Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bazı siyasetçilerin, ''Şöyle dokunuverdiğiniz zaman 'dağa çıkarım ha' diye feryat ettiklerini'' belirterek, ''
İmam hatip liselerinin (İHL) kapatılmasına, öğrencilerinin perişan edilmesine, binalarının ellerinden alınmasına rağmen, hiçbir İHL'li ne sokakta bağırdı, ne dağa çıktı, ne adam vurdu ne de sokaklarda
araç yaktı. Onların hepsi tertemiz inançlı, ahlaklı, memleketini seven, bayrağını, toprağını seven sevgili insanlardır.
Allah'a hamdolsun bugün alnı açıktır İHL'lilerin, başı diktir. Mücadelelerini hukuk bazında kazanmışlardır '' dedi.
Bursa İmam Hatip Mezunları Derneğinin (BİHMED) kahvaltısına katılan Arınç, yaptığı konuşmada, imam hatip lisesi (İHL) öğrencileri ve
mezunları arasında çok iyi ilişkilerin, çok güzel dayanışmanın, çok samimi bağların var olduğunu söyledi. ''Bu, herkese örnek olması gereken bir münasebettir, ilişkidir, arkadaşlıktır. Dolayısıyla geçmişten bu yana mezunlar ve mensuplar arasında arkadaşlığı, dostluğu kardeşliği devam ettirecek organizasyonlara ihtiyacımız var. BİHMED bu görevi yapıyor'' diyen Arınç, şöyle devam etti:
''Tabii İHL mezunlarının gerek bürokraside ve siyasette gerekse ticaret ve serbest çalışma ortamında çok başarılı yerlerde bulunduklarını biliyoruz. Bu çok güzel bir şey. Yani 'Ben İHL mezunuyum, şu işi yapıyorum' dediği zaman bir insan, bu iş yerindeki samimiyet, başarı ve ilişki, hepimizi çok memnun ediyor. Şimdi değerli milletvekili adayımız Mustafa
Öztürk'ten bahsedildi, 1984 mezunu ve okul birincisi olduğunu duydum. Bundan da çok memnun oldum.
Mustafa Öztürk gibi nice arkadaşımız İHL mezunudur ve daha sonra başka eğitim almıştır ve bulunduğu görevleri de hep başarıya tamamlamış, bugüne kadar getirmiştir. Hamdolsun İHL'ler ve orada okuyan çocuklar ve orada okuyan çocuklar ve onların mezunları toplumda çok saygın bir yere sahiptir, Allah'a çok
şükür. Bunu bizim önümüze getiren büyüklerimizden, İHL'lerin açılmasına izin ve imkan veren, geçmişten bu yana bu mücadeleyi hukuk noktasında sürdürenlerden rahmete kavuşanlar varsa Allah rahmet etsin. Hayatta olanlar varsa Allah onlardan ebediyen razı olsun, çok büyük
hizmet yaptılar. Çünkü 1940'lı yılların sonunda başlayan ve bugün de hala devam eden binlerce, on binlerce öğrencisi bulunan ve bizim Tevhid-i Tedrisat Kanunu içerisinde yer almış,
müfredat,
ders programları ve çok iyi öğretmenleriyle çok iyi bir gençliğin yetişmesine yol açmış bu okullarımızdan endişe duymaya, korku duymaya hiçbir zaman yer yoktur. Bunlar memleketin tertemiz çocuklarıdır. Milli eğitimin okullarında okuyorlar, öğretmenlerinden ders alıyorlar ve milli eğitimin kitaplarıyla hayatlarını, geleceklerini tanzim etmeye çalışıyorlar.''
Arınç, ''Türkiye'nin tek partili dönemden bugüne geleneksel korkularının, endişelerinin var olduğunu'' ifade ederek, ''Birilerinin böyle bir korkusu, endişesi var. Bu okulların sayısının artması, bu okullardan mezun olanların en büyük üniversitelere girmesi
kaymakam, hakim ve savcı olması, bir mühendis olması, bir
hesap uzmanı olması birilerini korkuttu. Çok yanlış, çok yanlış bir şey. Ama bunu maalesef hep beraber yaşadık. Gün geldi sadece bu korku sebebiyle hukuk dışına çıkıldı. Hukuk dışı kararlar alındı, zulmedildi, haksızlık yapıldı'' şeklinde konuştu.
-''(İŞGAL EDERİZ, PARAMPARÇA EDERİZ, ADAM VURURUZ) DEMEDİK''-
''Değerli kardeşlerim. Çok şükür artık o günleri üzerimizden atmaya yeni bir sayfayla binlerce öğrencimizi bu okullardan pırıl pırıl gençler olarak yetişmesine zemin hazırlayacak noktaya gelmiş bulunuyoruz'' diyen Arınç, 1990'lı yılların sonunda yürürlüğe konulan ve son dönemde değiştirilen, meslek lisesi mezunlarının puanlarının üniversiteye sınavlarında düz lise mezunlarına göre düşük
katsayı ile hesaplanması uygulamasına da dikkati çekti.
Arınç, ''Katsayı meselesi çok uzun bir hukuk mücadelesinin sonucudur. Bir defa çıktı, iptal edildi, bir defa çıktı iptal edildi ama 40 defa iptal etseniz, 41 defa çıkaracağız düşüncesiyle sonunda üç aşağı beş yukarı tamamen değil, neticeye ulaştık,
kavga etmedik, dağa çıkmaktan bahsetmedik. '
İşgal ederiz, paramparça ederiz, adam vururuz' demedik. Bugün Türkiye'de bazı siyasetçiler var ki şöyle dokunuverdiğiniz zaman 'dağa çıkarım ha' diye feryat ediyor. İmam hatip liselerinin kapatılmasına, öğrencilerinin perişan edilmesine, binalarının ellerinden alınmasına rağmen, hiçbir İHL'li ne sokakta bağırdı, ne dağa çıktı, ne adam vurdu ne de sokaklarda araç yaktı. Onların hepsi tertemiz inançlı, ahlaklı, memleketini seven, bayrağını, toprağını seven sevgili insanlardır, Allah'a hamdolsun. Bugün alnı açıktır İHL'lilerin, başı diktir. Mücadelelerini hukuk bazında kazanmışlardır '' dedi.
(SÜRECEK)
(HRN-KAK-ERD)07.06.2011 12:07:06