Bilecik Üniversitesi
Bozüyük Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Fahri
Altay, ''1990'lı yıllarda yaptırdığımız bir araştırmada
Türkiye genelinde ekilen ekmeklik
buğdayın yüzde 43'ünün
tohumunun
Eskişehir Anadolu Tarımsal
Araştırma Enstitüsünde
ıslah edildiğini ortaya çıkardık'' dedi.
Doç. Dr. Fahri Altay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1964 yılında Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi
Ziraat Fakültesinde öğrenciyken buğday ıslahına başladığını belirterek, 1967 yılında Eskişehir Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsüne araştırmacı olarak
tayin edildiğini bildirdi.
Buğdayın Türkiye için son derece önemli olduğunu, ülkede her insanın yılda 200-206 kilogram buğday tükettiğini ifade eden Doç. Dr. Altay, Türkiye'de buğday üretiminin artırılması gerektiğini kaydetti.
Doç. Dr. Altay, özellikle 1950 yılından itibaren buğday üretiminin artırılması konusunda ciddi atılımlar yapıldığını anlatarak, ''Türkiye'de yaklaşık 9 milyon hektar alanda buğday ekimi yapılıyor. Bu arazilerden yaklaşık 21 milyon ton
ürün alınıyor. Araştırmalara göre Türkiye'nin nüfusu 2050 yılında 21 milyon artacak. Dolayısıyla buğday kapasitemizi artıracak çalışmalar yapılmalıdır'' dedi.
Eskişehir Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsünden 2001 yılında müdür olarak
emekli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Altay, ''Türkiye'de makineli tarıma geçilmeden önce yani 1950 öncesinde 6-7 buğday çeşidi vardı. Bu çeşitlerin verimleri de son derece sınırlıydı. Makineli tarımın ilerlemesi yeni çeşitlerin geliştirilmesine zemin hazırladı'' dedi.
Türkiye'de 2010 yılı itibariyle 160
tescilli buğday çeşidinin olduğunu belirten Doç. Dr. Altay, bu buğday çeşitlerinden sadece 30-40 tanesinin tohumun ekiminin gerçekleştiğini bildirdi.
Doç. Dr. Altay, şunları belirtti:
''Bu tohumların oluşması ve tescil edilmesi için çok çalıştım. 1990'lı yıllarda yaptırdığımız bir araştırmada Türkiye genelinde ekilen ekmeklik buğdayın yüzde 43'ünün tohumunun bu enstitüde ıslah edildiğini ortaya çıkardık. Dolayısıyla Türkiye'deki 5 ekmekten 2 tanesi benim tescil ettirdiğim tohumlardan yapılıyor. Altay-2000 çeşidi benim soyadımı taşıyor. Görevden ayrılacağım zaman bu çeşide benim adım verildi. Bu olay bizde bir gelenektir. Geçmişte tohum konusunda çalışanların isimleri kendinden sonraki dönemlerde bulunan başarılı çeşitlere verilir.''
(SİN-TAR-HY)22.08.2011 17:18:47