Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı
Faruk Çelik, sağlık sisteminde suistimal ve israf konusunu mutlaka çözmek durumunda olduklarını belirterek, ''Eczane-
hastahane,
eczane-doktor, vatandaş-eczane ilişkilerinde de şunu ifade edeyim; biraz can yakacağız'' dedi.
Bakan Çelik, Özel Medicabil Hastanesini açılış töreninde yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin uzunca süre ''kayıp yıllar'' dönemini yaşadığını, anacak bu dönemin, 2002 yılında sona erdiğini ve
ülkede siyasi istikrarın sağlandığını söyledi.
Siyasi istikrarın
ekonomik istikrarı da beraberinde getirdiğini ve Türkiye'nin her alanda çok önemli mesafeler katetmeye başladığını anlatan Çelik, ülkenin adeta her alanda yeniden inşa edildiğini anlattı.
Çelik, Türkiye'nin büyüdüğünü, geliştiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''2011 yılının ilk çeyreğinde en çok büyüyen ülkelerin başında Türkiye gelmekte. 2011'in ikinci çeyreğinde yüzde 8,8 büyüyen, yine
rekor kıran Türkiye. Biraz önce işsizlik rakamları açıklandı, 2010 yılı haziran ayında
işsizlik oranı aylık yüzde 10.5 iken, 2011 haziran ayında işsizlik oranı 9.2'ye geriledi. Rakamları hangi açıdan ele alırsanız alın, Türkiye'de gerçekten bir ciddi değişimin, dönüşümün, gelişmeni, kalkınmanın yaşandığını, birilerinin imrendiği, bir güzel tablonun oluştuğunu dost düşman herkes görmektedir. Demek IMF'siz oluyormuş, sözü dinlenen ülke olunuyormuş. İllede söz dinlemek zorunda değilsiniz, sözü dinlenen ülke de olunuyormuş. Demek ki
yardım alan ülke olmak değil, yardım eden ülke de olunuyormuş. Türkiye bugün Somali'sinden Balkanlar'a,
Afrika coğrafyasından Asya'ya kadar, her yere yardım elini uzatan bir ülke. İçeride çok
şükür istikrar, dışarıda da itibar var. Bunları hep birlikte millet olarak gerçekleştirdik.''
-''DAHA GÜÇLÜ OLACAĞIZ, DAHA DA GELİŞECEĞİZ...''-
Türkiye'de bu güzel tablolardan bahsederken, dünyada, özellikle girmeye çalışılan AB'de, ekonomik ve diğer alanlarda olup bitenlerin görmemezlikten gelinemeyeceğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti:
''Olup bitenlere bir bakınız. Bugün öyle
Avrupa ülkeleri var ki ilaç bedellerini 2 yıl sonra ancak ödeyebiliyor, devlet bu... Tedavilerle ilgili 6, 8 aylık süreler veriliyor. Her alanda dünyada büyük bir duraklama, bir durağanlık, sarsıntı ve sıkıntı yaşanırken, Türkiye'nin tablosu gerçekten aydınlık bir tablo, geleceği görebileceğimiz, yatırımcıların, müteşebbislerin geleceğe ümitli bakabilecekleri bir tabloyla karşı karşıyayız. Daha güçlü olacağız, daha da gelişeceğiz, dostlarımızı daha da çok memnun edeceğiz, düşmanlarımız üzülürlerse, hiçbir mahsuru yok, onlar da üzülmeye devam etsinler. Onun için reformlara devam edeceğiz. Yeni
Meclis, yani
yeni dönem 1
Ekimde açılır açılmaz anayasa reform çalışmalarıyla da startımızı vereceğiz.''
-''SAĞLIKTA MEMNUNİYET YÜZDE 39'DAN YÜZDE 73'E ÇIKTI''-
Sağlık alanında da çok önemli icraatlar yaptıklarını belirten Çelik, herkes için ''eşit, adil, kolay erişilebilir, sürdürülebilir'' sağlık hizmeti hedeflerini gerçekleştirdiklerini söyledi.
Çelik, burada insan merkezli bir yaklaşımı benimsediklerini, o nedenle hizmetlerin bir bir yerini bulmaya başladığını vurgulayarak, ''1 Ekim 2008 tarihi, son derece önemlidir. Bizim de gelecek nesillerimize bırakabileceğimiz önemli bir tarihtir. Çünkü o gün,
Sosyal Güvenlik Reformu ve 26 yıldır, 1982
Anayasası'nda genel sağlık sigortasına geçeceğimiz yazılmasına rağmen, 26 yılda gerçekleştirilemeyen Genel Sağlık Sigortasına geçiş günüdür'' dedi.
