muameleyle ölçüldüğünü bildirdi.
Kimi gelişmemiş ülkelerde hayvanlar ilkel varlık ya da mal muamelesi görürken AB ülkeleri 1996'da yayınladığı direktifle hayvanları mal statüsünden çıkarıp hissedebilir varlıklar olarak kabul edildiğini vurgulayan İlgü, Türkiye'de ise toplumun bir kesiminin hayvanları yaşamın bir parçası olarak değerlendirirken başka bir kesiminin ise onları yok edilmesi gereken varlıklar olarak gördüğünü belirtti.
Toplumdaki bu farklı bakış açısının acısını en fazla
sokak köpeklerinin çektiğini ifade eden İlgü, şöyle devam etti:
''Onları yasalar bile koruyamamaktadır. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu sokak köpeklerinin kısırlaştırılıp alındığı yere bırakılmasını emrediyor, ancak aynı
kanun alt yapısı kurulmadan, karmakarışık, plansız ve programsız şekilde uygulanıyor olması aslında hem hayvan, hem insan refahını ve hem de
halk sağlığını tehdit ediyor.
Kanundan sorumlu olan
Çevre ve
Orman Bakanlığı kanuna yeterince sahip çıkamıyor. Sonuçta ne
kent halkı, ne hayvan seven insanlar ne de hayvanların sorunları çözülüyor. Bu konuda kaynaklar boşuna israf ediliyor ve önemli miktarda para boş yere
taşeron firmalara aktarılıyor.''
Bakanlığın yetersiz kalmasının nedenlerinin çok açık olduğunu bildiren İlgü, şunları kaydetti:
''Hayvan koruma kanunu tam anlamıyla veteriner hekimlik uygulaması olmasına rağmen bakanlığın taşra teşkilatlarında görevli veteriner hekim hemen hemen hiç bulunmuyor. Bu sorunu
yetki devriyle aşmaya çalışan
bakanlık aslında yetki karmaşasına yol açıp sorunu iyice çözümsüz hale getiriyor. Şu an her şey o kadar plansız uygulanmaktadır ki, sorunun çözümüyle görevli bakanlık, bırakın sorunu oluşturan sahipsiz hayvan sayısını, sahipli hayvanların sayısını bile net ve bilimsel verilere dayalı olarak söyleyem
emektedir. Çalışılacak alanın büyüklüğü bilinmeden gerçekçi bir plan hazırlanması elbette mümkün değildir. Sahipli hayvanlar bile
kayıt altına alınamamışken, sahipsiz hayvanlara ilgili bir çözüm üretilmesinden söz edilemez.
Oysa, sokak hayvanları sorunu çözümsüz değildir. Yeterince para ve emek zaten harcanmaktadır. Eksik olan bu işin yönetimidir. Yapılması gereken, ülkemize uygun strateji planlarının hazırlanması ve kaynakların bu plan dahilinde doğru yerlerde kullanılmasıdır. Bu amaçla sadece köpeklerin kısırlaştırılması değil, ev köpekleriyle ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması, kayıt sistemlerinin tamamlanması, köpeklerin gelişigüzel terk edilmesinin önüne geçilmesi, petshoplarda kayıtsız hayvan satışlarının engellenmesi, kaçak olarak yurda pet girişini önlemek için gümrükte sıkı kontrollerin yapılması,ilgili yasada da belirtildiği gibi medya ve eğitim kurumları aracılığıyla hayvanlara karşı toplumsal duyarlılığın artırılması hedeflenmelidir.''
(RC-MTN)04.10.2011 12:20:58