"
Otomobil, okula yetişmeye çalışan öğrenciyi ezdi", "Otomobiliyle çarptığı öğrenciyi hastaneye yetiştirmek için polise yalvardı" gibi haberler, görüntülü ve yazılı basında eksik olmuyor. Trafik
kazalarının büyük çoğunluğu, okul yollarında yaşanıyor. Bu da başta veliler olmak üzere eğitim camiasını terdirgin ediyor.
14 yaş altı çocukların geçirdiği kazaların yüzde 65'inin eve yakın bölgelerde, yüzde 9'unun okulların yakın çevresinde meydana geldiğini belirten Ulaşım ve Trafik Güvenliği dergisinin editörü Prof. Dr.
Hamit Hancı, her zaman aynı yolda gidip gelen çocukların dikkatinin azaldığını vurgulayarak anne ve babaları uyarıyor.
Çocukların farklı yollardan gidip gelmesini öneren Hancı, bu sayede dikkatlerinin artacağını ve çevrelerine daha alıcı gözle bakacaklarını söylüyor. Aksi takdirde öğrencilerin, okuldan çıktığında yorgun ve karnı aç olması, ödevleri ve arkadaşlarıyla birlikte yapmak istedikleri sebebiyle acele edeceğini belirten Prof. Dr. Hancı, aynı yoldan gelip gitmenin rahatlığıyla da dikkat dağınıklığı oluşacağını ifade ediyor: "Çocuklar, diğer yayalara göre tecrübe eksikliği, daha kısıtlı hareket kabiliyeti ve görünmelerini engelleyen kısa boylarından dolayı kazalarda daha çok yaralanır. Çocukların güvenliğini arttırmak için diğer yayalarınkinden daha etkili ve verimli çözümler gereklidir."
Psikolog Orhan Keskin de çocukların devamlı aynı yoldan gelip gitmesinin bir süre sonra alışkanlığa ve dikkat eksikliğine sebep olabileceğini kaydediyor. Bunu önlemek için önceleri çocukların, ailesinin gözetiminde farklı yollardan okula gidebileceğini anlatan Keskin, böylece dikkat dağınıklığının ortadan kalkabileceğini söylüyor. Özellikle çocuklarda sürü psikolojisinin hakim olduğunu vurgulayan Keskin, "Bir çocuk yoldan karşıya geçince, diğerleri de otomatik olarak geçmeye çalışır. Bu durum, birçok zaman kazaya davetiye çıkarmakla eşdeğerdir. Bunun için ailelerin çocuklarını devamlı uyarması gerekir." diyor.
Okullarda
trafik güvenliği derslerinin son dönemlerde uygulamalı olarak işlendiğini aktaran Eğitim Bir Sen
İzmir Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak ise bunun yine de yeterli olmadığını belirtiyor. Bu konudaki bilinçlendirmenin evde başlaması gerektiğini savunan Şenocak, çocukların dikkat eksikliği olabileceği öngörüsünün, sürücüler tarafından da hesaplanması gerektiğini vurguluyor.
Öğrenci velilerinden Ahmet Çınar, "
Lise 1'deki oğlum, evimizden yaklaşık 5 km. uzaktaki bir okula gidiyor. Servis olmadığı için maalesef otobüse binmek zorunda. Yollar çok işlek, inanın korka korka gönderiyorum." şeklinde konuşuyor.
Okula yürüyerek gittiğini söyleyen
Hamdi Gülsu isimli öğrenci ise, "Arkadaşlarla birlikte yürüyerek gelip gidiyoruz. İster istemez karşıdan karşıya geçiyoruz. Birkaç defa bazı arkadaşlarımız acele geçti, onu takip eden diğerleri az daha çarpılıyordu." sözleriyle tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.