BDP Genel Başkan Yardımcısı Filiz Koçali, bağımsız adaylarla
seçime giren blokun aldığı
oy oranının seçim
barajını artık anlamsız kıldığını belirterek, ''36 vekille bu baraj yıkılmıştır'' dedi.
Koçali,
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sümerpark Resepsiyon salonunda seçimi değerlendirmek amacıyla düzenlenen basın toplantısında, seçimden büyük bir zaferle çıktıklarını, parlamentodaki
koltuk sayısını büyük bir kararlılık ve inançla 36'ya yükseltiklerini bildirdi.
Bingöl,
Ağrı,
Kars,
Adana ve Mersin'de birer vekillik kazandıklarını, pek çok ilde
rekor oy artışıyla temsiliyetlerini güçlendirdiklerini ifade eden Koçali, ''Blokun aldığı oy, seçim barajını artık anlamsız kıldı. 36 vekille bu baraj yıkılmıştır. Hiçbir barajın, yasağın
halkın iradesi önünde set olamayacağı bir kez daha kanıtlanmıştır'' dedi.
Oy kullanma süresi boyunca seçmenin özgür iradesinin üzerinde
baskı kurulduğunu, seçimlerin silahların gölgesinde geçtiğini savunan Koçali, halkın her şeye rağmen
sandık başına gittiğini, birçok kentte halkın yaptığı kutlamaya polisin müdahale ettiğini öne sürdü.
Seçim sonuçlarını doğru okumadan, doğru sonuçlar çıkarmadan ülkedeki sorunlara çözüm bulmanın mümkün olmadığını belirten Koçali,şunları kaydetti:
''
Kürt coğrafyasında tek oy oranını artıran blok olmuştur. AKP bu coğrafyada hiç beklemediği bir gerilemeyi yaşamıştır. Hem oy oranı hem de
sandalye sayısı düşmüştür. Bu tablo hükümetin en temel iddiasını ortadan kaldırmıştır. Temsiliyet tartışmalarına son noktayı koymuştur.
Başbakanın 'Benim 75 Kürt vekilim var' sözü artık iflas etmiştir, kıymeti harbiyesi kalmamıştır. Kürt halkı, AKP hegemonyasını reddederek, iradesini bloktan yana koymuştur. Bu nedenle, artık Kürt halkının örgütlü yapısını
tasfiye ederek, çözüme gitmek stratejisi tarihe karışmıştır. Bu politikada ısrar, yalnızca ve yalnızca ülkeyi kaosa sürüklemekten başka bir şey getirmez. Blok bileşenleri ve onu destekleyen milyonlar tavrını, merkeziyetçi, oligarşik, iktidarcı devlet sist
emine karşı demokratik özerklikten yana koymuştur. Sözde KCK davası denilen davada yargılanan arkadaşlarımızın altısı da rekor düzeydeki oylarla seçilmiştir. Hatip
Dicle, Kemal
Aktaş,
İbrahim Ayhan,
Selma Irmak, Faysal Sarıyıldız ve Gülser
Yıldırım şahsında bu
oylama, KCK davası tutukluları hakkında halk tarafından verilmiş bir
beraat kararıdır. Hiçbir yargı organı bu kararın üstünde değildir. Yarından tezi yok KCK davası tutukluları özgürlüklerine kavuşturulmalıdır. Blokun oluşumunda büyük çabası olan Sayın Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununda kendi rolünü oynaması için gerekli koşullara kavuşturulması yönünde de kararını vermiştir. Blokun bileşenleri ve onu destekleyen milyonların talebi de, Öcalan'ın İmralı'dan çıkarılması ve Kandil'in de dahil olduğu bütün taraflarla görüşmelerde bulunabilmesinin önünün açılması yönündedir.''
