Devlet Bakanı ve
Başmüzakereci Egemen Bağış,
12 Haziran seçimlerinin esasen
siyasi partiler arası bir seçim olmadığını belirterek, ''12 Haziran, statüko ile
milli iradenin muktedir olması arasında bir
tercihin yapılacağı gündür'' dedi.
Bağış,
AK Parti İzmir İl Başkanlığı tarafından
sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasının temsilcileri ve
metropol muhtarlarının katılımıyla Balçova Termal Otelde düzenlenen öğle yemeğinde yaptığı konuşmaya, ''
Başbakanımız yaşattığınız muhteşem miting için sizlere teşekkür ediyor'' diye başladı.
12
Eylül halk oylaması sonrası ''siyasi tablonun iyi kötü ortaya çıktığını'' dile getiren Bağış, ''Ama son noktayı İzmir mitingi koydu. İzmir mitingi kalkınmanın, aydınlanmanın, adaletin, istikrarın müjdecisi oldu'' dedi.
Bağış, İzmir'i çok önemsediklerini çünkü İzmir'in dünyanın bir incisi, bir
Avrupa kenti olduğunu söyledi. İncil'de geçen 7 kilisenin üçünün İzmir il sınırları içinde bulunduğunu bildiren Bağış, İzmir'in
Türkiye'nin en çağdaş, en aydın şehirlerinden biri olduğunu, akılla, bilgiyle, mantıkla bütünleşmiş bir il olduğunu anlattı.
İzmir'in şimdi tarihi bir adım atacağını belirten Bağış, ''12 Haziran seçimleri, aslında siyasi partiler arası bir seçim değil 12 Haziran, statüko ile milli iradenin muktedir olması arasında bir tercihin yapılacağı gündür'' diye konuştu.
2002 ile 2011 Türkiyesi arasındaki rakamları paylaşmak istediğini belirten Bağış, ''Hem elinizi, hem kulağınızı vicdanınıza koyarak kıyaslamanızı istiyorum. Türkiye, 2002'ye kadar devletin bütün imkanları seferber edilerek 6 bin 100 kilometre yol yapabilmiş, sadece 9 yılda 13 bin 600 kilometre yol yapılmış. 26. en büyük ekonomiyken 16. en büyük ekonomi olmuş.
2023'te ilk 10 arasında yer alacağımızı dünyaya deklare ediyoruz. Kişi başına düşen gelir 2 bin 300 dolardan 10 bin doların üzerine çıkmış, 2023'te 25 binin üzerine çıkarmanın planlarını yapıyoruz. Türkiye'deki okulların üçte biri, hastanelerin dörtte biri son 8,5 yılın eseridir'' dedi.
Bağış, 3 yıl içinde her çocuğa birer
tablet bilgisayar vereceklerini, öğretmenin sınıfta akıllı tahtada öğrettiği dersi öğrencinin
akşam evde tekrar edebilme şansı olacağını,
tablet bilgisayarlar üzerinde internet bağlantısının bulunacağını ve Türkiye'deki çocukların Harvard Üniversitesinin kütüphanesine de bağlanabileceğini bildirdi.
''Rahmetli Uğur Mumcu'nun bir lafı vardır, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın ne kadar tehlikeli olduğunu anlatır'' diyen Bağış, çocukları bilgiyle donatacaklarını, çünkü çılgın ve cesur projeler üretebilecek bir nesil hayalini kurduklarını söyledi.
Bağış, kitap dağıttıklarında ''yapamazsınız'' diyenlerin tablet kitap projesini duyduklarında ''Bu adamlar yapar vallahi'' dediklerini, çünkü söylediklerini hayata geçirdiklerinin görüldüğünü kaydetti.
-''KİMSENİN YAŞAM TARZINA KARIŞMADIK''-
Bağış, 2002 yılında iç hatlardaki
uçak bileti sayısının 8 milyondan bugün 102 milyona yükseldiğini, 2023'te 350 milyona çıkacağını anlatarak, ''Eğer Almanın, Hollandalının, Fransızın
yaşam standardını ben vatandaşıma yaşatamayacaksam, Atatürk'ün
hedef gösterdiği
medeniyetler seviyesine bu
ülkeyi çıkaramayacaksam o zaman cumhuriyet,
demokrasi nutukları atmanın, insanlara 'öcü gelecek, seni ham yapacak' diye korkutmanın bir anlamı yok'' dedi.
