Bilim,
Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Nihat
Ergün, ''
Türkiye 2023 yılında kendi
yerli savaş uçağını da gerekirse yolcu uçağını da yapabilecek imkan ve kabiliyete sahiptir'' dedi.
Bakan Ergün,
Samsun Organize Sanayi Bölgesinde kurulu tıbbı cihaz üreten firmaları gezdi.
Ardından KOSGEB'de Makina Mühendisleri Odası Samsun Şubesi'nce düzenlenen, ''Tıbbı
Cihaz Sektörü ve Sorunları'' konulu toplantıya katılan Bakan Ergün, burada yaptığı konuşmada, tıbbı cihaz
sektörünün önemli bir
büyüme potansiyeline sahip olduğuna işaret etti.
Bunun önemli nedenlerinden birinin Türkiye'nin sağlık
hizmetleri alanında son yıllarda çok ciddi atılımlar yapması olduğunu belirten Ergün, şöyle devam etti:
''Çok muhteşem
hastaneler inşa ediyoruz.
Sağlık hizmetlerinde sadece
yurt içinde değil yurt dışına da hizmet verebilecek,
sağlık turizmi hizmeti verebilecek bir noktaya geliyoruz. Kendi insanımıza çok daha kaliteli sağlık hizmeti sunacak ve sağlık ile ilgili harcamaların çapının büyüdüğü bir iklime geçiş yapıyoruz. 7-8 yıl önce kişilerin bir yılda doktora başvurma sayısı yılda bir iken bu yılda 4'e çıkmış durumdadır. Bu daha çok hastalanmadan dolayı değil, insanların sağlık hizmetine daha kolay ulaşabildiklerindendir. Bu da sağlık hizmetlerinin çapını büyüttü, bu alandaki ekonomiyi büyüttü. Tabi ki bu alandaki yatırımların çapını büyütmüş oldu. Bu yatırımların içinde önemli kalemlerden birisi de sadece hastaneler ve hastane inşaatları değil, burada kullanılan tıbbi aletler ve tıbbi donanımdır.''
Sağlık alanında ciddi bir yatırım olduğunu ve bunun başka sektörlerin de gelişmesine katkı sağlayacağını ifade eden Ergün, ''Tıp, alanındaki sanayinin gelişmesine katkı sağlaması lazım. Bir sektör önce kendi iç
pazarıyla büyür ve gelişir. Kendi iç pazarından gereken desteği ve gücü bulursa dış pazarlara açılması çok daha kolay olur'' diye konuştu.
Bakan Ergün, şunları söyledi:
''Şimdi görüyoruz ki tıbbi cihazlarda 200 milyon dolar civarında ihracat yaparken 2 milyar dolar civarında
ithalat yapıyoruz, fark büyük. Yani içeride 2 milyar dolarlık dışardan
ürün alan bir yapı var. Bu 2 milyar dolarlık pazara bizim, bu konuda
üretim yapan insanlarımızın daha fazla girebilmesi lazım. Bunun için atmamız gereken adımlar var. Bu adımlardan birisi tıbbi cihazlar da dahil kamunun yüksek satın alma gücünü bazı sektörlerin ve teknolojinin gelişmesi için bir motive edici unsur olarak kullanmak. Kim alıyor 2 milyar dolarlık tıbbi cihazı, devlet hastaneleri,
üniversite hastaneleri ve
özel sektör hastaneleri alıyor. O zaman bunların bu satın almayı yaparken Türkiye'deki bu sektörü ve bu teknolojiyi dikkate alması icap eder.''
Tıbbı cihaz sektörünün teknoloji geliştirmeye, nitelikli iş gücü çalıştırmaya elverişli olduğunu vurgulayan Ergün, ''Ülkenin de teknoloji geliştirmeye ve iş gücü çalıştırmaya ihtiyacı var. Onun için bu sektöre ayrıca bir önem vermemiz gerekiyor. Tasarım ve teknoloji bu işlerde son derece önemlidir. Bunun için bu sektörün ayrıca, Türkiye ekonomisi ve sanayisi açısından önemli bir yeri var. Bu nedenle biz Baş
bakanlık genelgesi yayınlayarak kamu alımlarının yerli ürünlerle karşılanması yoksa, yüksek satın alma gücünün sadece ucuza satın almak için değil bunları ya
yabancı sermaye çekerek ya da yerli yabancı ortaklı Türkiye'de üretilebilmesi için teknoloji transferine vesile hale getirdik'' ifadesini kullandı.
