Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu,
terörü engellemek için
terörle mücadele bağlamında son yapılan
Kuzey Irak'a
sınır ötesi harekat da dahil olmak üzere, istihbari ve öteki alanlarda ne gerekiyorsa yapılacağını belirterek, bu konuda MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın hakkıyla görevini yaptığını, yapmaya devam edeceğini söyledi.
Davutoğlu,
AK Parti Konya İl Başkanlığında İl Koordinasyon Toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında, eski AK Parti Konya
milletvekili adayı olan Halil Etyemez'in Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı Bakan Yardımcılığına getirildiğini bildirdi.
Basın mensuplarının
terör örgütü ile MİT arasındaki görüşmelere ilişkin haberler konusundaki soruları üzerine Davutoğlu, Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın da bu konuya açıklık getirdiğini anımsattı.
Dünyanın her yerinde istihbarat teşkilatlarının görevlerinin belli olduğunu ve bu görevlerinde hiçbir sınırlama da olmadığını kaydeden Davutoğlu, ''Siyasi otoritenin verdiği görevleri yerine getirirler ve ülkenin bekası için o günkü şartlar içerisinde istihbarat toplamaktan, bağlantılı operasyonlara kadar yaparlar. Sayın
MİT Müsteşarımız - o zaman MİT müsteşarı da değildi - bu görevi yaparken, ancak kendisine verilen görevi o zaman da ondan sonra da her alanda hakkıyla yerine getirmiştir'' diye konuştu.
Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sayın Müsteşarımızın belki de dış politikamıza en büyük katkı yapacağı hususlar, bugünlerde
yurt dışı istihbarat ile ilgili attığı adımlardır. O konuda
Türkiye'nin bekası ve terör belasının milletin üzerinden defedilebilmesi için atılması gereken her adım atılır. Bu konuda da Sayın başbakanımızın vurguladığı gibi hükümetimizin herhangi bir şekilde vermeyeceği bir
hesap veya anlatamayacağı bir durum yoktur.
Ne gerekiyorsa, terörü engellemek için, terörle mücadele bağlamında son yapılan Kuzey Irak'a sınır ötesi harekat da dahil olmak üzere, orada da ne gerekiyorsa yapılacak, terörün bu ülkenin üzerinden kara bulutların dağıtılması için diğer alanlarda da istihbari alanda da ne gerekiyorsa yapılacak ve bu konuda Sayın Müsteşarımız hakkıyla görevini yapmıştır, yapmaya devam edecektir''
-NATO ERKEN UYARI RADARI-
Türkiye'ye kurulacak NATO
erken uyarı
radarı ile ilgili istihbarat bilgilerinin
İsrail ile de paylaşılacağı yönündeki haberler ile ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye-İsrail ilişkilerini düzeltmek üzere devreye girdiği yönündeki haberleri değerlendiren Davutoğlu, bugün
Wall Street Journal gazetesine atıfta bulunarak bir gazetede bu haberin yer aldığını anımsattı.
Davutoğlu, ''
Wall Street Journal'de Amerikalı bir yetkiliye atfen diyor. Bu yetkili kim, ne söylemiş, niçin söylemiş, hangi kontekstte söylemiş belli değil. Öylesine dinamik bir uluslararası konjonktürde yaşıyoruz ki ortalığı bulandırmak isteyen çok yetkili çıkıyor. Dolayısıyla bir kere kamuoyumuzun bu tür kendisinden menkul yetkililere ve bunlara dayalı olarak yapılan haberlere itibar etmemesini hususiyetle rica ediyorum'' diye konuştu.
Kamuoyunun manipülasyonlara dikkat etmesini isteyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Türkiye'de de geçmişte 'üst düzey bir yetkili şunları söyledi' diye büyük fırtınalar kopardı. Bunları söyleyecek olan kişilerin karşımıza çıkıp söylemesi lazım. Kim olduğunu ilan etmesi lazım. Bizim Amerika'da muhatap olarak gördüklerimiz bellidir. Onlar da bizim bu konuya bakışımızı bilirler. Nedir bu bakışımız? Türkiye'de radar yerleştirilmesi -
füze sistemi değil, hiçbir füze Türkiye'de konuşlanmadı.- Bu
radar sistemi Lizbon'da NATO zirvesinde ele alınan bir NATO projesi ve Türkiye'nin de içinde olduğu ve Türkiye'nin ulusal güvenliğini de temin edecek bir projedir.
NATO üyeleri de bellidir. Bu üyeler dışındaki üyelere NATO'nun herhangi bir sorumluluğu da yoktur. Biz NATO'da oldukça da böyle bir imkanın nasıl kullanılacağına biz karar veririz. Zaten Türkiye'nin bu konudaki öncelikleri bellidir. Biz Lizbon zirvesinde bu prensipleri söyledik. Bu prensiplerin hepsi de yerine getirildiği için yani, Türkiye'nin bütünüyle korunma altına alınması, bu sisteme TSK ve yetkililerinin tam bir ulaşımının ve içinde bulunmasının, bütün o sistemin bizim denetimimizde olması, Türk egemenliğinin alanı içinde olması ve komuta kademesinde de NATO'da en üst düzeyde bir Türk generalin bu sistemle ilgili görev yapması... Bu şartlar yerine getirildiği için bu görüşülmüştür. Başka manipülatif yorumlara hiçbir şekilde itibar etmemek gerekir.''
