Sağlık Bakanlığı Kanserle
Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr.
Murat Tuncer,
Kocaeli'nin
Gebze ilçesinin
Dilovası beldesinde
kanser vakalarında artış olduğu iddiaları ile ilgili, ''Dilovası'nda kanser vakalarında panik yaratacak bir artış yok. Ama bu, önlem almayacağımız anlamına gelmez'' dedi.
Tuncer,
Sağlık Bakanlığı'nda kanser konusunda çalışma yürüten bilim kurulu üyeleri ile birlikte Dilovası'ndaki kanser vakaları ve cep telefonu kaynaklı kanser iddialarıyla ilgili bir
basın toplantısı düzenledi.
Kanserin dünyada ve Türkiye'de arttığını işaret eden Tuncer, her yıl 170 bin kişinin kansere yakalandığını söyledi.
Türkiye'de çevre ve kanser ilişkisinin öneminin bilindiğini, bu nedenle buna yönelik çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Turcer, Dilovası ve Kocaeli ile ilgili 2004'ten beri çalışma yürütüldüğünü hatırlattı.
TBMM'de, 2006 yılında kurulan komisyonun bu konuyu araştırdığını ve bu bölgedeki kanser vakaları üzerine yoğunlaşıldığını ifade eden Tuncer, bu bölgeyle ilgili çalışma yürüten bir bilim adamının, ''Bölgede yaşayanlarda anne sütünde ağar
metal bulunduğu'' iddiaları üzerine, söz konusu bilim adamıyla iletişime geçtiklerini belitti.
Bu bilim adamından, yaptığı çalışmaların istendiğini ancak kendilerine bugüne kadar herhangi bir bilgi ulaşmadığını belirten Tuncer, söyle konuştu:
''Canlılarda
civa ve kurşun ölçülmesinde uygun yöntemlerin kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle bu ölçümeler çok az yerde yapılabiliyor. Bizde, ülkemizdeki su ürünleriyle ilgili ölçümleri, hataları önlemek için
yurt dışındaki
akreditasyon merkezlerini gönderiyoruz. Bu bilim adamından, izlediği metotla ilgili bilgi istedik. YÖK aracılığıyla da yazı yazdık. Gelen yazıda, bu çalışmanın Haziran ayı sonunda tamamlanacağı ve ölçümlerin çocuk dışkısıyla yapıldığı söylendi. Ancak bu, dünyada terk edilmiş bir yöntem. Çünkü dışkıyla yapılan çalışmada kompaninasyon (kirlenme) olabiliyor. Artık dünyada gerçek dokularla çalışma yapılıyor.''
''Sağlık Bakanlığı'nın Dilovası'ndaki kanser vakalarını doğrulayan vakaları bulunduğu'' iddialarını da yanıtlayan Tuncer, bu bölgeyle ilgili 2004'ten beri aktif kanser verilerinin tutulduğunu, ancak diğer hastalılardan ölü kayıtları tutulmadığı için sadece
ölüm oranlarında kanser vakalarının dikkat çektiğini söyledi.
Prof. Dr. Murat Tuncer, ''Dilovası'nda kanser vakalarında panik yaratacak bir artış yok. Ama bu önlem almayacağımız anlamına gelmez. Orada çevresel bir sorun var. Birçok tesisin ÇED raporu olmadan açıldığı tespit edildi. Buraya yönelik birçok rehabilitasyon yapıldı ve yapılacak. Bunlara uymayan tesisler ise kaldırılacak'' diye konuştu.
Bir soru üzerine, kanser vakalarının hangi nedenden kaynaklandığının belirlenmesi için aradan yıllar geçmesi gerektiğini ifade eden Tuncer, ''O bölgedeki sanayi çıktıları
kanserojen içeriyor. Buradaki ölçümlerin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi şart'' bilgisini aktardı.
-CEP TELEFONLARINDAKİ KANSER TEHLİKESİ
Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Tuncer, cep telefonlarındaki kanser tehlikesiyle ilgili son gelişmeleri de değerlendirdi. Cep telefonlarının yarattığı tehlikenin vücuda uzaklıkla ilişkili olduğunu belirten Tuncer, bu cihazların sadece kansere değil, aynı zamanda kısırlığa da yol açtığını ifade etti.
Tuncer, şöyle konuştu:
''Cep telefonlarını çocuklardan uzak tutmak lazım. Çünkü çocuklar yetişkinlerden daha farklı şekilde etkileniyor.
Çocuklarda beyni koruyan
sistem, erişkinlerdeki kadar gelişmiş değil. Ayrıca hamileler de cep telefonunu kullanırken dikkatli olmalı. Cep telefonlarıyla günde konuşma süresi 2 saati geçmemeli. Az çeken cep telefonları en tehlikelisi çünkü bu durumdaki cep telefonu çok enerji harcar. Ayrıca, cep telefonu alırken SAR değeri düşük olanlar
tercih edilmeli. Cep telefonları olabildiğince
kalp ve börekten uzak tutulmalı. Yatak ve çocuk odalarında bırakılmamalı. Araçta ve petrol istasyonlarında kullanılmamalı.''
-ÇOCUKLARIN CEP TELEFONLARI REKLAMLARINDA KULLANILMASI
Cep telefonlarıyla ilgili reklamların
halk sağlığını koruyacak şekilde disipline edilmesi gerektiğini belirten Tuncer, sözlerini söyle sürdürdü:
''RTÜK'e çocukların cep telefonları reklamlarında kullanılmaması için girişimde bulunduk. Cep telefonlarıyla sınırsız görüşme çok anlamsız. Bu halk sağlığı açısından zararlı. Halkı bu konuda bilinçlendirmeli ve bu tür reklamlardan korumalıyız. Cep telefonlarıyla ilgili kanser riskinin 2B'ye yükseltilmesi, bu cihazların kanser yaptığı anlamına gelmiyor. Ama muhtemel risk bulunduğu anlamına geliyor. Bu nedenle kablolu
kulaklık kullanarak cep telefonuyla konuşmak gerekiyor.''
Bir soru üzerine Tuncer, ilgili yönetmelik uyarınca baz istasyonlarının insan yerleşim yerinde olmaması gerektiğini, yapılan ölçümlerde bu tür zararı tespit edilenlerin sökülerek yerleşim yerleri dışına çıkarılması gerektiğini söyledi.
Bir başka soru üzerine de Tuncer,
elektromanyetik alanın insan vücudundaki dokuları ısıtıp DNA kırıklarına bunun da
beyin tümörü ve kulak içi kanserine yol açtığını sözlerine ekledi.
(SBK-MD-Zİ)06.06.2011 17:40:11