CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Türkiye'de son günlerde
Yüksek Seçim Kurulu ve yargının, siyasi irade sahibi gibi davranmaya başladığını öne sürdü.
Şeker, CHP Gaziantep İl Başkanlığının Anatolian Otel'de düzenlediği basınla sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Çeşitli yanlışlar yapılarak
halkın sokağa dökülmesi durumunda bir daha onları toplamanın zor olacağını öne sürdü. İnsanların bir günde sokağa dökülebileceğini ancak onların 10 yılda toplanamayacağını ifade eden Şeker, şöyle konuştu:
''Bu yanlışı maalesef Yüksek Seçim Kurulu yapıyor. 26 Mart'ta Hatip
Dicle'nin kesinleşmiş cezası var. Sümenaltı ediliyor, YSK, 'bunlar
seçime giremez' diyor. 3 gün sonra nereden
telefon alıyorlarsa, kimin kafasına uyuyorlarsa, 'hayır girebilirler' diyor. Seçime sokuyor, seçimin yapılmasına 3 gün kala 9'unda yine aynı YSK,
Hatip Dicle'nin onanmış kararı vardır, milletvekili olamaz diyor.
Oysa prosedürü şöyle işlemeliydi, Hatip Dicle mazbatasını aldı, parlamentoya gelmeliydi,
yemin etmeliydi, arkasından Yüksek Seçim Kurulu parlamentoya, başkanlığa bir yazı göndermeliydi. Hatip Dicle'nin kesinleşmiş cezası olduğunu ve bu kesinleşmiş cezadan dolayı milletvekilliğinin düşürülmesi gerektiğini ve
TBMM 549 milletvekiliyle devam etmeliydi. Yasa,
kural buydu. Ama burada bir çalıyı dolaşma eylemi yapılıyor. İki gün önceden kesin listeler açıklanmadan Hatip Dicle'nin milletvekilliği düşürülüyor yerine bir başka milletvekili, 80 bin tane oyu alan adamın, halkın istediği kişi değil, bir başka kişi milletvekili seçiliyor. Bu gelişmiş demokrasilerde olmaz. Türkiye'de son günlerde Yüksek Seçim Kurulu ve yargı, siyasi irade sahibi gibi davranmaya başladı. Kendisini TBMM'nin üstünde görmeye, halkın üstünde görmeye başladı. Bu çok yanlış.''
Şeker, CHP'nin
milletvekili adayları Mehmet
Haberal ve Mustafa
Balbay ile ilgili ana
yasanın çok açık bir hükmü olduğunu, bu insanların yargılandığını, mahkemenin verdiği kararın siyasi bir karar olduğunu ileri sürdü. Bu insanların halkın oyunu aldığını, milletvekili olmalarına ve yargılanmalarına bir engel bulunmadığını dile getiren Şeker, ceza verildiğinde bu insanlara verilen cezanın uygulanacağını bildirdi.
BDP'nin TBMM'de yemin etmeme konusunda karar aldığını ancak CHP yemin etmeye gitmediği zaman ''yer yerinden'' oynayacağını ve bunun çok iyi bilindiğini dile getiren Şeker, ''CHP'yi böyle bir sınavda denemeye kalkmasınlar.
Cumhuriyet Halk Partisi çok kararlı'' diye konuştu.
-CHP İL BAŞKANI PERİ-
CHP Gaziantep İl Başkanı Ali Peri, çalışmalarını kamuoyuna duyurmalarında kendilerine
destek veren basın mensuplarına teşekkür etti. Bölgenin il başkanları ve il yöneticileriyle zaman zaman bir araya gelerek bölgenin sorunlarını genel merkez bazında daha etkin şekilde tartışmanın yollarını araştırdıklarını dile getiren Peri, şöyle konuştu:
''CHP'nin tüzüğü defalarca değişti ancak gelişen Türkiye'ye, değişen teknolojiye, Türkiye'nin yapısına uygun olarak yeni bir tüzüğe ihtiyaç var kanısındayız. Bunun için de
yönetim olarak tüzük çalışmalarını başlattık.
Tüzükle ilgili görüş ve düşünceleri basın da dahil birçok kesimde bunları aldıktan sonra
genel merkeze sunacağız.
Mazbatasını alıp da parlamentoya gitmesi engellenen herkes için şunu düşünüyorum; Kenan Evren'in o cunta döneminde bile adaylar önce veto edilirdi. Seçime giremesin denilirdi. Şimdi bu dönem YSK önce adaylara
adaylık için başvurulduğunda adaylıklarını kabul etti, 'seçime girebilirsin' dedi. Milletvekili seçildikten sonra da 'dur sen yanlışsın' demeye kalkıyor. Böyle bir hakkının olduğunu sanmıyorum. Kökten karşıyız böyle bir düşünceye.''
Peri, mazbatayı hak eden herkesin parlamentoda halkı temsil etmesi gerektiğini vurguladı. Seçim kurulunun başta sakıncalı olduğunu düşündüğü kişilerin seçime girmesine izin vermemesi gerektiğini vurgulayan Peri, şöyle devam etti:
''Seçim kurulunun başta seçime sokmaması gerekirdi. Başta seçime sokuyor, on binlerce, 70 binlerce oy alan kişiye sen burada kimseyi temsil edemezsin dediği zaman o kişiyi değil o kişiye değil ona oy verenleri cezalandırmış oluyorsunuz. Biz ona karşıyız. Söz Yüksek Seçim Kurulunun. Yüksek Seçim Kurulu başında buna dur demeliydi. Dur demeyince önü açılmış oldu bunun. Şimdi dur dendiği zaman altında başka şeyler aranıyor. Ülke kaosa sokulmak isteniyor, buna karşıyız.''
(SEÇ-RŞ)25.06.2011 12:46:04