Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Seçimler sonrasında TBMM'de
AK Parti mutlaka olacak,
CHP mutlaka olacak, MHP veya BDP'den birisi olacak'' dedi.
Arınç, Klas FM'in
canlı yayın konuğu oldu.
Bülent Arınç, bir soru üzerine, Bursa'dan
aday olmaktan dolayı mutlu olduğunu ifade etti. Siyaset hayatına Manisa'dan başladığını ve
adaylık için yine Manisa'dan müracaat etmesine rağmen Bursa'dan aday gösterildiğini belirten Arınç, ''Ben payıma Bursa'nın düşmesinden mutluyum'' diye konuştu.
Bursa'nın önemli bir şehir olduğunu ve 3 milyona yakın nüfusu ile 18 milletvekili çıkardığını anımsatan Arınç, bu şehirden daha çok milletvekili çıkarabilmek için önemli bir
kampanya sürdürdüklerini söyledi.
12
Eylül 2010 referandumunda ''
evet'' oylarının yüzde 60 civarında çıkacağını tahmin ettiğini ve yüzde ''58''in de bu anlamda kabul edilebilir olduğunu belirten Arınç, 26 maddelik değişikliğin
ekonomik, sosyal ve demokratik hayata katkılarının yeteri kadar anlatılamadığını ifade etti. Arınç, muhalefetin çok kırıcı bir kampanya yürütmesine rağmen bu sonucun alınmasının başarı olduğunu belirtti.
Bakan Arınç, bir soru üzerine milletvekili
seçimlerinin
Anayasa değişikliği ile 5 yıldan 4 yıla indirildiğini de anımsatarak, bu anlamda seçimlerin sonbahara kalmasının mümkün olmadığını söyledi. Temmuz sonunda kırsal kesimde işlerin yoğun, sıcak havanın da etkili olduğunu anlatan Arınç, partilerin ve adayların çok fazla yorulmadan kampanyalarını yürütebilmeleri için
12 Haziran tarihinin seçildiğini anlattı.
Arınç,
RTÜK kanununda siyasi reklamlara
radyo ve televizyonlarda yer verilebileceği gibi önemli değişiklikler yapıldığını, reklam gelirinden alınan payın yüzde 10'dan yüzde 3'e düşürdüklerini anımsattı. Arınç, radyoların da reklam kampanyalarına katıldıklarını söyledi.
Siyasi reklamların çevreci anlayışla yapıldığını, eskiden tüm sokakların ve ağaçların bayraklarla donatıldığını ancak yasal
düzenleme ile parti binaları ile sınırlandırıldığını anlatan Arınç, böylece hem çevre kirliliğinin önüne geçildiğini hem de maddi tasarruf sağlandığını ifade etti.
Eski seçimlerde
otobüs ve minibüslerde kimsenin anlayamayacağı kadar gürültülü bir şekilde
müzik yayını yapıldığını anımsatan Arınç, şimdi ''Aynı Dağın Yeliyiz Biz'' gibi melodilerle insanların yüreğinin kıpır kıpır olduğunu söyledi. Bülent Arınç, CHP'nin reklamlarının başarılı olduğunu da ifade edenler olduğunu belirtti.
AK Parti'nin seçim kampanyasının ''prestij kampanyası'' olduğunu dile getiren Arınç, AK Parti hükümetini ''yıpratmak için konuşulan, çoğu uydurulmuş, gerçekle ilgisi olmayan, imajı kötülemeye çalışan söz ve davranışlar'' gördüklerini ancak buna itibar edilmediğini söyledi.
''Hiç unutmayalım ki, kimse AK Parti'nin sekiz buçuk yıl tek başına
iktidarda kalacağını ve yeniden güven tazeleyerek bir üçüncü dönem iktidar olacağını hesaplamamıştı'' diyen Arınç, iktidara geldiklerinden kısa bir süre sonra birilerinin partisinden rahatsız olduğunu ve partinin
Türkiye'yi
İran ya da Malezya'ya benzeteceği iddiaları seslendirildiğini anımsattı.
