CHP Genel Başkan Yardımcısı
Umut Oran, CHP mitinglerine BDP'ye oy veren vatandaşın da geldiğini, hatta AK Parti'ye oy veren vatandaşları da çağırdıklarını belirterek, ''Gelsinler, bizi yüz yüze canlı olarak dinlesinler, soruları varsa sorsunlar,
eleştirileri varsa eleştirsinler. Çünkü kimseyi ötekileştirme lüksümüz yok'' dedi.
Oran,
sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler, medya temsilcileri ile People Event Center'da bir araya gelerek, CHP'nin sivil toplum politikalarını anlattı, soruları yanıtladı.
CHP'de bir değişimin olduğunu belirten Oran, bu değişimin temelinde genel başkan ve
yönetim değişikliğinin bulunduğunu ifade etti.
Genel başkan ve yönetim değişikliği ile birlikte yeni bir
siyaset anlayışının uygulanmaya başlandığını belirten Oran, CHP'nin misyonunun ve vizyonun belli olduğunu, ancak siyaset anlayışlarında öz eleştiri yapabildiklerini ifade etti.
Oran, ''Böyle bir siyaset anlayışını açıkçası benimsedik. Böyle bir siyaset anlayışında en önemli şeylerden bir tanesi sadece bilen olmadık. Dinlemesini de bildik. Sadece anlatan değil, aynı şekilde dinleyerek çok şey öğrendik'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun çok yoğun
mesai harcadığını ifade eden Oran, ''Haftada 7-8 ile gidiyoruz. Ama o ile gidip de sadece kendi örgütümüzle toplantı yapmıyoruz. Zamanımızın yüzde 80'ini kapı kapı,
sokak sokak ziyaretle geçiriyoruz'' diye konuştu.
Umut Oran, bir ilde, beldede ne kadar sivil toplum örgütü varsa onları ziyaret ettiklerini anlatarak, şöyle devam etti:
''Bize bazen diyorlar ki 'Buraya gitmeyin, burası muhafazakar görüşte.' Biz de özellikle oraya gitmeyi
tercih ediyoruz. Çünkü şuna inanıyoruz: Şu anda da Sayın
Başbakan bizi eleştiriyor, diyor ki '
Cumhuriyet Halk Partisi Güneydoğu'da mitingler yapıyor.
Mitinglerine BDP'liler geliyor.' Burada BDP'ye oy veren bir vatandaşa 'mitinge gelme' diyebilir misiniz? Bizim mitinglerimiz
halk mitingi. Dolayısıyla bizim mitinglerimize, BDP'ye oy veren vatandaşımız da gelecek. Hatta AKP'ye oy veren vatandaşları da çağırıyoruz. Hangi görüşte olursa olsun biz mitinglerimize çağırıyoruz. Gelsinler, bizi yüz yüze canlı olarak dinlesinler, soruları varsa sorsunlar, eleştirileri varsa eleştirsinler. Çünkü kimseyi ötekileştirme lüksümüz yok. Dolayısıyla herkese eşit mesafede davranıyoruz. Zaten siyasetin amacı halka
hizmet. Halka hizmet ederken de 'Bu vatandaş, AKP'ye ya da BDP'ye oy verdi, ben ona hizmet etmeyeyim' lüksüne sahip değilsiniz. Böyle bir hakka da sahip değilsiniz. Dolayısıyla dersimizi iyi çalıştığımızı düşünüyoruz.''
CHP Genel Başkan Yardımcısı Oran, Kılıçdaroğlu'nun göreve geldiğinden beri çok iyi bir performans sergilediğini ve kendilerinin de genel başkanlarına ayak uydurmaya çalıştıklarını söyledi.
