Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı
Mevlüt Yeni, ''Bugün dünyada medyası en çok tartışmaya açık hale gelen ya da getirilen ülkeler arasında
Türkiye en ön sıralarda yer alıyor. Türkiye'nin bu olumsuz konuma itilmeye hakkı olmadığını bütün gücümüzle haykırıyoruz'' dedi.
Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni, basında
sansürün kaldırılışının 103. yıl dönümü dolaysıyla yaptığı yazılı açıklamada, İkinci Meşrutiyet'le basında sansürün kaldırılmasına karar verilen 24 Temmuz 1908 tarihinin, kendileri için çok anlamlı bir dönüşümü ifade ettiğini bildirdi. Her yıl 24 Temmuz'u coşku ve olgunluk içinde bir bayram havasında geçirmenin, basında çalışan herkesin içten dileği olduğunu aktaran Yeni, ''Ancak 24 temmuzları tam bir bayram olarak soluma imkanından yoksunuz. 103 yıl önce artık tamamen tarihe gömülmüş olması gereken sansür olgusu, ne yazık ki zaman zaman biçim değiştirerek yeniden karşımıza çıkmaktadır'' görüşünü dile getirdi.
Bugün yalnız Türkiye'de değil tüm dünyada basının üzerinde ağır bir
baskı olduğunu belirten Yeni, örnek gösterilen demokratik ülkelerde bile basın üzerinde açık ya da gizli biçimde etkin olmak isteyen basın dışı güçlerin varlığının tartışıldığını kaydetti. Bu güçlerin
ekonomik olduğu kadar siyasal alanda da basını yönlendirmeye ve kendi denetimlerine almaya çabaladıklarını anlatan Yeni, bazı basın patronlarının da bu müdahaleleri adeta meşrulaştıracak tutum içine girdiklerini ifade etti.
Yeni, Türkiye'de basının 103 yıl öncesine göre çok daha ileri konumda bulunduğunu belirterek, açıklamasında şunları kaydetti:
''O günlerin
özgürlük anlayışıyla şimdiki arasında elbette uçurumlar var. Fakat üzülerek belirtmeliyiz ki, konunun diğer boyutlarından bakıldığında, bugün dünyada medyası en çok tartışmaya açık hale gelen ya da getirilen ülkeler arasında Türkiye en ön sıralarda yer alıyor. Türkiye'nin bu olumsuz konuma itilmeye hakkı olmadığını bütün gücümüzle haykırıyoruz.
Basının özgürce çalışması herkes için hayati önemdedir. Siyasi otorite her zaman aynı ellerde kalmaz. Ekonomik ve mali gücü her zaman aynı insanlar elinde tutamayabilir. Herkesin, basın özgürlüğünün asıl kendisi için vazgeçilmez olduğunu kavraması gerekir. Sansürün belki de en ağır olanı otosansür, yani gazetecinin yazmaktan çekinmesi, korkması ve kaçınmasıdır. Ülkemiz basını için bundan daha tehlikeli bir durum olamaz. İşinden olma korkusu, her an
yargılanma endişesi gazetecinin beyninden atılmadıkça
özgür basın bir hayal olarak kalır.''
Gazetecilerin içinde bulunduğu olumsuz koşulların meydana gelmesinde, basın sektörünü temsil eden kuruluşların ve meslektaşlarının da payının bulunduğunu aktaran Yeni, iyileşmenin yolunun birlik ve beraberlikten geçtiğini ve Türk basınını birileri hizaya sokmadan kendi mensuplarının layık olduğu yere taşımak için çabalaması gerektiğini bildirdi.
Yeni, gazetecilerin bu kıskaçlardan kurtarılmasını şiddetle talep eden Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nin sonuna kadar basın özgürlüğünün takipçisi olacağını vurgulayarak, ''Hiç kuşku duyulmasın ki, Türk Basını her türlü sansürden kurtuldukça özgürlüğünü daha da olgunlukla ve sorumluca kullanacaktır'' dedi.
(ME-BNY)23.07.2011 14:16:59