Taraf Gazetesi Muhabiri Mehmet
Baransu ve eşine ait
telefonların,
terör örgütü üyesi gibi gösterilerek
mahkeme kararı ile dinlendiği gerekçesiyle aralarında dönemin Van İl Jandarma Komutanı Kurmay
Albay Vecihi Halil İyigün'ün bulunduğu 6 sanığın yargılanmasına devam edildi. İl
Jandarma Komutanlığı'nda 2004 yılından bu yana
temizlikçi olarak çalışan ve telefon dinlemesi yapan
terör örgütü PKK itirafçısı Abdulkadir
Karataş, tebligatlara rağmen duruşmaya gelmediği için hakkında
yakalama kararı çıkarıldı.
Van 1. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde devam eden
davaya
sanıklar eski Van İl
Alay Komutanı Kurmay Albay Vecihi Halil İyigün, dönemin
İstihbarat Şube Müdürü
Binbaşı Burhan
Erol, Jandarma Astsubay
Muharrem Yaşar, uzman çavuşlar Murat Gürsoy, Osman Berk ile PKK itirafçısı Abdulkadir Karataş katılmadı.
Mağdur ve müşteki sıfatıyla duruşmaya katılan
Taraf Gazetesi Muhabiri
Mehmet Baransu,
mahkeme kararı ile 3 ay boyunca dinlenen telefon İMEİ numaralarından ikisinin kendisine, diğerinin ise eşine ait olduğunu belirtti. 2007 yılından itibaren çalıştığı Taraf Gazetesi'nde
Türk Silahlı Kuvvetleri,
Dağlıca ve
Aktütün gibi konularda çok sayıda haber yaptığını dile getiren Baransu, "
Dinleme yapıldığı dönemde vatani görevimi yapmak için askere gitmiştim.
Kara Kuvvetleri Komutanı olan
Orgeneral İlker Başbuğ da Genel
kurmay Başkanı olmuştu. Yaptığım bu haberlerden rahatsız olanların haber kaynaklarımı öğrenmek için beni dinleme yoluna başvurmuş olabileceklerini düşünüyorum. Sanıklardan Muharrem Yaşar ve Murat Gürsoy savunmalarında '
Memati' adında bir kişiden söz ediyorlar. Yalnız her ikisi de 'Memati' ile karşılaşma noktasında yaşadıklarını iddia ettikleri olayları farklı anlatmışlardır. Bu beyanları sanıkların
Kurtlar Vadisi dizisini çok izlediklerini ya da beni dinleme noktasında iradelerinin ne kadar net olduğunu göstermektedir." dedi.
Kendisinin dinlenildiğine dair
belgelerin Van İl Jandarma Komutanlığı'ndan bilmediği bir kişiden
posta yoluyla geldiğini anımsatan Baransu, bu belgelerin kendisine ulaşmasından sonra
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB)'i aradığını ve dinlemeyi teyit ettiğini söyledi. Baransu,
soruşturma ve kovuşturma aşamasında yapılan yazışmaların sanık konumunda olan Van İl Jandarma Komutanı ve dinleme ile ilgili birim komutanlarına yapıldığını, cevaplarının bunlar tarafından verildiğini kaydetti. Baransu ifadesinde şunları söyledi: "Mahkemedeki delillerden anlaşıldığına göre, sanıklar kendi aleyhlerindeki belge ve bilgileri eksik göndermiştir. Dosyada dinlemeyi yapan Jandarma İstihbarat Birimi bilgisayar kayıtları olmaması bir eksikliktir. Delillerin henüz tam olarak toplanmadığı ve sanıkların delillere sirayet etmemeleri için tutuklanmaları gerektiğini düşünüyorum. Sanıklardan 5'i başka illere
tayin olmuşlarsa da, askerleri şehit eden PKK itirafçısı Abdulkadir Karataş hala görevinin başındadır. Sanıkların bu 6 kişi ile sınırlı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Dinleme kararı yalnızca yerel komutanlığın mahkemeden aldığı kararla icra edilen bir müessese değildir. Dinlenme kararı ile ilgili olarak
Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve
İçişleri Bakanlığı koordinesinde alınan istihbari bilgi İstihbarat Daire Başkanlığı'na iletilmekte ve buradan gerekli iznin mahkeme kararı talimatı alındıktan sonra mahkemeye müracaat edilmektedir. Alınan dinlenme kararı, yine sıra komutanlıkların sıralı birimleri takip edilerek, TİB'e iletilerek icraya konulan bir çalışmadır. Bu sebeple dönemin komutanları ve içişleri bakanının izniyle dinleme yapılarak, ailemin mahremiyetinin ihlal edildiği açıkça anlaşılmaktadır. En azından ben haberi yaptıktan sonra Jandarma Genel Komutanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın, beni ve eşimi haksız ve hukuksuz bir şekilde dinleyenleri görevden almaları gerekirdi. Bunu yapmadıkları için görev suçu işlediklerini düşünüyorum."