-''SAVUNMA SANAYİSİNİN YÜZDE 52'SİNİ KARŞILAYABİLİR HALE GELDİK''-
Savunma sanayisinde of-set sistemiyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarını karşıladıklarını dile getiren Ergün, şöyle dedi::
''Bundan 8-10 yıl önce
savunma sanayinin yüzde 25'ini içeride karşılayabilirken bugün yüzde 52'sini karşılayabilir hale geldik. Of-set uygulamalarının savunma sanayisindeki faydalarını böyle görmüş oluyoruz. Bunlar bize helikopter üretmek, yerli savaş uçağı üretmek,
uçak motoru üretmek gibi imkanları ve fırsatları da sundu. Şimdi diyoruz ki Türkiye 2023 yılında kendi yerli savaş uçağını da gerekirse yolcu uçağını da yapabilecek imkan ve kabiliyete sahiptir. Böyle bir
hedef koyabiliyoruz. Tıbbi cihazlar ve bazı alanlarda da benzer yöntemleri bu dönem sıklıkla uygulamaya başlatacağız.''
Sektörü öncelikle motive edecek unsurların başında
tüketici olan Sağlık Bakanlığı devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel sektör hastanelerinin yöneticilerini bir araya getirmek olduğunu kaydeden Ergün, ''Bu ilk organizasyonlarımızdan bir tanesi olacak. Kim ne üretiyor, kim ne alıyor, kimin neye ihtiyacı var? Üretenlerle ihtiyacı olanları yan yana getirmek sinerji ortaya çıkarmak istiyoruz. Çünkü sizin üretmiş olduğumuz bir çok ürünleri aslında devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastaneler burada var olduğu halde muhtemelen ithal yoluyla karşılıyor'' ifadesini kullandı.
-''SAMSUN'DAKİ KÜMELENME ÖNEMLİ''-
Kamu alımları yapılırken yüzde 15 pahalı bile olsa Türkiye'de üretilen ürünlerin seçilmesi yönünde
Başbakanlık genelgesi yayınladıklarını yineleyen Ergün, sözlerine şöyle devam etti:
''Başbakanlık özel genelgesiyle bunu direktif hale getirdik. Şimdi Kamu İhale Kurumunda sözleşmeleri de yerli şartnameleri de yakından takip ederek bu işin mercek altında tutulmasını sağlamış olacağız. Sadece genelgeyle Kamu İhale Kurulundaki şartnameyle kalmayacağız sektörü de bir araya getirmiş olacağız. İçerideki 2 milyar dolarlık pazarın Türkiye'de üretilen ürünlere yönelmesini ve oraya bir güç vermesini istiyoruz. Önce iç pazar bu gücü vermeli ki dış pazarlara
rekabetçi bir şekilde açılmak, yeni ürünler ortaya koymak, yeni ürünler geliştirmekte mümkün olabilsin. Samsun'daki bu kümelenme önemli. Başka kümelemeler de olacaktır. Biz bu kümelenmeyi destekliyoruz. Şüphesiz şuan dağınık şekilde üretim yapan tıbbı cihazlardaki 60'a yakın
işletme için bir ihtisas organize sanayi bölgesi çok rahat bir şekilde kurulabilir.''
-''DÜNYADA DEVASA ŞİRKETLER EVLENİYOR''-
Bakan Ergün, tıbbı cihaz sektörünün de bazı önemli adımları atması gerektiğine değinerek, şöyle konuştu:
''Birlikten güç doğar. İşbirliği, güçbirliği yapmayı da önemsemeliyiz. Yani ihtisas organize sanayi bölgesi kurarken bazı
ortaklıkların ve birleşmelerin yapılması gerekir. Bu ortaklıklardan zarar gelmez, bu size güç sağlar. 'Küçük olsun, benim olsun' düşüncesi yerine 'büyük olsun, hepimizin olsun' düşüncesini pekiştirmemiz lazım.
Üniversitede araştırma merkezi kurulması yönünde çalışmalara da ağırlık vermemiz lazım. Bilimsel temeli olmazsa yaptığımız işlerin o zaman sanayinin bundan istifade etmesi, teknoloji geliştirmesi de mümkün olmaz. Hamallığını yaparız işin. İşin sadece hamallığını yapmak durumda değiliz, biz Ar-Ge'sini,
tasarımını ve teknolojini de geliştirmemiz lazım.''
Devasa şirketlerin birleştiğine dikkati çeken Ergün, şunları kaydetti:
''Dünyada, rekabet alanını geliştirmek için devasa şirketler evleniyor. Dünyanın en büyük otomotiv firmaları,
iletişim devi firmaları evlilik yapıyor. Bazı şeyleri ortak yapıyorlar. Niye, rekabet çok çetin. Bunu yapmasak hamallık yapacağız demektir. Tercih bizim olacak. İşbirliği mi, ortaklık mı, hamallık mı, hangisi? 'Tamam, hamallık yapacağız' diyene de lafım yok
tercih meselesi. Ama
işbirliği yaparsak, güçbirliği yaparsak o zaman hamallıktan kurtuluruz, rekabet avantajı elde etmiş oluruz.''
(SEV-GÜN-DLK-MUR)01.10.2011 09:25:07