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, Atatürk'ün hayalini kurduğu ülkeyi hep beraber inşa etmek istediklerini, Atatürk'ün ''çağdaş medeniyet seviyesini yakalamış bir ülke, çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkmış bir ülke'' dediğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sizler şahitsiniz. Kimsenin yaşam tarzına biz karışmadık, kimsenin tercihlerini sorgulamadık. Bu ülkede herkesin dilediği gibi yaşayabildiği, istediğini kıyafeti giyebildiği, istediği konuda fikir beyan edebildiği bir Türkiye olsun istedik. İstediğini dile getirsin ama kimseye
hakaret etmesin dedik.
Bu ülkede tabular vardı,
Alevi-
Sünni meselesini konuşmak, asker sivil ilişkilerine yaklaşmak herkesin çekindiği konulardı. Düşünebiliyor musunuz, 10 yıl öncesine kadar insanların 'Kürdüm' demeye korktuğu bir ülkede yaşarken, bugün devletin televizyona günde 24 saat
Kürtçe yayın yapıyor.''
Üniversitelerde Kürdoloji enstitüleri kurulduğunu dile getiren Bağış, şöyle devam etti:
''Hapishanedeki evladını ziyarete giden bir anacık, anadilinde evladıyla konuşuyor. Kürtçe
propaganda yapabilen siyasi partiler varsa bizim sağladığımız
demokratikleşme ortamı sayesinde yapabiliyor ama Türkiye'nin yavru muhalefetinin lideri namıdiğer püskevitçi Devlet Bey, dün Diyarbakır'da çıkmış diyor ki 'ne olacak, anadilinde konuşacaksınız da karnınız mı doyacak' diyor.
Niye insanların anadiliyle uğraşıyoruz ki, bize ne? Bu ülkenin
resmi dili Türkçe'dir ama evinde isteyen evladıyla istediği dili konuşur. Dışarıda da devlete işi söz konusu olduğunda da resmi dil olan Türkçe'yi kullanır. Bu bir zenginliktir. Yıllarca biz okullarda çocuklarımıza Shakespeare'in, Cervantes'in eserlerini öğrettik ama Feqiye Teyran'ı unuttuk. Halbuki, Türkçe'yi çok güzel kullanan
Yunus Emre gibi, Farsça'yı çok güzel kullanan
Mevlana Celaleddin Rumi gibi, Kürtçeyi çok iyi kullanan bir filozoftu.''
Bağış,
TRT Şeş yasası çıkarken ''hainliğe varana kadar çeşitli hakaret ve ithamlarda bulunulduğunu'' ifade ederek, ''O ithamları yapanlardan biri de buradan
aday ve benim gibi Güneydoğulu, hemşehrim ama kimliğini maalesef gizliyor ya da ön plana çıkarmaya çekiniyor, varsın öyle olsun'' dedi.
Yıllarca insanların birbirini değiştirebileceğini zannettiğini ama her bir insanın bu ülkenin farklı rengi, farklı çiçeği, zenginliği olduğunu dile getiren Bağış, onbinlerce yıldır ne Sünnilerin Alevileri, ne de Alevilerin Sünnileri değiştirebildiğini, ne Türklerin, Kürtleri Türkleştirdiğini, ne de Kürtlerin, Türkleri Kürtleştirebildiğini dile getirdi.
Bağış, istikrar yakalandığı zaman Türkiye'nin hep ilerleyip büyüdüğünü,
merhum Menderes'le, Özal'la Türkiye'nin büyüyüp kalkındığını kaydederek, şöyle konuştu:
''Ama birileri hep rahatsız olmuş. Son 8,5 yılda Türkiye'nin geldiği nokta birilerini rahatsız ediyor olabilir. Asıl rahatsız oldukları nedir biliyor musunuz?
Milletin iradesinin güçlenmesini, atanmış bir
takım bürokratlarının üzerinde irade kullanılmasını çekememiştir, kabullenememiştir. O zihniyet milleti hep hor görmüştür. 'Bidon kafalı, beyinsiz, göbeğini kaşır' demiştir ama millet tercihini her zaman doğru yapmıştır. Onun için
pazar günü sandığa giderken elinizi vicdanınıza
koyun ve şunu düşünün.
