Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Kürt meselesinin çözümünde büyük bir fırsat yakalandığını ancak BDP'nin bunu heba ettiğini söyledi.
Bayburt'taki
seçim mitinginde BDP'ye yüklenen Başbakan Erdoğan, BDP'nin Kürt meselesinin çözümüne yönelik bir derdi olmadığını savundu. BDP'nin etnik yapılardan beslenerek ayakta kaldığını söyleyen Erdoğan, "BDP Kürt vatandaşları, her zaman istismar etti." dedi. Başbakan Erdoğan, "Sorun çözülsün isteyen biz olduk. Özellikle ülkemin dört bir yanına
hizmet götüren biz olduk, ayrımcılık yapmadık. 'Bizde etnik ayrımcılık yok, etnik milliyetçilik yok. 74 milyonun tamamı bizim kardeşimizdir' dedik öyle sarıldık." diye konuştu.
BDP'nin her zaman
mağduriyet üzerinden,
tahrik üzerinden kendisine çıkar sağlamanın peşine düştüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "BDP düşüncesizce, vicdansızca, sorumsuzca gençleri sokağa dökerek, kışkırtarak, gençleri galeyana getirerek, BDP'li bir belediyenin pencerelerinden
molotof kokteyli atılıyor Diyarbakır'da. Ondan sonra diyorlar öyle bir şey yok. Kamera kayıtları var. Molotof kokteylleriyle vatandaşlarımızın dükkanları, cam çerçeve indiriliyor, her yerde. Diyarbakırında, İstanbulunda her yerde. Bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir yaklaşımdır.
Hani sizin birliğiniz, hani sizin beraberliğiniz, hani sizin kardeşliğiniz? Ama bakıyorsunuz ki yazılı ve görsel medyası da bu anlayışa sahip çıkıyor. Neymiş diyorlar ki demokratik hak. Biz parlamentoda bunlarla beraber çalıştık, çalışıyoruz. Her bir olayda bakıyorsunuz ki nerede bu tür
eylemler yapılacaksa beyefendiler de gidip o eylemin başını çekiyorlar."
"DİLİNLE KONUŞ, ELİNDE MOLOTOF KOKTEYLİYLE KALKIP İNSANLARI RAHATSIZ ETME"
Sivil itaatsizlik denilen olayın başkalarının ilgi alanına müdahale etmek, işgal olmadığını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu ülkede yasalar vardır.
Miting mi yapmak istiyorsun, git yap.
Yürüyüş mü yapmak istiyorsun git yap. Sadece bildirimde bulunacaksın. Bildirimde bulun, ondan sonra git o haklarını kullan. Bu demokratik hakların engellendiği bir
Türkiye yok artık. Ama dilinle konuş, anlat, elinde Molotof kokteyliyle kalkıp insanları rahatsız etme. Halkın otobüslerini yakıp yıkma, otobüslerin içerisinde insanları öldürme. Siz bunları yapıyorsunuz, bunun neresi
demokrasi, bunun neresi hak ve
özgürlük? Sizin aradığınız bu, istediğiniz bu, sen seçim propagandası yapacaksın, üç beş oy toplayacaksın diye dağlarda gençler ölüyor, askerimiz polisimiz şehit oluyor, yaralanıyor, ocaklara ateş düşüyor. Bunu yapanlar vicdansız değil mi, bunu yapanlar ihtirastan gözleri kör olanlar değil mi?" ifadelerini kullandı.
"KAYBEDEN HER ZAMAN TÜRKİYE"
Devam edip giden sorundan
silah tüccarları ile bu istismarcıların kazançlı çıktığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Kaybeden kim, her zaman Türkiye, her zaman benim milletim oluyor. Şimdi YSK'nın kararının ardından yaşananları hepiniz gördünüz,
CHP'si, MHP'si, BDP'si, onların
yandaş medyası çıktılar
koro halinde AK Parti'yi suçladılar, neden, çünkü bunlar yürütmenin yargıya müdahalesine alışmışlar, kendi dönemlerinden alışkanlık haline getirmişler, her kararın ardından siyasi irade arıyorlar. Demek ki mağdur eden o YSK kararlarının arkasında da
siyaset vardı, siyasi hesaplar vardı. Benim de milletvekilliği noktasında önümü kestiler. Karar verdi yargı, dedi ki seçime giremez. Seçime giremez dediği zaman bugün o bağıran, bunların yanında yer alan medya, yazılısı görsel medyası başlık attılar, 'Erdoğan
muhtar bile olamaz' dediler. Kudret kuvvet sahibi olan
Allah ve milletim yürü dedi, yürüdük ve yürüyoruz ve yürüyeceğiz, sizinle yürüyeceğiz. Bu millete hizmet yolunda, bu vatana hizmet yolunda yürüyeceğiz."
"BDP BİR KÖŞEDE, CHP İLE MHP BİR BAŞKA KÖŞEDE ELLERİNE OVUŞTURUYOR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü açıklamasına değinen Başbakan Erdoğan, "Son derece sorumsuz, son derece kışkırtıcı, tahrik edici bir dille gençliği sokağa dökmekten, bizim karşımıza bozkurtlarını çıkartmaktan bahsediyor. Bildiğiniz gibi MHP genel başkanı 12
Eylül Halk Oylaması öncesinde gitti
İşçi Partisi ile,
Ergenokon ile,
terör örgütü
PKK ile, BDP ile, CHP ile aynı hizada saf tuttu. Bütün bu partiler, bu örgütler ile
ittifak halinde. MHP genel başkanı anayasa değişikliğine karşı çıktı, hayır dedi. Şimde de kalkıyor
Taksim Meydanı'nda,
Ankara Yüksel Caddesi'nde eylem yapan radikal sol örgütlerle aynı hizaya giriyor. Biz demokratik
halklarımızın dışında gençlerimizi hiçbir zaman yürütmeyiz, hiçbir silahlı eylemin içinde AK Partinin gençliği bulunmaz, bulunmayacaktır. Bizim işimiz kalemdir, kitaptır, bilgisayardır. Bizim dünyamız bu." diye konuştu.
Haklarını almanın yollarını çok iyi bildiklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, "Ama MHP genel başkanı çok istiyorsa gitsin Taksim Meydanı'nda bulunan illegal örgütlerle beraber birilerinin yaptığı gibi kol kola yürüsün. Bunların en iyi yaptığı iş bu. Bunlar ekonomiden anlamaz, bunlar Türkiye'nin itibarını yükseltmekten, itibarlı dış politikadan, bunlar plan proje bunlardan anlamaz. Bunların tek yaptıkları hakarettir, tek yaptıkları tahriktir, tek yaptıkları kışkırtmadır. Bugün de aynı şeyi yapıyorlar. Biz asla bunlara
boyun eğmeyeceğiz. Gençlerimiz de bu şiddet söylemine teslim olmayacak, bu oyuna gelmeyecek. Ben sizlerden bu oyunu görmenizi istiyorum, ben sizlerden bu kirli oyunu, bu çirkin oyunu bozmanızı istiyorum. İnanıyorum ki Bayburt Bayburt olalı 12 Haziran'da bunlara en önemli dersi verecektir. Çok net bir şekilde söylüyorum, Diyarbakır'da, Hakkari'de, Bismil'de, Yüksekova'da, Şırnak'ta gençler, çocuklar sokağa dökülüp sağa sola taş atarken, bizim polisimiz,
sivillerimiz yaralanırken, BDP bir köşede ellerini ovuşturuyor, CHP ile MHP de bir başka köşede ellerine ovuşturuyor ve tehdit ediyorlar." değerlendirmesini yaptı.