Ondokuz
Mayıs Üniversitesi
Tarih Ana
Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahri
Sakal, 'Halkın İktidarı' sloganıyla
12 Haziran seçimine hazırlanan
CHP'nin, 27 yıllık
iktidar dönemi ve çok partili hayata geçişteki muhalefet anlayışını araştırdı. Bu dönemde yaşanmış olayları kitabına taşıyan Prof. Dr. Sakal, halkın dramını anlattığını söyledi. Sakal, bu dönemde yapılanları belgeleriyle anlatmak için 3 ciltlik yeni bir kitap üzerinde çalıştığını kaydetti.
'Çok Partili Döneme Geçişte Tek Partinin Muhalefet Anlayışı' ismini verdiği kitabıyla ilgili Cihan'a konuşan Tarih Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahri Sakal, 5 yılda hazırladığı kitabında 27 yıllık CHP iktidarı, 1946-1950 arasında çok partili hayata geçişi ve partinin muhalefet anlayışını değerlendirdiğini belirtti. Doç. Dr. Sakal, ''
Ankara ve İstanbul'daki kütüphanelerdeki
Cumhuriyet arşivlerinin CHP belgelerini taradım. Tek partili döneme ait belgelerde partililer, çok ilginç olaylar yer alıyor. Örneği partililerini 'Bu ermeni dönmesi', 'Maruf Arap uşakları',
Kürt ve
Alevi diye fişlemişler. Hatta Cumhurbaşkanı İsmet
İnönü için '
Kadın ağzıyla devlet yönetiyor' deniliyor. Halktan Haso-Memo, kasketliler, baldırı çıplak, aylaklar, basit kılıklı insanlar, kalaycı, bakırcı, demirci, hamal takımı diye bahsedilerek küçümseniyor." dedi.
İsmet İnönü'nün
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasıyla başlayan CHP iktidarı dönemiyle ilgili kitapta entrikalar,
baskı, tehdit, halka
hakaret ve işkence halkın büyük mağduriyetler yaşandığından söz ediliyor. Camilerin
mühimmat deposuna dönüştürüldüğü, ırk milliyetçiliği üzerinden Alevi,
Ermeni, Kürt, Çingene ve Arap kökenli vatandaşların dışlandığı, fişlendiği ve bazı şehirlere girişlerinin
yasaklanması gibi birçok olay da detaylarıyla anlatılıyor. Zaman zaman yaptığı araştırmalar sebebiyle tehditler aldığını vurgulayan Doç. Dr. Sakal, CHP'nin iktidar ve
demokrasi geçmişinin söylendiği gibi parlak olmadığını gör
düğünü ifade etti.
Kitapta yer alan bazı olaylar ise şöyle aktarılıyor:
'CHP'YE OY VERMEYENLERİN SAKAL VE BIYIKLARI CIMBIZLA SÖKÜLMÜŞ'
1946 yılındaki milletvekili seçiminde en büyük dram
Çubuk ilçesinde yaşanmış. Tarihe geçen hadise ise şöyle; Seçimden önce belediye başkanı ve
jandarma komutanı ile köyleri dolaşan Kaymakam Turgut Göle, demokratlara oy vermesi muhtemel olan vatandaşları tehdit etmiş. Köylerde demokrat kalmamasını, aksi halde hepsini toplayacağını ve
muhtarlara gerekeni yapmaları talimatı vermiş. Seçimden sonra muhtarlardan seçim listelerini alan
kaymakam, jandarma komutanına demokratlara oy veren vatandaşların sakallarını ve bıyıkları cımbız ve penseyle ve bıyıklarını yoldurmuş.
'SANDIĞA SAHİP ÇIKAN KADINLAR HAPSE ATILMIŞ'
Mersin'in Aslanköy beldesinde 16
Şubat 1947'de yapılan muhtar seçiminde DP adayı 566, CHP adayı ise 154 oy alır. CHP'nin kaybetmesi üzerine valinin emri ile jandarma komutanı Bucak köyüne giderek seçim sandığını almak ister. Bunu duyan
köylü kadınlar, oyların değiştirileceğini anlayınca eski muhtarın ırzlarına tasallut ettiğini söyleyerek sandığı vermezler. Seçimin tekrar yapılmasına da karşı çıkarlar. Sözde asayişi sağlayan
teğmen, merkeze çektiği telgrafta bunu devlete
isyan olduğu şeklinde bildirir.
Yüzbaşı komutasında bir bölük asker, Aslanköy'e gelerek isyanı araştırır. İşin doğrusunu öğrenen yüzbaşı, sadık halktan başkasını göremediğini söylemesine rağmen kadınları tehdit eder, süngü taktırarak ateş emri verir. Köylüler de bu saldırıya taş ve sopalarla karşılık verir. Taraflar arsında çıkan çatışmada 5'i çocuklu 20 kadın ve 71 erkek tutuklanarak
Konya cezaevine konur. 11 ay cezaevinde kalırlar. Konya Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen
davada
tutuklu halkı 50
avukat savunur. Dava savcısı, 'Halkın gösterdiği siyasi olgunluk nasıl olur da suç sayılır. Seçim sandığına böyle sahip çıkan kadınlar varsa bu ülkede demokrasi yerleşir. '' diyerek tamamının berAatini ister. Vatandaşlar serbest kalırken, olaya neden olan kamu görevlilerinin yargılanmasına karar verilir.
'JANDARMA KÖYLÜLERE ATEŞ AÇMIŞ'
79 köydeki muhtarlık seçiminde olaylar çıkmış, 7 kişi ölmüş, 167 kişi yaralanmış. Bir çok olay da köylülerce ilgili makamlara ulaştırılamamış. Konya Ereğli, Boğazlayan,
Gümüşhane,
İzmir ve Dinarda DP'ye kayıtlı muhtarlar seçimi kazansalar da mazbataları iptal edilmiş. Jandarma düğün için toplanan vatandaşları bile 'yasak toplantı' düzenlendiği iddiasıyla nezarete tıkıp oy kullanılmasını engellemeye çalışmış. Dinar'da 350 demokrat zincirlere bağlı olarak nezaretten salıverilmiş, köye varıncaya kadar da çözülmemiş. Dazkırı'nın Kayalar köyünde 2 köylü vatandaş, jandarma kurşunuyla vurulmuş, biri hayatını kaybetmiş. Boğazlayan'da şikayetçileri nezarete alan asker, 24 saat işkence yapmış.