Diyarbakır'da Yeniden Tiyatro Zamanı

Diyarbakır'da Yeniden Tiyatro Zamanı

Meral Özdemir - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu (DDT), 6 Ekim'de ''AK Kartalın Oğlu Gılgameş'' oyunuyla seyircisiyle buluşacak. Kurulduğu 29 Ekim 1988'den bu yana başta Diyarbakır olmak üzere bölge illerinde de sosyal yaşamın vazgeçilmez unsurlarından olan ve yüzbinlerce seyirciyi farklı yaşamlarla tanıştıran, güldüren, ağlatan, düşündüren ve izleyene ayna tutan DDT, izleyicisini tiyatronun büyülü atmosferiyle yeniden buluşturmaya hazırlanıyor. DDT, Orhan Asena'nın yazdığı, Tamer Levent'in yönettiği, ''Ak Kartal'ın Oğlu Gılgameş'' oyunuyla 6 Ekim'de bir süre önce hizmete giren Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi Orhan Asena Sahnesi'nde ilk kez, seyircisini selamlayacak. Sezonu iddialı bir yapımla açmaya hazırlanan Diyarbakır DT 3 bin yıl öncesine dayanan destanı, dansların, zılgıtların ve folklorik temalar gibi yerel unsurlarla zenginleştirerek görsel bir şölen sunacak. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'in de provalarını izlediği oyunun yönetmeni Tamer Levent AA muhabirine yaptığı açıklamada, Orhan Asena'nın ''Ak Kartalın Oğlu'' ile ''Tanrılar ve İnsanlar Gılgameş'' aldı 2 oyununu birleştirerek ''Ak Kartal'ın oğlu Gılgameş'' adıyla çalışmaya başladıkları söyledi. Gılgameş'in 3 bin yıl öncesine dayanan çok önemli bir destan olduğunu, yazıtlar yorumlandığında bugün insanına da son derece önemli göndermelerde bulunduğunu ifade eden Levent, şöyle konuştu: ''Oyun, insanın gelişme evrelerini anlatıyor. Hayatın zorluklarla dolu olduğunu gösteriyor. Gençlik döneminde başlayan ve insanlığa olumlu katkılarda bulunmak isteyen genç bir insanın, karşılaştığı engeller sonrasında yine ideallerinden vazgeçmeyip ama olgunlaşarak, zaman zaman bu zorluklarla karşılaştığı için isyankar olup hatta ölümsüzlüğü elde etme gibi ütopik bir düşünceye varmasından sonra karşılaştığı olaylar, masalsı üslup içinde aktarılıyor. Bence son derece ders çıkarılacak bir durum. Oyundaki kahramanların ona 'ölümsüz olmak önemli değil, insanlar yararına bir şey yapmak önemlidir' demesiyle bir değişim geçiriyor. Ve oyunun finalinde Gılgameş artık akil bir insan olup hayatın daha barışçıl, daha adaletli daha vicdanlı, insanların birbirlerine karşı daha sevgili, saygılı olmasını, insani deformasyonlardan kaynaklanan tecavüz, ölüm, cinayet ve benzeri gibi ki günümüzde de sürmekte olan sorunların yaşanmaması gerektiğini diliyor. Çünkü, bunu olgunluk çağına geldiği sırada söylüyor. Bence Orta Doğu'dan çıkmış ve tüm dünyaya mal olmuş Gılgameş Destanı Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda Orhan Asena Sahnesi'nin yeniden açılışında ve Orhan beyin iki oyununun birleştirilmesiyle dünya prömiyeri yapıyor. Oyunun, derdini anlattığını düşünüyorum. Umudum Diyarbakır izleyicisinin ve tüm Türkiye izleyicisinin bu çok önemli sanat eserini anlatmak istediği derdi, kendi dertleriyle buluşturarak anlamaları. Hayatın 'bir şenlik, bir bahara dönüşmesi duygusunu aktarıyoruz' diye düşünüyorum. Tiyatronun bence önemi bu. Bu tür dilekleri ve önerileri anlaşılabilir, kabul edilebilir ve özenilir şekilde sunulması.6 Ekim'de, dünya prömiyerinde seyircimizle buluşacağız. Heyecanlıyız.'' -SİHİR İÇİN YURT DIŞINDAN ÖZEL PERDE- Çok dinamik bir oyunculuk sergilediklerini, seyircinin ilgisini diri tutmak için oyuncuların yüksek performans gösterdiğini belirten Levent, ''Sanki bir antik oyun. Antik bir oyun gibi ama modern ögeleri bunun içinde ustalıkla kullanıyoruz. Seyirciler bunun modern olduğunu anlamayacak, ama dinamizm var. Örneğin oyunda birebir bir Nevruz yapmıyoruz. Ama Nevruz'u hatırlatsın istiyoruz. Mitolojik şenliğin bugünü hatırlatsın istedik'' dedi. ''Yurt dışında görülebilecek ayarda bir oyun'' diyen Levent, bu tür prodüksiyonların oynanmasının tiyatronun ne kadar önemli bir işi olduğunu ve yapılmasının zorluklarını anlattığını, oyunlardaki çıtayı da yükselttiğini anlattı. Ortalama günde 10-12 saat çalıştıklarını, Dicle Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Halk Dansları bölümünden 4 kız, 4 erkek, 8 gencin oyundaki danslarda yer aldığını, Mardin Sinema Derneği'nin de katkısıyla 3D ayarında hazırlanan görüntülerin de kullanılacağını ifade eden Levent, ''Bazı sahnelerde dekor değişiminde sihir yaratacağız. Bunun için perdeler de Almanya'dan geliyor. Masalsı anlatım tekniğini bir tür sihir yaparak anlatacağız. Bölge de ilk kez yapılacak. Devlet Tiyatroları her yıl iddialı yapımlar yapıyor. Bizim oyunumuzda DT'nin en iddialı yapımlarından biri'' dedi. Oyun yaşamın gelişmesini anlatırken, aslında Türkiye'nin de dünyanın da gündeminde olan Arap Baharı'nı da hatırlattığını kaydeden Levent, şunları söyledi: ''Çünkü Orta Doğu Baharı'nda da insanlar, daha önce konuşulan olguları, dünyadaki gelişmeleri görüyorlar. Televizyon izlemelerine izin verilmiyor, ama onlar büyük ölçüde evlerinde kaçak anten koyarak televizyon izleyerek dünyayı tanıyorlar, Türkiye'yi de izliyorlar. Türkiye'yi bir model ülke olarak görmek istiyorlar. Yaşam kalitelerini yükseltmek istiyorlar. Kültürel gelişmeyi talep ediyorlar. İnsanın evrimini anlatmaya çalışıyoruz. İnsanın evrimi de zaten kültür demek. Sanat, tarih boyunca toplumsal gelişmelere hizmet etmiştir.'' (MRL-EK-DEL)29.09.2011 11:31:55
<< Önceki Haber Diyarbakır'da Yeniden Tiyatro Zamanı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER