Şanlıurfa Gazeteciler Birliği Başkanı Veysel
Polat, demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri olan basının, haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olarak da, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında geldiğini ifade etti.
Polat, ''
Basında
sansürün kaldırılışının 102. yıl dönümü'' dolayısıyla yayımladığı mesajında, her insanın bilgiye ulaşma, doğruları öğrenebilme ve kendi fikirlerini ifade edebilme özgürlüğünün en temel hak olduğu görüşü,
modern dünyada hemen hemen herkesçe tartışmasız bir gerçek olduğunu belirtti.
Basının kamu adına gerçekleri araştırma, doğru ve gerçek haberlerle kamuoyunu aydınlatma mesleği olduğunu dile getiren Polat, şöyle devam etti:
''Demokratik hayatın vazgeçilmez unsurlarından biri olan basın, haber alma ve yayma özgürlüğünün en etkili aracı olarak da, demokrasinin yaşamasını ve gelişmesini sağlayan kurumların başında gelmektedir. Demokrasinin temel taşlarından olan
basın özgürlüğü şeffaf
yönetim ilkesinin de yapı taşlarından biridir.''
Basının esas görevinin okuruna, izleyicisine veya dinleyicisine olup biten tüm olaylar hakkında doğru, inandırıcı, güven verici, çok boyutlu ve hızlı bir şekilde bilgi vermek olduğunu ifade eden Polat, sansürün kaldırılışının ardından 102 yıl geçmiş olmasına rağmen, direkt olarak sansür şeklinde olmasa da dolaylı bir şekilde çeşitli sıkıntılara maruz bırakıldığını savundu.
Sansürün bir başka versiyonunun da bulunduğunu ifade eden Polat, şunları kaydetti:
''Bir başka sansürde 'otosansür' dediğimiz, kendiliğinden, haberin çarpıtılarak veya eksik verilmesi ya da haberin hiç verilmemesi durumudur. Özellikle yerel TV'lerimizde
seçim dönemlerinde ayyuka çıkan 'para yoksa haber de yok' anlayışı, vahim sonuçlar doğuracaktır. Sorumluluğumuzun bir parçasını bu gibi davranışlarla alıp götürüyoruz. Bu nedenle basına olan güvensizliğin artması ve gazeteciliğin giderek prestij yitiren bir meslek haline gelmesi, karşı karşıya kalınan en önemli sorundur. Bağımsızlık ve özgürlükten söz ederken, bizlerin de görevini tarafsızlık ilkesi ve etik kuralları içinde yapması gerekmektedir. Yani işimiz toplumsal karşılığı olmayan kimi kişi, kurum ve olguları abartan veya birilerine
iftira atan, tehdit eden,
şantaj yapan veya kişilik haklarını ihlal eden haberleri kamuoyuna yansıtmak olmamalı. Aksine elimizde kamu yararı taşıyan bilgiyi en çabuk ve doğru bir şekilde kamuoyuna vermek zorundayız. Vatandaşa haksızlık yapması halinde ise devlete, bazı kurumlara, siyasilere, karanlık güç odaklarına
boyun eğen basın, basın değildir. Bizim için insanların düşünceleri ve siyasi görüşleri ne olursa olsun, yapmış olduğumuz haberlerden sonra 'söylenen doğru, adaletli, insaflı veya hakkaniyetli' denmesi yeterlidir. Basına güvensizlik sorununun aşılmasında özellikle meslek örgütleri olarak, bizlerin özdeğerlendirme mekanizmalarını harekete geçirmesi ve çözüme katkıda bulunması gerekiyor. Aksi takdirde basın, kamu çıkarını, yoksulu, sessizi, hakkı, adaleti
savunma görevini yerine getirirken, bir taraftan da güven bunalımı ile boğuşmak durumunda kalacaktır.''
Tüm basın camiasının gelenekselleşen bayramını kutlayan Polat, çalışmalara da başarılar diledi.
(EŞB-İSM-MHD)22.07.2011 19:00:00