''ORTADA ARA YOL BULUNMASINI GEREKTİREN BİR DURUM YOKTUR''
ABD Başkanı Obama'nın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesi konusunda da böyle bir görüşmenin New York'ta gerçekleşeceğini dile getiren Davutoğlu, şöyle konuştu:
''Olağanüstü bir durum yoksa gidiş geliş bağlamında böylesi bir görüşme Sayın başbakanımız ile sayın Obama arasında gerektiğinde Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Obama arasında yapılmaktadır. Bizim İsrail ile ara buluculuğa bu anlamda hiçbir şekilde ihtiyacımız yok. Ortada ara yol bulunmasını gerektiren bir durum yoktur. Türkiye'nin talepleri bellidir. Bu talepler yerine getirildiği zaman atılacak adımlar bellidir, yerine getirilmediği zaman atılacak adımlar da bellidir. Kimse bizim ciddiyetimizi
test etmeye sınamaya kalkmamalıdır. Tabii Sayın Obama ile başka konular konuşulacağı gibi Türkiye İsrail ilişkileri konuşulur ama Türkiye'nin bu konudaki ilkesel tutumunu belki de en yakından bilenler ABD yetkilileridir.''
Mavi Marmara'da Türk vatandaşlarının şehit edilmesinden bu yana tutumlarının belli olduğunu kaydeden Davutoğlu, ''Bu konuda bundan sonra atılacak adımlar önemlidir yoksa yapılacak yorumlar değil'' dedi.
-''BAŞLI BAŞINA BİR PROVOKASYON''-
Kıbrıs Rum yönetiminin Akdeniz'de doğalgaz ve petrol
arama çalışmalarına başlayacağını bildirdiğini hatırlatan bir gazetecinin sorusu üzerine Bakan Davutoğlu, kıta sahanlığı anlaşmasının imzalanmadığını, bu konuyla ilgili yaptıkları açıklamanın açık olduğunu söyledi.
Daha önce
Avrupa Birliği
Dışişleri Bakanlığı toplantısında bazı şeyleri çok net olarak söylediğini hatırlatan Davutoğlu, ''Kıbrıs'ta yoğun
müzakereler sürerken, ekim ayında tam da yoğun müzakerelerle yeni bir barış planı, kapsamlı bir barış planı son aşamasına gelmişken,
Kıbrıs Rum yönetiminin tek taraflı olarak Kıbrıs karasularında, münhasır
ekonomik bölgesinde araştırma yapmaya kalkmasının her şeyden önce başlı başına bir provokasyon olduğunu düşünüyorum'' diye konuştu.
Bunun süreci sabote etmeye yönelik bir adım olduğunun, yapılanın hiçbir aciliyeti olmadığını vurgulayan Davutoğlu, ''Bir sene sonra da olabilir birkaç sene sonra da olabilir. Ama Kıbrıs Rum yönetimi bu yolla müzakereleri sabote etmek istiyor. Artık
Birleşmiş Milletleri'nde Kıbrıs Rum yönetiminde bir karar vermesi gerekiyor. Kıbrıs'ta bir devlet olacaksa iki kurucu devletten oluşan bir devlet olacaksa, bu kaynakların hepsi bu devlete aittir. Bu iki kurucu devlete aittir'' dedi.
''Dolayısıyla önce çözümü yapalım, oluşturalım. Sonra Türkler ve
Rumlar bu kaynakları birlikte idare etsinler, birlikte istifade etsinler. Bir devlet olacaksa.'' diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Yok ama Kıbrıs Rum yönetimi ''ben tek taraflı olarak bunu yapmam çünkü ben ayrı devletim' diyorsa o zaman da bu müzakerenin ne anlamı var. O zaman iki devlet olduğunu kabul etmek icap eder. Şimdi karar vermek gerekir. Bizim bu konuda pozisyonumuz son derece açıktır. Türkiye'nin bu konuda uluslararası hukuktan doğan Kıbrıslı Türklerin haklarını koruma konusunda bir garantörlük statüsü var. Kıbrıs Rum yönetimini de, uluslararası topluma da söylediğimiz şudur, 'bu provokatif
eylemler yerine gelin yoğunlaştırılmış müzakereler üzerine duralım. Bir an önce barışı gerçekleştirelim.' Ama siz bunu yapacaksanız, o zaman biz de sizin bu tek taraflı adımınızı tanımadığımızı göstermek üzere biz de tek taraflı adımı atma hakkını kendimizde görürüz. Aslında bu tek taraflı değil. Bu bizim garantörlük sisteminden ve diğer uluslararası anlaşmalardan doğan hakkımızdır. Kıbrıs Türklerinin bu anlamda Kıbrıs'ın ekonomik, bilhassa ekonomik haklarından feragat etmesini kimse bekleyemez. Bu konuda bir eylem planı hazırladık. Bunun da ilk açıklamasını da yaptık. Eğer bu emrivaki devam ederse atılacak adımlarımız var''
(BO-NEV-İU)18.09.2011 09:29:06