Koçali, seçimleri geride bıraktıklarını kaydederek, ''Başbakan
Kürtlere dönük politikalarda ısrar mı edecek, yoksa Kürtlerin siyasi iradesini tanıyıp, statü talebini ve demokratik özerkliği de içeren bir demokratik anayasaya
evet mi diyecek? Başbakan,
balkon konuşmasında çok umut vermedi. Kürt sorununu telaffuz bile etmedi. Halka, 'haklarınızın garantisi benim' diyerek tekçi bir temsiliyet sergiledi. Başbakan, çok açık bir şekilde Kürt sorununun çözümünde izleyecekleri politikayı
Türkiye toplumuyla paylaşmalıdır'' diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun alternatif bir çözüm projesi üretemediğini, Kılıçdaroğlu'nun politikasının bölgede kabul görmediğini savunan Koçali, CHP liderinin Kürt halkının taleplerini görmezden gelen politikalara son vermesini, bulunduğu muhalefet koltuğunun hakkını vererek, ülkenin demokratikleşmesinde yerini almasını istedi.
MHP'nin toplumsal barışın gerçeklerini iyi okuması ve gereğini yapması gerektiğini aktaran Koçali, Kürt sorununun kökten çözülmesi için Kürtlerin meşru temsilcilerine saygı gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
Halkın, Kürt sorununun çözümünde demokratik siyasetin ve meclisin oynayacağı role dikkat çektiğini vurgulayan Koçali, ''Bunu son şans olarak görmeliyiz. Bu şans doğru değerlendirilmeli. Biz demokratik bir anayasa için ve halklarımızın meydanlarda dile getirdiği ve sandıkta iradeye dönüştürdüğü talepler için her kesimle tartışıp ortaklaşmaya hazırız. Bu konuda muhatabız'' diye konuştu.
-''KÜRTÇE YEMİN GÜNDEMDE YOK''-
Gazetecilerin sorusu üzerine
Demokratik Toplum Kongresi Başkanı Ahmet Türk ise 15 Haziran gününün Kürtler açısından önemli bir tarih, Türkiye'nin değişim ve dönüşüm gösterebilmesi için önemli bir fırsat olduğunu ifade ederek, ''Eğer hükümet 15 Haziran'da Kürt sorununun çözümü konusunda bir
yol haritası ortaya çıkaramazsa veya buna dönük inandırıcı açıklamalar yapmazsa Kürtler açısından gerçekten kabul edilemeyecek bir süreç olarak önümüze gelir. Bunu böyle değerlendirmek okumak gerekiyor diye düşünüyorum'' dedi.
''Terör örgütü PKK'dan yeni bir eylemsizlik bekleniyor mu?'' sorusu üzerine Türk, 15 Haziran'da yapılacak müzakerede ve hükümetin ortaya koyacağı tavra göre değişeceğini,
Hükümetin Kürt sorununa yaklaşımının sürecin nasıl gideceğini belirleyeceğini söyledi.
''
Kürtçe yemin olacak mı'' sorusuna da Türk, gündemlerinde öyle bir şeyin bulunmadığını, arkadaşlarıyla henüz bir araya gelmediklerini, sorunun çözümü için çaba göstereceklerini vurguladı.
Kendileri için önemli olanın halkın geleceğini doğru okumak ve belirlemek olduğunu kaydeden Türk, bu konuda
çağrı ve çalışmalarını büyük bir ciddiyetle sürdüreceklerini aktardı.
''Tunceli'deki seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Türk, Tunceli'yi Kılıçdaroğlu rüzgarından kaynaklanan bir sonuç olarak değerlendirmek gerektiğini, bunu daha sonra önlerine koyup ciddi bir şekilde tartışacaklarını bildirdi.
Toplantıya, BDP Genel Başkanı
Hamit Geylani, milletvekili seçilen Aysel Tuğluk,
Levent Tüzel,
Sırrı Süreyya Önder,
Ertuğrul Kürkçü, Şerafettin Elçi,
Erol Dora,
Leyla Zana, Şerafettin Elçi ve Emine
Ayna da katıldı.
(TEN-ÖZ-SEB)14.06.2011 15:26:32