Ergenekon davasına
bakan mahkeme,
sanık ve
avukat taleplerinin değerlendirildiği
duruşmada,
Danıştay saldırısında
mağdur olan hakimlerin ifadelerinin talimatla alınmasına karar verdi. Mahkeme, Özel Yetkili Ağır
Ceza Mahkemesi'ne yönelik talebe,
Alparslan Arslan'ın fotoğrafının da evraka iliştirilerek teşhis edilmesini istedi. Avukat
Vural Ergül ve
tutuklu sanık
emekli Orgeneral Veli Küçük'ü duruşmadan men eden mahkeme,
Ankara Özel Yetkili Nöbetçi Mahkemeye talimat yazılarak
Savcı Keleş'in, Avukat Mehmet Ener'in, 'Kendisine anlattıklarımı yazıya dökmedi' iddiasıyla ilgili
tanıklığına başvurulmasını istedi.
İstanbul 13.
Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 22
Nisan 2011 tarihli duruşma sonunda celse arasında değerlendirilmesine karar verilen sanık ve avukat talepleri, 28 Nisan 2011 tarihli ara celsede 43 ana başlık altında değerlendirildi.
Mahkeme,
Danıştay saldırısı mağduru olan hakimlerin ifadelerinin talimat yoluyla alınmasına karar verdi. Daha önce dinlenmeleri yönünde karar verilen hakimlerden
Mustafa Birden, bir toplantı sırasında duruşmaya gelmeyecekleri yönünde açıklamada bulmuştu. Danıştay 5. Dairesi'nde yaşanan saldırının mağdurları Mustafa Birden, Ayla Gönenç, Ayfer
Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu'nun saldırı olayına ilişkin görgüye dayalı tanık ifadelerinin alınması için özel yetkili
Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılmasına karar verildi. Karar'da Alparslan Arslan'ın fotoğrafının da evraka iliştirilerek teşhis edilmesinin istenmesi, saldırı olayının üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen halen mağdur hakimlere Alparslan Arslan'ın teşhis ettirilmediği gerçeğini ortaya koydu.
Mahkeme, tutuklu sanık
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in 177'nci celsedeki beyanları ve 26
Mayıs 2006 tarihinde yaptığı
basın açıklaması ile ilgili olarak da bir dizi karar aldı. Sanık Perinçek, 17 Mayıs 2006 tarihinde meydana gelen Danıştay saldırısının ardından iki kamu kurum ve kuruluşuna yönelik saldırı gerçekleşeceğini, bu saldırının dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet Sezer ile
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı'na yönelik olabileceğini açıkladığı bilgisine de yer verildi. Konunun
Genelkurmay Başkanlığı,
Jandarma Genel Komutanlığı, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yazı yazılmasına karar verildi. Ayrıca konunun Ankara TEM Şube Müdürlüğü'nden teyidinin sorulması da karara bağlandı.
Tutuklu sanıklardan emekli Orgeneral
Veli Küçük, mahkemenin aldığı ara karar ile önümüzdeki üç duruşmaya girmesine yasaklama getirildi. Küçük'ün, ara karara uyması konusunda birden fazla ikaz edilmesine rağmen bu karara uymayacağını söyleyip bu karara muhalefet ile duruşma düzenini bozmakta ısrar edici davranışlar sergilediği ifadesine yer verildi.
HAMZA KELEŞ'İN TANIKLIĞINA BAŞVURULACAK
Danıştay dava dosyası kapsamında tanık olarak ifadesine başvurulan avukat Mehmet Ener'in, "Yargılama Ankara'da yapılırken sanık Osman Yıldırım'ı, kendi ısrarı nedeniyle cezaevinde ziyaret ettim. Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarını Veli Küçük'ten aldığı gibi bazı bilgiler verdi. Ben de durumu Ankara Cumhuriyet
Başsavcı vekili
Hamza Keleş'e anlattım. Ancak anlattıklarımı yazıya döküp
tutanak haline getirmedi." şeklindeki sözleri de bir başka karara gereçke gösterildi. Mahkeme, Ankara Özel Yetkili Nöbetçi Mahkemeye talimat yazılarak Savcı Keleş'in bu konudaki tanıklığına başvurulmasına karar verdi.
Tutuklu sanık
Sevgi Erenerol'un avukatı
Vural Ergül tarafından, yaptığı açıklamalarla kamuoyunda adından sıkça bahsedilen
Tuncay Güney hakkında, "Tututlanmayacağı yönünde güvence verilmesine ilişkin" talebi reddedildi. Ergül, halen Kanada'da yaşadığı bilinen firari
şüpheli Tuncay Güney'in, tutuklanmayacağı yönünde güvence verilmesi halinde duruşmaya gelerek ifade vermek istediğini söylemişti. Mahkeme bu red kararına, Tuncay Güney hakkında açılmış bir dava bulunmadığı ve güvence ile tanık olarak dinlenmesi gibi bir usül bulunmadığını da gerekçe olarak gösterdi.
Mahkeme, 14 Nisan 2011 tarihli duruşmada dinlenen
gizli tanık Aydın-1'in kimliğini ifşa ettiği iddiasıyla avukat Ergül hakkında
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasına da karar verildi.
Ara kararın sonunda ise tutuksuz sanık Vedat Yenerer'in vekaletnameli, tutuklu sanık Sevgi Erenerol'un vekaletnamesiz avukatlığını yürüten avukat Vural Ergül hakkında bir dizi
tedbir amaçlı karar aldı. Ergül'ün duruşmalarda defalarca ikaz edilmesine rağmen yoğun ve ısrarlı şekilde duruşma düzenini bozucu davranışlar sergilediği, kendisine söz verildiğinde müvekkilleri ile alakalı hemen hemen hiçbir talepte bulunmayıp mahkeme hakimlerine ve savcılarına
eleştiri sınırlarını aşan,
hakaret ve
iftira kapsamında sözler sarf ettiği ifadesine yer verildi. Bu davranışları nedeni ile Ergül hakkında birçok suç duyurusunda bulunulduğu, duruşmalardan men edildiği belirtilen ara kararda, "Mahkemeye Başkanlık yapan hakimlerin uyarıları karşısında düzen bozucu söz ve eylemlerine devam ederek, bağlı bulunduğu ve bir kamu görevi olan avukatlık meslek etik kurallarına, vakar, ciddiyet ve sorumluluğuna aykırı tutumlarını sürdürdüğü" değerlendirmesi yapıldı.
Ayrıca avukat Ergül'ün, gizli tanıkları dinletmemek için elinden geleni yapacağını söylediği ve gizli tanıkların kimliğini açığa çıkarma yönündeki kararlı söz ve tavırları ile
kanun lafzına, ruhuna ve ulaşmak istediği amaca aykırı ve tanıkların güvenliğini tehlikeye sokacak kararlı ve ısrarlı söz ve davranışlarda bulunduğu da belirtilen Ergül hakkında, "Bunlar dikkate alındığında bu tip davranışlarının sonraki oturumlarda da duruşmayı önemli ölçüde aksatacak ve gizli tanıkların can ve mal güvenliğini tehlikeye sokacak boyutlara ulaştığına kanaat getirilmiştir." ifadesi kullanıldı.
Yapılan bütün bu açıklamaların ardından Ergül'ün, yapılacak olan ilk 16 duruşmaya girmesine yasaklama getirildi. Ayrıca Ergül, bu 16 celse haricinde gizli tanıkların dinleneceği duruşmalara da giremeyecek. Mahkeme, avukat Ergül hakkında verilen bu kararı, bağlı bulunduğu İstanbul
Baro Başkanlığı'na bildirilmesini de karara bağladı.