Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi'nin (
ÇOMÜ) Dardanos Yerleşkesi'ndeki tesislerinde aşçıbaşı olarak görev yapan Hüseyin Çetin, adeta hamura can katıp oluşturduğu ekmekleriyle yaratıcılığını ortaya koyuyor.
Hamuru adeta nakış gibi işleyen Çetin'in (41) dikkat çeken ekmekleri arasında, yel değirmeni şeklindeki ile Seyit
Onbaşı ve yaralı
Anzak askerini taşıyan
Türk askeri figürlü olanlar bulunuyor.
Çetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mesleğe 12-13 yaşlarında başladığını, 6 yıldır aşçıbaşı olarak görev yaptığını belirterek, aşçılıkta yükselmenin zor olduğunu, bu zorlukları kendisinin de çok yaşadığını söyledi.
Bazen jüri, bazen de yarışmacı olarak bazı yarışmalara katıldığını dile getiren Çetin, son olarak
Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) ile Şefler Birliği tarafından 19-22 Ocak tarihlerinde Antalya'da düzenlenen, 14 ülkeden yaklaşık 6 bin aşçının katıldığı ''Uluslararası Altın Kep'' yarışmasında, ''ekmek'' kategorisinde ikinci olduğunu ifade etti.
Çetin, zaman zaman değişik ekmek çalışmaları yaptığını belirterek, ''Türk mutfağında ekmeğin önemini araştırdım. Mutfağımızda her öğün ekmek çok yeniyor. Diğer dünya ülkelerinde ekmek az yeniyor, ama çeşitleri çok. Biz de ise çok yeniyor ama çeşit az'' dedi.
Ekmeklerin sadece yulaflı, çavdarlı, mısırlı olmadığını anlatan Çetin, ''Çanakkale'nin domatesi,
zeytini, zeytin yağı, peyniri, biberi meşhur. Bunları ekmeklere uyarlıyorum. Ancak bu malzemeleri ekmeklerin arasına sıkıştırıp kullanmıyorum'' diye konuştu.
Çetin, ekmekte ''
gluten'' adlı bir maddenin bulunduğunu, bunun özellikle romatizmal hastalar için zararlı olduğunu öğrendiğini, bunun üzerine bu maddeden arınmış buğdayla yapılan ruşeyn ununu oluşturduğunu kaydetti.
Ekmeklerin çoğunu, bu un ya da ekşi hamurdan yaptığını anlatan Çetin, şöyle konuştu:
''Ekmekleri 4 kategoriye ayırdım.
Ekşi, sütlü, ruşeyn ve karışık unlardan elde edilen hamurlardan yapılan ekmekler. Bunların içine de sebzeleri, otları karıştırıyorum. Zaten yarışmaya da, sağlıklı
yaşam, sağlıklı ekmek konseptiyle katıldım. Ekmeğe şekil vermek gerçekten zor. İlk önce tasarlıyorum, sonra parmaklarımla
fırın başında bunları uyarlıyorum. Bunları yapmak beni pek yormuyor, ama tasarıda gerçekten zorlanıyorum.''