Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO)
Güney Marmara Şubesi Başkanı Mustafa Arık,
Bursa'nın içinden geçen kırık fay sistemleriyle kimsenin ilgilenmemesinden yakındı.
Türkiye Mimar ve Mühendis
Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu'nun, 3'üncüsünü düzenlediği Bursa Kent Sempozyumu, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi'nde başladı. Sempozyumun İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi
Konferans Salonu'nda düzenlenen, "Kent
Planlaması ve Kent-İnsan İlişkileri" başlıklı ilk oturumunda, JMO Güney Marmara Şubesi Başkanı Mustafa Arık konuştu. Arık'ın, "Bursa'da Kent Planlaması-Yerel Yönetimler ve Yerbilimleri'nin Katkısı" başlıklı sunumu, katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.
BURSA FAYI NE OLACAK?
Mustafa Arık, 2006 yılında JMO'nun Bursa'nın depremselliği ile ilgili olarak düzenlediği panelde Prof. Dr.
Okan Tüysüz'ün
Geyve-
İznik kırık sisteminin Bursa için etkili olacağını çünkü 500 yıldır sismik boşluk konumunda olduğunu ortaya koyduğunu hatırlattı. Arık şöyle devam etti: "Bursa'da yaşayan herkesle birlikte
teknik ve yerel yöneticiler de Marmara Denizi'nden geçen fay hattının olası kırılmasıyla yaşanacak depreme odaklanmış. Ancak Bursa'nın içinden geçen kırık fay sistemleriyle ilgilenmek kimsenin aklına gelmiyor. Yapılacak imar çalışmalarında muhtemel
heyelan alanların taşkına neden olabilecek dere yatakları ve deprem dalgalarına duyarlılığını tespit etmek çok önemli. Yerel yönetimlerin başkan ve alt kadroları bilinçli davranıp, şehirleşmede sık bina anlayışından vazgeçmeli, seyrek yapılaşmaya yönelmeli. Ayrıca deprem sonrası halkın kısa sürelerle emniyetle kalabilecekleri boş alanlar bırakılmalı."
PLANLAMANIN ÖNEMİ
Arık, geçmiş dönemde Bursa'daki yapılaşmanın tarımın önemi gözetilerek masif kayaçların oluşturduğu şehrin tepelik bölümünde yer aldığını, ancak 1950'li yılların hemen ardından yerel yöneticilerin oy kaygısıyla tehlikeli
kent zeminlerine doğru yapılaşmaya göz yumduklarını savundu.
Bu noktada planlamanın öneminin ortaya çıktığına vurgu yapan JMO Şube Başkanı Arık, şunları söyledi: "Ülkemizi ve şehrimizi yönetenlerin, uzun dönemi kapsayacak biçimde plan ve program yapmamaları, kaçak ve tehlikeli yapılaşmanın en önemli nedeni. Eğer hızla gelen sanayileşmeye plan ve programla karşılık verilebilseydi bugün bu sorunu yaşıyor olmazdık. Plansızlık çarpık yapılaşmayı getirmiştir. Belediyelerimiz hala yeni planlı imar alanları açmıyor. Göçle kente gelen orta halli vatandaş da, imar planı dışında
ucuz arsa alıp, hiçbir alt ve üst yapı hizmetinden yararlanmayı düşünmeden kendisine
enkaz olacak binaları yapıyor. Belediyeler de imar planı dışındaki bu yapılara elektrik-su gibi gereksinimleri götürüp çarpık yapılaşmaya
destek oluyor."
İmarlı alanlarda da sorun yaşandığına dikkat çeken Mustafa Arık, bu noktada belediye başkanlarının kendi
baskı gruplarının etkisinde kalıp, daha önce 3 kat olan imar iznini, 5-6 kata çıkarmaya, yeşil alanları da yapılaşmaya açtıklarını dile getirdi.
KENTSEL DÖNÜŞÜMDEKİ SORUNLAR VE DOĞANBEY
JMO Güney Marmara Şube Başkanı Mustafa Arık, günümüzde eski ve düzensiz yapılaşmayla mücadele adına
kentsel dönüşüm projelerine başlandığını da anımsatarak, yapılan bu planlamanın da ciddi sorunlara yol açabildiğine değindi. Arık, özellikle Doğanbey Kentsel Dönüşüm Alanı'ndaki yapılaşmayı örnek göstererek şöyle konuştu: "Bunun en güzel örneği Doğanbey Mahallesi'dir. Zemin ve deprem durumu göz önüne alınmamıştır. Şehreküstü gibi şehrin ortasındaki en kalabalık bölgede bir de Doğanbey konutları inşa edilip burada geniş bir alanın boğulmasına neden olunmuştur. Bursa 1. Derece deprem bölgesidir. Her an büyük bir deprem beklenmektedir. Bu sıkışıklık içinde halkın bir deprem anında kısa süreli birkaç saatliğine bulunabileceği boş alan maalesef yoktur. Bu yapılan kötü plana en iyi örnektir."
Arık, belediyelerin imar alanları açarken, tarım yapılmasına daha az olanak tanıyan, düşük meyilli, Nneojen-Miyosen
yaşlı birimler üzerindeki alanları seçmesinde yarar olduğunu kaydetti.