Devlet Bakanı ve Baş
bakan Yardımcısı
Bülent Arınç,
Ergenekon soruşturması kapsamında gazetecilerin gözaltına alınmasını değerlendirdi.
Basın mensuplarının gözaltına alınması, haklarında takibat yapılması ve mahkumiyet kararı verilmesinden üzüntü duyduğunu belirten Arınç, gözaltına alınan
Nedim Şener'in uluslararası
ödül aldığının hatırlatılması üzerine, "Uluslararası başarı ödülü almak kimseye suç işleme imtiyazı vermez. Türkiye'nin yargılama yaptığı kişiler arasında
kuvvet komutanları var. Hepimiz belli ithamlarla elbette yargılanabiliriz." dedi.
Fatih'te
restorasyon çalışmaları tamamlanan Pertevniyal Valide Sultan Camii'nin ibadete açılış törenine katılan
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
Ergenekon soruşturmasının son dalgasında gözaltına alınan gazetecilerin durumu ile ilgili soruları cevapladı. "Basın mensuplarının herhangi bir şekilde gözaltına alınmaları, takibata uğramaları, haklarında
dava açılması ve hatta mahkumiyet kararı alınması elbette bizleri üzer." diyen Arınç, bu duyguları basın kuruluşları ile ilgili bir bakan olarak değil, yıllardan beri
siyaset yapan, basının önemine inanan ve anayasada yer alan şekli ile
basın özgürlüğünü savunan bir insan olarak söylediğini vurguladı.
Son yıllarda gazetecilerin ev ve iş yerlerinde yapılan
aramaları hatırlatan Arınç, "Şüphesiz her meslek mensubu; gazeteci de, avukatta olsa, doktorda olsa suç işleme imtiyazına sahip değildir. Adi suçlarla siyasi suçlarla ilgili ithamlar iddialar yapılabilir. Bununla ilgili bir soruşturma süreci başlar. Yeterli
belge ve
delil bulunursa haklarında dava açılır, dava sonucunda da ya mahkumiyet ya da
beraat olur. Bunları yargı süreci içerisinde olağan karşılamak gerekir. Çünkü arama karanı verende göz altına alma kararı verende tutuklayan da serbest bırakan da iddianameyi yazan da hakim sınıfından kişilerdir.
Yargı da bağımsızdır. Yürütmenin bu konuda herhangi bir talimatının etkisinin sözü olmasa gerekir. Kulluk kuvvetleri sadece yargı makamlarını talimatlarını yerlerine getirirler." şeklinde konuştu.
Son günlerde yaşananlara ilişkin üzüntülerini ve endişelerini ifade etmek istediğini belirten Arınç, "Üzüntüm şudur; basın mensupları suçlanıyorlar, gözaltına alınıyorlar. Bu elbette hoş bir
manzara değil. Bunlardan sadece şahsen tanıdığım Nedim Şener var.
Başarılı bir gazeteci olarak tanıyorum. Sanıyorum geçtiğimiz yıl
yurt dışından uluslararası bir ödül sahibi de olmuştu. Kendisini arayıp
tebrik etmiştim. Araştırmacı gazetecilik konusunda kendisinin yetkin bir insan olduğunu biliyorum. Ama bu söylediklerim bir gazeteci olarak onun hakkındaki kanaatlerimdir." ifadelerini kullandı.
"
Gazeteciler hakkında başka suçlarla ilgili ve ilintili bir soruşturma yapılıyorsa herkes gibi bu soruşturmanın bir an önce sonuçlanmasını ve nihayetinde bir dava açılacaksa beraat etmelerini arzu ederim" diyen Bakan Arınç, "Ancak haklarındaki deliller eğer aleyhinde güçlü bir şekilde mevcutsa bununda yargı süreci sonunda ortaya konulacağından emin olun." açıklamasında bulundu.
Basın mensuplarının gazetecilik fiillerinden dolayı ifade özgürlüğüne sahip olduklarına olan inancını dile getiren Arınç "Yani yazdıklarından dolayı, çizdiklerinden dolayı haberlerinden dolayı suçlanmamalılar. Haklarında dava açılmamalı, mahkum olmamalılar. Çünkü basın özgürlüğü aynı zamanda demokrasinin gücüdür. Aynı zamanda halkımızın da gücüdür. Ama basın kartı sahibi olup da meslek olarak gazetecilik yaptıklarını bildiğimiz insanlar eğer TCK'da suç sayılan fiillerden birini işlemişlerse o takdirde hiçbirimizin zırhı yoktur. Herkes yargılanabilir. Herkes haklarındaki ithamlar bir soruşturma sürecine bağlanabilir. Ben basın mensuplarının sadece bu 3-5 kişiden ibaret olmadığını da biliyorum. Şu an haklarında soruşturma açılan pek çok basın mensubu var.
Cezaevinde birkaç basın mensubu var. Haklarında ceza tehdidi bulunan pek çok basın mensubu var." dedi.
Gözaltına alınan Nedim Şener'in uluslararası başarı ödülü sahibi olmasına rağmen gözaltına alınmasının hatırlatılması üzerine Bakan Arınç, "Uluslararası başarı ödülü almak kimseye suç işleme imtiyazı vermez. Türkiye'nin yargılama yaptığı kişiler arasında kuvvet komutanları var. Hepimiz belli ithamlarla elbette yargılanabiliriz. Arkadaşlarımızın gazetecilik yaparken aldıkları başarı ödülü ne kadar alkışa değerse, bunun dışındaki suçlamalardan dolayı yargılanmaları da anayasamızın gereğidir. Bu olaylara bakarak 'Türkiye'de basın özgürlüğü kalmamıştır' demek insafsız bir yargı olur." diye konuştu.