"TELEFONLARIM DİNLENDİĞİ DÖNEMDE DOĞUDA BULUNMADIM"
Hakkında dinleme kararı alındığı ve dinleme yapıldığı dönemde Ankara'nın doğusunda hiç bulunmadığını dile getiren Baransu, dinlendiği tarihlerde
Çanakkale,
Balıkesir,
Bursa,
Adapazarı,
İstanbul ve Ankara'da telefonlarının sinyal verdiğini, bu bilginin dahi, kendisini dinleyenlerin yanlış kişiyi dinledikleri noktasında ve dinlemeye son verilmesi için yeterli olduğunu kaydetti.
Telefon görüşmelerinde hiçbir zaman terör örgütü PKK'ya müzahir kelimeler kullanmadığını ya da bir terör örgütü mensubu gibi konuşmadığını anlatan Baransu, "Bütün bunlara rağmen ben ve eşim terör örgütü mensubu gibi dinlenmiştir. Üstelik eşim adına alınan telefon İMEİ numarası için erkek bir terör örgütü kod adının kullanılması manidardır. Ben
Kürtçe bilmeyen bir insanım. Eşim Sivaslı ve Türktür. Terör örgütü PKK itirafçısı sanık Abdulkadir Karataş tarafından dinlenmiş olmamız, sanıkların yeterli suç işleme noktasındaki yoğunluğunu gösterme açısından yeterlidir." şeklinde konuştu.
DURUŞMAYA KATILMAYAN PKK İTİRAFÇISINA YAKALAMA KARARI ÇIKARILDI
Mahkeme, müştekinin sanıkların tutuklanma talebini reddine karar verdi. Mahkeme ayrıca Abdulkadir Karataş'ın tüm aramalara rağmen bulunamadığı, duruşmalardan kaçtığı gerekçesiyle CMK'nın 98 ve 199 maddeleri gereğince yakalama emri çıkarılması ve yakalandığı takdirde 24 saat içinde mahkemede hazır bulundurulması, bu mümkün olmadığı takdirde CMK'nın 94. maddesi gereğince yol tutuklaması yapılmasına karar verdi. Mahkeme duruşmayı 23
Mayıs tarihine erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Van İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Burhan Erol tarafından 24
Ekim 2008 tarihinde terör örgütü üyeleri Gever
Salih kod adlı Ali Bor ve
Serdar kod adlı Şükrü Özkan tarafından kullanıldığı iddiasıyla 3 adet İMEİ numaralı cep telefonlarını dinlemek için Van 3.
Ağır Ceza Mahkemesi'nden 3 ay süreyle karar çıkarmıştı. Söz konusu telefon İMEİ numaralarının terör örgütü üyelerinin değil Taraf Gazetesi Muhabiri Mehmet Baransu'ya ait olduğu 2009
Aralık ayında ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine Van
Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatarak eski İl Jandarma Komutanı Albay Vecihi Halil İyigün, İstihbarat Şube Müdürü Binbaşı Burhan Erol, Jandarma Astsubay Muharrem Yaşar, uzman çavuşlar Murat Gürsoy, Osman Berk ile PKK itirafçısı ve 2001 yılından bu yana Jandarma Alay Komutanlığı'nda temizlik görevlisi olarak çalışan Abdulkadir Karataş hakkında resmi evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma ve
haberleşme hürriyetini ihlal suçundan dava açmıştı.