Vali Süleyman Kamçı, dünyada çevreyle alakalı yaşanan olumsuzlukların benzerlerini Türkiye'de de görmenin mümkün olduğunu bildirdi.
Kamçı, Dünya
Çevre Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, daha
temiz ve sağlıklı bir dünyada
yaşamak, yaşanılabilir bir şekilde gelecek nesillere aktarmak ve insanlığı bu ortak hedefler doğrultusunda bilinçlendirmek amacıyla, her yıl 5 Haziran'ın ''Dünya Çevre Günü'' olarak kutlandığını bildirdi.
Sanayileşme ve teknolojik gelişmeye bağlı olarak
modernleşme ve kentleşmenin arttığı bir yüzyılda yaşandığını, sanayileşmiş
toplum olmanın olumlu taraflarının yanı sıra, olumsuz birçok tarafı da bulunduğunu ifade eden Kamçı, şunları kaydetti:
''Hızla gelişen sanayi ve teknolojik gelişmeler, insanoğlunun yaşam biçimini değiştirmekte, modern bir hayat sürmesini sağlamakta ve neticede insanlar daha rahat bir yaşam isteğiyle şehirlere göç etmektedir. Bunun
doğal sonucu olarak, tarım ve
hayvancılıkla uğraşan insan sayısında azalma meydana gelmiş, şehirleşmenin getirdiği
çevre kirliliği, nüfusun hızla artması ve buna bağlı olarak sınırsız gibi görünen doğal kaynakların hızla tükenmesi, çevre konusunu dünya gündeminin ilk sıralarına yerleştirmiştir.''
Kamçı, yapılan araştırmalar sonucunda 1950'den bu yana dünya ekonomisinin 5 kat büyüdüğünü, nüfusun 2,5 kat arttığını, dünyadaki mevcut kirliliğin yüzde 50'sinin de son 35 yılda gerçekleştirildiğini, bütün dünyanın ortak sorunu olan çevre kirliliğini, günümüzde canlı varlığını tehdit eden en büyük tehlikelerden olduğunu vurguladı.
Sanayileşme,
nüfus artışı, düzensiz kentleşme, savaşlar, tarımda kimyasal maddelerin bilinçsizce kullanımı, gerekli çevre koruma önlemleri alınmadan yoğun üretime geçen sanayi tesisleri, çevre kirliliğini her gün daha tehlikeli boyutlara çıkardığını dile getiren Kamçı, şöyle devam etti:
''Dünyada çevreyle alakalı yaşanan olumsuzlukların benzerlerini ülkemizde de görmek mümkündür. Hava kirliliğinin artması, yer altı ve yer üstü sularının kirlenmesi, ormanların yok olması, tarım uygulamalarının bilinçsizce yapılması, toprakların verimsizleşmesi ve çoraklaşması, bitki ve hayvan çeşitliliği azalması gibi sonuçlar, bunların en önemli olanlarıdır. Mevcut çevre sorunlarının çözümü için resmi otoritenin gerekli tedbirleri almasının yanı sıra, halkımızın çevre konusunda bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve olumlu
tüketim alışkanlıklarının kazandırılması gerekmektedir. Bu ise köklü ve sistemli bir çevre eğitimi ile sağlanabilir.
Çevrenin bize atalarımızdan kalan
miras değil, bir emanet olduğunun bilincinde ve onu gelecek nesillere en güzel şekilde bırakma gayretinde olmalıyız. Bu konuda her ferdin çevreci olma ve üzerine düşeni yapma mecburiyeti vardır. Çevre sorunlarının önlenebilmesinin yolu, başta
aile olmak üzere eğitim ve
öğretim kurumları ile devam eden, basın yayın kuruluşlarımızın desteklediği, kamu kurum ve kuruluşları ile
sivil toplum örgütlerinin de içinde olduğu, bir çevre eğitiminden geçmektedir.''
Kamçı, çevre sorunlarının artmasının, çevre bilincinin oluşmasını zorunlu hale getirdiğini ve çevreyi koruma faaliyetlerinin de artmaya başladığını vurguladı.
Geleceğin büyükleri olan çocukların, çevre bilincine sahip bireyler olarak yetiştirilmesi,
kalkınma ile çevre arasındaki dengenin kurulmuş olması, sınırlı kaynakların tasarruflu şekilde kullanılmasının sağlıklı çevrenin güvencesi olduğunu dile getiren Kamçı, açıklamasını şöyle tamamladı:
''Ülkemiz; yer şekilleri, dağları, akarsularıyla yeryüzünde eşine az rastlanan bir doğal güzellik ve zenginliğe sahiptir. Bu nedenle, bu güzellikleri tahrip etmeden, onunla uyum içinde yaşayarak gelecek nesillere aktarmak, hem insani, hem vicdani ve hem de milli bir vazifemiz olmalıdır. Her yıl artarak oluşan çevre bilinciyle, daha güzel günlere ulaşacağımız inancıyla, tüm Gazianteplilerin Dünya Çevre Gününü kutluyorum.''
(SEÇ-RŞ)03.06.2011 18:35:23