Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Doç. Dr.
Osman Can, anayasadaki anadil kuralının hatalı olduğunu söyledi. Can, "Bu ülkede yurttaşlara hiçbir şey sormadılar. Bakın
Danıştay bir karar verdi, bir yasaya dayandırdı. Dayandırılan yasayı bulamadım.
Devrim kanunlarına dayandırıldığını söyleyen arkadaşlarım oldu." dedi.
Yeni Anayasa Platformu'nun,
Diyarbakır Baro Başkanlığı ev sahipliğinde düzenlediği 'Anayasa Toplantıları', Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Mehmet Akif
Ersoy Tiyatro Salonu'nda yapıldı. Moderatörlüğünü
avukat Mehmet Uçum'un yaptığı panele konuşmacı olarak Doç. Dr. Osman Can, Doç. Dr.
Yücel Sayman, Prof. Dr.
Fazıl Hüsnü
Erdem katıldı.
Diyarbakır'da çok sayıda farklı görüşe sahip
sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katıldığı panelin açılış konuşmasını
Baro Başkanı Mehmet
Emin Aktar yaptı. Aktar,
Kürtçe ve
Türkçe yaptığı konuşmasında, "Keşke burada konuştuğumuzda kimse bize karışmasaydı. Savcılar hakkımızda bir şeyler yapmak için harekete geçmeseydi. Yani anayasa ile ilgili isteyen kişi istediği talebi dile getirseydi." diye konuştu. Yeni anayasa konusunda Türkiye'de her kesimin hemfikir olduğunu anlatan Aktar, ancak içeriği konusunda tartışmalar devam ettiğini dile getirdi.
Kürtçe 'hoş geldiniz' diyen
Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Doç. Dr. Osman Can da Anayasa'nın halkın olduğunu ve halkın sözünün geçmesi gerektiğini söyledi. Can, şöyle dedi:
"Yeni anayasa tartışmalarına başladığımızda uzmanların değil, halkın konuşması gerekir. Bütün kesimlerin çok açık ve özgür konuşması gerekiyor. Anayasa eğer toplum sözleşmesi olarak değerlendiriliyorsa ki şu anki anayasayı bizler bir araya gelerek, bize sorularak hazırlanmadı. Kimin anayasası olduğunu çok iyi biliyorsunuz. Kimler yapmışsa bu anayasa da onların. Anayasa yapılırken bize soruldu mu? Örneğin değişmez maddeleri yapılırken, başkent
Ankara olup olmayacağını kim bize sordu? Buna babalarımız da dedelerimiz de karar vermedi. Darbecilerin ürettiği kavramlar vardır, devletin milletiyle bölünmez bir bütün olduğunu. Diyarbakır'da Ankara'nın kenar mahallelerinde bunu diyen var mı?
Hayır. Edirne'deki vatandaş söyledi mi hayır. Ankara'daki birileri söyledi bunları. Bu ülkenin sahibi olarak kendini gören, devleti kendi çıkarları için görenler kullanır bu ifadeyi."
Osman Can, anayasa kararlarında çok veciz sözler olduğunu, bunların bir tanesinde; 'Özgün bir Kürt dili yoktur' denildiğine işaret ederek, "Nerden biliyorsun? Bu konuda biz ya da Diyarbakır'daki yurttaşlarımız, 'hayır Kürt dili yoktur' diye bir karar verdi mi? Bence Diyarbakır halkı 'biz anadilimizde eğitim görmek istemiyoruz' diye bir şey de söylemedi. Ama Ankara'daki efendiler o kadar geri zekalı ki anayasaya şöyle bir ifade koymuşlar, mesela, 'hiçbir dil okullarda Türkçe dışında anadil olarak öğretilemez'. Diyarbakır'da öğretilen
ana dil Türkçe'dir o zaman. Ama anadili Türkçe değildir ki bu
doğal bir dildir, ana dil. Bu ülkede bu yurttaşlara hiçbir şey sormadılar. Bakın Danıştay bir karar verdi, bir yasaya dayandırdı. Dayandırılan yasayı bulamadım. Devrim kanunlarına dayandırıldığını söyleyen arkadaşlarım oldu" diye konuştu.
Doç. Dr. Yücel Sarman ise kendi anayasasının hazır olduğunu belirterek, Türkiye'deki bütün kesimlerden tek tek özür diledi. Sarman, anayasayı bu sefer halkın yapacağını belirterek, bunun için bu tür toplantıları önemsediklerini kaydetti.