Aykut Ünlüpınar - Çiftçinin beklentilerini karşılamadığı gerekçesiyle
üretim alanları azalan mısırda, bu yıl döviz kurunun yüksekliği nedeniyle
ithalatın azalacağı beklentisi tahıl üreticisini umutlandırdı.
Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
yurt genelinde yılda yaklaşık 4 milyon ton mısır üretiminin gerçekleştiğini, üretimin önemli bir bölümünü karşılayan Çukurova'da hasadın bütün yoğunluyla devam ettiğini, ancak,
fiyatların henüz istenilen düzeyde olmadığını belirtti.
Mısır üreticisinin ton başına 575 lira elde edebildiğini ifade eden Özkan, ''Maalesef mısır şu anda değerinin altında satılıyor. Dünyadaki
satış rakamları da gözönüne alındığında 630-650 lira olması gerekiyor'' dedi.
Özkan, uzun vadede mısırın
prim yapacağına inandıklarını, dünyadaki fiyatının giderek yükseldiğini, bunun da ithalatı dengeleyerek, sanayicinin
yerli üreticiye dönüş yapmasına neden olacağını belirtti.
Özellikle döviz kurundaki artışın ithalatçıyı etkileyeceğini belirten Özkan, şunları kaydetti:
''Mısır üreticisi an itibarıyla maliyetine satış gerçekleştiriyor. Ancak, dövizdeki artışın ithalatı bir nebze de olsa frenlemesiyle ileriye dönük yerli üreticinin umutları var.
Sanayici mısırı
Güney Amerika'dan Ukrayna'dan ithal ederse
liman masrafı ile maliyeti 350 doları buluyor. Bugünkü kuru
hesap ettiğinizde ve ithalatçı karını ortaya koyduğunuzda tonu 630-650 liraya geliyor. Doların yükselişinin ne boyutlara geleceğinin öngörülememesi mısır ithalatını da azaltacaktır. Kaldı ki ithal edilecek mısırın protein ve nişasta değerleri düşük. Yerli üretici, genleriyle oynanmamış daha kaliteli mısır sunuyor. Yerli
çiftçi ileride kazanacak. Ancak, bugün için sıkıntılar yaşamaya devam ediyor.''
Özkan, çok sayıda aracı şirketin yaz boyunca çiftçiye
finans desteği sağladığından önceden alımla ilgili bağlantılarını yaptığını, bu nedenle ürünü istedikleri fiyattan aldıklarını belirterek, ''Çiftçi işin başında yakasını kaptırmış durumda. İnsanın içi acıyor, ama bu da bir gerçek, böyle bir realite var. O nedenle
küçük çiftçi dediğimiz kesim emeğini, değerinin altında satma durumunda kalıyor'' diye konuştu.
-''REKABET ORTAMININ SAĞLANMASI GEREKİR''-
Özkan, Çukurova'da mısır üreticisinin beklentilerinin karşılanması amacıyla
rekabet ortamının sağlanacağı
pazarın kurulması ve Vadeli İşlem Borsası'nın hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Alıcı ile üreticiyi aracısız olarak bir araya getirecek bir ortamın oluşturulması gerektiğini vurgulayan Özkan, şöyle devam etti:
''Türkiye'deki mısır üretiminin önemli bir bölümünün gerçekleştiği Çukurova'da üreticinin emeğinin karşılığını alabilmesi için
Konya ve
Polatlı örneğindeki gibi alıcıyla çiftçiyi bir araya getiren piyasa oluşturulması ve rekabet ortamının geliştirilmesi gerekir. Şu anda tekel oluşturuluyor.
Piyasalar o tekele göre işliyor. TİGEM'in
İncirlik yakınlarında atıl duran yaklaşık 200 dekarlık alanına Adana
Ticaret Borsası'nın girişimiyle talepte bulunuldu. Fakat ne yazıkki atıl duran yer için değerinin çok üstünde para istendi. Burada oluşturulacak pazar rekabet yaratacaktı, alıcı ve satıcı bir araya gelecekti. Bu sistemde, 20-30 ton mısırı olan küçük çiftçi, kamyonuyla oraya gidip alıcılarla görüşecekti. Tek tek fiyat soracak, onlar da ürünü almak için fiyatı yükseltecek böylece üretici yararına bir rekabet ortamı oluşacaktı.''
Özkan, ayrıca Vadeli İşlemler Borsasının da hareketlendirilmesi gerektiğini, alıcı ve üreticinin bu şekilde önünü daha net görebileceğini vurguladı.
Çukurova'nın geçen yıllarda mısır üretiminin yüzde 50'sini karşıladığını, bu oranın şu anda yüzde 40-43'lere kadar gerilediğini bildiren Özkan, önlem alınmazsa çiftçinin pamuğa ve soyaya yönelmesiyle üretim alanlarının daha da azalabileceğini sözlerine ekledi.
(KUT-ERS-NİF)07.09.2011 12:04:58