Arınç,
yurt dışından bazı gazetelere yazdırılan yazılarla AK Parti'nin çok güçlü ve Genel Başkan ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da ''
diktatör'' olacağı gibi ifadelerin yer aldığını, muhalefetin de bu yazıları desteklediğini anımsattı. ''Adeta yalvarıyorlar AK Parti'ye oy verecek seçmenlere 'aman ne olur biraz MHP'ye, biraz CHP'ye oy verin, gene iktidar olsunlar ama çok da şımarmasınlar, çok da güçlenmesinler'' denildiğini ifade eden Bülent Arınç, bu kesimlerin AK Parti'nin 330'u geçmesini ama 367'nin altında oy almasını istediklerini söyledi.
Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Arınç, bir soru üzerine Silivri'deki
davaların devam ettiğini, ortaya çıkan yeni deliller çerçevesinde bazı soruşturmaların sürdüğünü anımsattı. Bazen vicdanı çıkışlar yaptığının altını çizen Arınç, bir insanın çok uzun süreli cezaevinde kalmaması, aynı şekilde gelişigüzel tutuklanmaması gerektiğini belirtti.
-PARADOKS-
Arınç, Silivri'de çeşitli davalardan dolayı
tutuklu kişilerin ''Ben dışarı çıkayım, buradan kurtulayım'' diyebileceğini ve bunun insani bir davranış olduğunu söyledi. Arınç, ''Ben o kişiler açısından bir eksiklik görmüyorum ama partiler açısından demokrasiye yakışmayan bir tutum olarak görüyorum'' diye konuştu. Bunun MHP, CHP ve BDP tarafından yapıldığını ifade ettiğini anlatan Arınç, ''Parlamentoyu kapatmayı, feshetmeyi bir plan dahilinde amaçlamış olan insanlara parlamentonun kapısını açmak, bu paradoksa izin vermemek lazım'' dedi.
Arınç, bir soru üzerine, ''Seçimler sonrasında TBMM'de AK Parti mutlaka olacak, CHP mutlaka olacak, MHP veya BDP'den birisi olacak'' görüşünü dile getirdi. Arınç, partisinin alacağı oy oranını söylemeyeceğini ancak
koalisyon ''hayalini'' kimsenin kurmamasını istedi.
Bakan Arınç, MHP'li bazı yöneticilerin partilerinden ayrılmasına yol açan kasetlerle ilgili bu kişilerin hala yargıya başvurmadığını söyledi. Arınç, CHP Grup
Başkanvekili Akif Hamzaçebi'nin ise benzer bir olaydan sonra savcılığa başvurduğunu ve dava açıldığını anımsattı.
-1 MİLYON ASKER-
Bedelli askerlik konusuyla ilgili Arınç,
Genelkurmay Başkanlığının asker ihtiyacı konusunda hükümete bilgi verdiğini, bu konuda görüşmeler yaptıklarını belirterek, Genelkurmay Başkanlığının bugüne kadar ''
terörle mücadele'' dolayısıyla
bedelli askerlik konusuna sıcak bakmadığını, kendilerinin de buna uyduğunu söyledi. Bu süreçte CHP'nin de süresi kısaltılmış yeni bir askerlik modelini ortaya koyduğunu anımsatan Arınç, buna da olumlu baktığını vurgulayarak, ''1 milyona yaklaşan bir asker mevcudunu ben Türkiye için fazla görüyorum, profesyonel orduya ve askerliğe geçişin mutlaka başlaması gerektiğini, ordu mevcudunun azaltılmasının gerek olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Bakan Arınç, 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu kapsamında çalışabilmek için memur adaylarının yaş sınırını 35 çıkarttıklarını belirterek, insanların daha ileriki yaşlarda iş bulabilmelerine imkan sağladıklarını söyledi.
Bülent Arınç, bir soru üzerine, Bursa'ya yeni bir
stat yapılacağının müjdesini verirken başka bir soruyu yanıtlarken de
Eurovision Şarkı Yarışması'nda Azerbaycan'ın birinci olmasının kendilerini mutlu ettiğini, Türkiye açısından ise
yabancı dinleyicilerin ''kulaklarında iyi bir iz bırakamadıklarını'' ifade etti.
(ATA-CÜN-SRP)10.06.2011 17:52:39