Cumhuriyet tarihi boyunca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan daha çalışkan bir başbakan bu ülkeye geldi mi?''
-''KOL KOLA GİRDİKLERİ KARANLIK ÖRGÜTLER VAR''-
Bağış, üç muhalefet partisinin kol kola girerek iktidarı eleştirdiğini, birbirlerine
eleştiri yönelttiklerinin hiç görülmediğini ifade ederek, ''Üçü birden bize yükleniyor. Tek de değiller üstelik, kol kola girdikleri bir takım karanlık örgütler var, çeteler,
terör örgütleri var. Dışarıda Türkiye'nin güçlenmesini istemeyen medya grupları o koroya dahil olmaya başladı. Hepsi Türkiye'de böyle güçlü bir milli iradenin gerçekleşmesinden rahatsızlıklarını dile getiriyorlar'' dedi.
Başbakan Erdoğan'ın İzmir'e verdiği önemi ve en değerli iki bakanını İzmir'e gönderdiğini gören İzmirlilerin, Erdoğan'a çıktığı bu milli iradenin muktedir olma yolculuğunda yalnız bırakmayacağına inandığını anlatan Bağış, İzmir'in her zaman Türkiye'nin yüz akı olduğunu, 12 Haziran'da da 2050 Türkiyesini şekillendiren il olarak tarihe not düşeceğini söyledi.
Bağış, bu seçimin kritik bir seçim olduğunu, milli iradenin muktedir olma seçimi olduğunu belirterek, ''
Hani şu 'öcü gelecek' diye korkutmaya çalışan
muhalif zihniyetin bir iddiası var, 'Bunların gizli
gündemi vardır' diye. Arkadaş, 8,5 yıldır iktidardayız, kimin tavuğuna kışt dedik, kimin yaşam tarzına karıştık? Tam tersine herkesin
özgürlük alanı genişledi. Eğer hala gizli bir gündem varsa, bu, dünyanın en iyi gizlenmiş sırrı olurdu. Sizler bizi 8,5 yıldır gözlemliyorsunuz. Ve artık Türkiye farklı bir Türkiye. Bakın, artık darbeciler sorgulanmaya başladı bu ülkede. Türkiye değişiyor nitekim'' dedi.
İzmir'in siyasette, sporda, ekonomide, kültürde ilkleri başarmış bir şehir olarak 12 Haziran'da doğru tercih yapacağına yürekten inandıklarını anlatan Bağış, ''Kimsenin kalesi, arka bahçesi olamaz; İzmir, Türkiye'nin vitrinidir, yüz akıdır, incisidir. İzmir kendini
hesap uzmanı zanneden ama
parmak hesabı yapmaktan başka hiçbir şey yapamayanlara
prim verecek bir yer değildir'' ifadelerini kullandı.
Bağış, ''Başbakan'ın İzmir sevdasının
EXPO konusunda bir kez daha perçinlendiğini'' ama İzmir Büyükşehir Belediye Başkanının
adaylık mektubu vermemek için bahane üstüne bahane bulmasının acı bir durum olduğunu, buna rağmen 2023 vizyonuna yakışır bir İzmir'in EXPO'ya ev sahipliği yapması için her türlü çabayı ortaya koyacaklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan'ın İzmir'e 35 kere geldiğini anlatan Bağış, ''İzmir'i kalesi ilan edenler kaç kere geldiler? İzmir'in belediyecilikte aldığı hizmetlere bakın, kıyaslayın. İzmir artık kendi derdiyle dertlenen, kendi sorunlarını çözebilecek vizyona sahip olan, kendi önünü açacaklarla yürüyen bir ilimiz olacaktır. Bu konuda hep beraber adımlar atacağımıza, İzmir'in önünü açacak bir iradeye sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. Çünkü İzmir daha iyisine layık'' diye konuştu.
Egemen Bağış, sivil bir anayasaya kavuşulması gerektiğini, bugünkü anayasanın askeri bir anayasa olduğunu ve askeri bir anayasayla asgari bir demokrasinin mümkün olabildiğini, bu nedenle seçimlerin statüko ile milli irade arasında bir seçim olacağını sözlerine ekledi.
(GLC-BAH-EHK)08.06.2011 16:07:50