Sahada da masada da iyi çalıştıklarını ifade eden Oran, ''Tabii bizim ne anlattığımız değil, nasıl algılandığımız önemli. Bu bir zaman meselesi. Ama ne söylersek söyleyelim, 12 Haziran'da zaten gerçek durumla yüzleşeceğiz. Ama sonuç ne çıkarsa çıksın iddialıyız,
rakip tanımıyoruz. Sayın Başbakan, Genel Başkanımızın hızına erişemiyor. Biz şu anda 90 büyük miting, 90 da yan miting yapıyoruz. Sayın Başbakan 50'de bırakıyor. Dolayısıyla gündemi, günceli yakalamaya çalışıyoruz. Türkiye'nin her yerine ayak basmaya çalışıyoruz. Asla kimseyi ötekileştirmiyoruz ve ötekileştirmeyeceğiz. Bu anlayışı eskiye nazaran kadrolarımızı oluştururken de ortaya koymaya çalıştık'' dedi.
-''TÜRKİYE'DE TAM DEMOKRASİ YOK''-
Türkiye'de özellikle sivil toplumla ilgili,
insan hakları ile ilgili, bireysel hak ve özgürlüklerle ilgili, eşitlik ile ilgili büyük bir sorun olduğunu ifade eden Oran, ''Türkiye'de laik, hukuk, sosyal devlet kavramının her kelimesi tartışılır hale geldi. Biz değerler üzerinden siyaset yapmıyoruz ama daha önceki Genel Başkanımız ve eski
yönetici arkadaşlarımızın yaptıkları mücadeleler doğru mücadelelerdi. Bugün
demokrasiyi, laikliği tartışıyorsak, onların yaptığı mücadeleyi unutamayız. Ama yeterli değildi. İşin toplum kısmı eksik bırakılmıştı. Biz toplum kısmını tekrardan oluşturmaya gayret ediyoruz'' diye konuştu.
Umut Oran, partisince hazırlanan ''Sivil Toplum Raporu''nda, sivil toplumun analizini çıkardıklarını ve Türkiye'nin çok geride olduğu sonucunun doğduğunu söyledi.
Kadınların sivil toplum örgütlerine katılımının çok düşük olduğuna dikkati çeken Oran, ''Sivil toplum örgütü ne demek tam anlaşılmış değil. Maalesef devlet güdümlü sivil toplum örgütleri var ve onların sesi daha güçlü. Bu önemli bir tespit'' dedi.
Demokrasinin sağlıklı bir şekilde çalışmamasının en temel noktasının siyaset olduğunu ifade eden Oran, ''Bu Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası olduğu sürece siyaset sistemi sorun çözmekten çok tıkaç haline gelir'' yorumunu yaptı.
Oran, siyaset sisteminin çoğulcu, katılımcı olmamasının, sivil toplum örgütlerinin güçsüz olmasının, medya üzerindeki baskıların, bireyin hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması gibi konulara bakıldığından Türkiye'nin şu anda üçüncü
sınıf bir demokrasiyle yönetilen
ülke olduğunu savundu.
Oran, bir sivil toplum örgütünün veya bir derneğin, uluslararası ilişkileri ihlal edecek ya da onlara zarar verecek bir
eylem içerisinde olamayacağını, devletin bu duruma müsaade etmemesi gerektiğini da sözlerine ekledi.
Soruları da yanıtlayan Oran, ''Siz 'devleti küçülteceğiz, devlet kendi işiyle, sivil toplum kendi işiyle ilgilenecek' diyor musunuz? Bu konuda Mavi
Marmara çok önemli'' şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:
''Biz bunu tasvip etmiyoruz. Bununla ilgili açıklamalarımızı da yaptık. Tabii
İsrail'in de olayı bu boyutlara getirmesini ve gemiye saldırı yapmasını da doğru bulmuyoruz. Bunun sonuç itibariyle iki ülke arasında medeni bir sekildi çözülmesi gerekiyordu. Fakat burada siyasi
iktidar, baştan beri bildiğimiz İsrail karşıtlığı bir şeyin hazırlığını yaptı. Şu anda bunun kampanyası yapılıyor. Bununla ilgili
yardımları topluyorlar. O yardımları verenlerden bir tanesi de
Deniz Feneri. Deniz Feneri Derneği de İHH'ya yardım toplayan yan kuruluş durumunda. Bu konuyu biz kesinlikle doğru bulmuyoruz ve eleştiriyoruz.''
(HTC-DÜR-ERD)01.06.2011 16:30:17