TÜİK'in sağlıkta memnuniyetle ilgili yaptığı iki araştırmanın sonuçlarına işaret eden Çelik, ''Yıl 2003, 'Sağlık sisteminden memnun musunuz?'. 'Memnunuz' diyenler yüzde 39. Yıl 2010, 'Sağlık sisteminden memnun musunuz?' 'Evet' yüzde 73. Yüzde 39'dan yüzde 73'e gelinen bir rakamsal boyut dikkate alınırsa, sağlıkta nereden nereye geldiğimiz rahat bir şekilde görebiliriz'' diye konuştu.
-''TEFTİŞLERDE ÇOK CİDİ TESPİTLERİMİZ VAR''-
Bakan Çelik, sağlıkta 2002 yılında kamu olarak 9.9 milyar lira harcama yapıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
''2010 yılında 40 milyar, 2011 yılında 45 milyar lira sağlık harcama giderimiz var.
İlaç konusu farklı. İlaç konusuna baktığımızda, 2002 yılında ilaç giderimiz 5.2 milyar iken 2010 yılında 15.4 milyar. 2011 yılında 16 milyar lira ilaç gideri var. Yani 2002'ye göre 3 katı kadar bir ilaç gideriyle şu anda karşı karşıyayız. Şimdi bunların hepsi milletimize helali hoş olsun. Hiç dediğimiz bir şey yok. Bu rakamlar muazzam rakamlar, çok büyük rakamlar. Ama burada da Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı olarak, bu hizmetleri satın alan
bakan olarak, bu hizmetlerin sunumunda cebinden parası çıkan bakan olarak, şunu da ifade etmek istiyorum; sağlığa erişim kolay olduğu için harcamalar artabilir, buna saygı duyuyoruz. Fiyat artışlarından dolayı giderlerimizde artış olabilir, bu da saygı değerdir. Ama başka kalemlerler var; bir israf iki suistimaler...''
-''DOKTOR BEY (YAZI VER İLACI LAZIM OLUR YA)...''-
Bu iki sorunun çözümünde kararlı olduklarını vurgulayan Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Suistimal ve israf konusunu mutlaka sağlık sistemimizde çözmek durumundayız. Eğer çözemezsek, o zaman bu hizmeti hak eden dürüst vatandaşlarımıza, bu nitelikte hizmeti sunmada zorlanacağız. Bundan dolayı çok ciddi teftişlerde tespitlerimiz var. Ne alanlarda tespitlerimiz var; birincisi israf alanında. 'Doktor bey yazı ver ilacı lazım olur ya...' Şimdi burada doktor arkadaşıma sesleniyorum; 'lazım olur' diye ilaç yazılır mı? Hastanın keyfine göre ilaç yazmak doğru mu? Tabii ki doktorların tümü için söylemiyorum, tenzih ediyorum birçoğunu. Ama belli az sayıdaki doktor arkadaşımız da 'Yazı ver'in neticesinde evlerimizde, buzdolaplarımızda ilaçtan geçilmiyor. Poşetler dolusu bütün evlerde ilaçlar, yazık. Bu israfı bu ülke hak etkiyor. Kalkınmaya endekslenmiş ülkeye bu yanlışlığı yapmayalım. İhtiyaç ise yazılacak. Devlet de sosyal devlet olarak bunu karşılayacak. Ama ihtiyaç yokken 'ilacı yazıver' anlayışıyla yazıyorsak, kalemimiz elden gidiyorsa, unutmayalım ki gelecek nesillerimizden, çocuklarımızdan, torunlarımızdan çalıyoruz demektir. Ülkenin
refah düzeyinden, kalkınmasından çalıyoruz. 'Bir kutu ilaçtan ne olur?' deme lüksüne kesinlikle sahip değiliz.''
-''BİRAZ CAN YAKACAĞIZ''-
Çelik, suistimaler konusuna de değinerek, şöyle dedi:
''Suistimaler ise eczane-hastahane, eczane-doktor, vatandaş-eczane ilişkilerinde de şunu ifade edeyim; biraz can yakacağız. Neden? Çünkü az sayıdaki bu yanlışın içinde olanların, bütün sağlık sektörünü, hekimleri ve sağlık çalışanlarını, eczanelerini karalamaya haklarının olmadığını inancı içindeyiz. O nedenle sağlık sektöründeki sorunları biliyoruz. Dün İstanbul'da çok geniş katılımlı bir toplantı yaptık.
Üniversite başhekimleriyle güzel bir toplantı yaptık. Oradaki sorunları 'tam gün'den başlayıp diğer alanlara varıncaya kadar enine boyuna, şu anda Sosyal Güvenlik Kurumunda değerlendiriyoruz. Onlara çözümler üretmeye devam edeceğiz. Ama bu tarafta israf ve suistimaleri engelleme görevi, hepimizin görevidir.''
Törene,
Bursa Valisi
Şahabettin Harput, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve Özel Medicabil Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ömer Faruk Bilgen de katıldı.
(HLK-KUD)15.09.2011 17:04:56