Devlet
Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürlüğü, hazırladığı ''Aşırı Sıcaklık ve Korunma Yöntemleri'' başlıklı
broşür ile aşırı sıcakların neden olabileceği rahatsızlıklara ve alınması gereken önlemlere dikkat çekti.
Broşürde, her canlının sıcaklık,
rüzgar, nem, basınç gibi pek çok atmosferik değişkene karşı mutlaka fizyolojik tepkisinin olabileceği, ancak çevre ve iklim koşullarına en kolay uyum sağlayan, olumsuz sonuçlarından en az etkilenen canlının da insanlar olduğu anımsatıldı.
Genellikle insanların
yaşamlarını rahat bir biçimde sürdürebildikleri hava sıcaklığının 17 ile 31 derece arasında değiştiği anlatılan broşürde, ''Doğal olarak normal yaşam için bu değerlerin altında ve üstünde belirli bir tolerans söz konusudur. Ancak bu tolerans sınır değerlerinin dışındaki sıcaklık değerleri, değişik bünyelerde çok farklı klinik sendromlara, fizyolojik streslere, hastalıklara ve hatta ölümlere bile neden olabilmektedir'' denildi.
Türkiye'de uzun yıllara göre en yüksek hava sıcaklığının 1993'te Mardin'de görüldüğü, sıcaklığın kayıtlarda 48,8 derece olarak yer aldığı da belirtilerek, şu uyarılarda bulunuldu:
-Kanser, kemoterapi veya değişik
deri hastalığı olanlar, güneş ışınlarından korunmaya özellikle dikkat etmelidir.
-
Güneş ışınlarının etkisinin güçlü olduğu 10.00-16.00 saatleri arasında güneş ışınlarından kaçınılmalıdır.
-Dışarıda bulunulduğunda açık renkli, hafif, bol giysiler
tercih edilmeli,
şapka giyilmeli ve güneşin zararlı ışınlarından koruyan
güneş gözlüğü kullanılmalıdır.
-Dışarıda çalışması gerekenler, mümkün olduğunca güneş altında korumasız kalmamaya, aşırı hareketlerden kaçınmaya, sık sık tuz içeren sulu gıdalar almaya dikkat etmelidir.
-Yoğun fizik aktivite,
spor yapmak için sabah ve
akşam saatleri tercih edilmeli, her bir saatlik spor için en az 2-4
bardak sıvı alınmalıdır. Aşırı fizik aktivitelerden kaçınılmalıdır.
-Risk altındaki yetişkin ve yaşlılar, günde en az iki kez güneş veya sıcak çarpması yönünden izlenmelidir.
Bebekler ise bu açıdan daha sık izlenmelidir.
-Bebek, çocuk, engelli ve hayvanlar, kapalı ve park edilmiş
araçlarda kesinlikle bırakılmamalıdır. Araçların iç ısıları klima olsa dahi park edildikten kısa bir süre sonra yükselmektedir. Araç terk edilirken herkesin dışarıya çıktığından emin olunmalıdır.
-Vücut ısısının yükselmemesi için sık sık duş alınmalı, bunun mümkün olmadığı durumlarda ayaklar, eller, yüz ve ense
soğuk suyla ıslatılmalı veya silinmelidir.
-Kahvaltıda az yağlı
peynir,
zeytin ve taze sebzeler bulunmalı, kafein içeren içecekler yerine de süt,
meyve suyu,
ıhlamur ve kuş burnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.
-Yağlı
besin ve kızartmaların tüketiminden kaçınılmalı, yemeklerde bitkisel sıvı yağlar kullanılmalıdır.
-Her gün en az 2- 2,5 litre sıvı tüketilmeli, soğuk ve buzlu içecekler tercih edilmemelidir.
(EÜ-MUS-HLL-HH)11.07.2011 19:57:10