Balıkesir Sivil Güçler Birliği Başkanı Av. Mehmet Birol
Şahin, TSK İç Hizmet Kanunu'nun
35. maddesinin
darbeleri suç olmaktan çıkarmayacağını belirterek, "
Milletin onurunu kıran, geri kalmış,
Afrika ülkelerinde bile olmayan kanunlara artık tahammül edilmesi mümkün değil. Cumhurbaşkanımız'ın 35. maddenin değişmesi gerektiğine dair açıklamasını sonuna kadar destekliyoruz.
Türkiye, 35. madde utancından kurtulmalıdır." dedi.
Seçilmiş bir hükümeti
silah zoruyla devirip yönetime el koymanın, hem Türk hukukunda hem de evrensel hukukta suç olduğunu vurguladı. Geçmişte Türkiye'de yapılan askerî darbelerin,
muhtıraların tamamının bir
insanlık suçu olduğuna işaret eden Şahin, "TSK İç Hizmet Kanunu'ndaki 35. madde, darbeleri ve muhtıraları suç olmaktan çıkarmaz. Türkiye, son yıllarda hukuk alanında önemli değişiklikler yaptı. Türkiye'nin ve milletimizin onurunu, iradesini geçersiz kılan birçok
yasa temizlendi ancak TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesi gibi milletin onurunu kıran, geri kalmış, Afrika ülkelerinde bile olmayan kanunlara artık tahammül edilmesi mümkün değil. Bu anlamda 35. madde de dahil olmak üzere esas itibariyle
Anayasa'nın tamamı yeniden yazılarak değiştirilmelidir." diye konuştu.
İç Hizmet Kanunu'ndaki bir maddenin askerlere dilediği zaman darbe yapma yetkisi vermesini "
akıl noksanlığı" olarak yorumlayan Av. Şahin, 35. maddenin TSK'ye ülke sınırlarını düşmana karşı koruma ve kollama görevi verdiğine dikkat çekti: "Ancak bazı aklıevvel insanlar bu görevi yanlış yorumlayarak, hayal dünyalarında yarattıkları sözde iç düşmana, yani millete karşı kendi oligarşik yapılarını korumak amacıyla darbe yapma hakkı olarak görmektedir." diyen Balıkesir Sivil Güçler Birliği Başkanı, sözlerine şöyle devam etti: "35. madde değiştirilerek, TSK'ye verilen görevin sınırları korumak olduğu açıkça izah edilmelidir. Demokrasiyi ve cumhuriyeti korumak, milletin görevidir.
Askerin böyle bir görevi olamaz. Millet, seçimler ve
TBMM araclığıyla iradesini,
demokrasiyi ve cumhuriyeti korur ve kollar. Kaldı ki yapılan askerî darbelerin ve verilen muhtıraların hiçbirisinin demokrasimize ve cumhuriyetimize olumlu katkı sağlamadığı, aksine olumsuz sonuçlara sebep olduğu yaşanarak görülmüştür. Cumhuriyetin, demokrasinin v
e devletimizin sahibi millettir. Askerler, devletimizin sahibi olarak sadece kendilerini görme yanlışından vazgeçerek, her bir vatandaş kadar milletin bir ferdi olarak demokrasi ve cumhuriyetimizin hissedarı olduklarını anlamak zorundadır."
'ASKER ARTIK DARBEYİ RÜYASINDA BİLE GÖRMEMELİ'
Milletin artık muhtıra veya darbeye teşebbüs edenlere sessiz kalmadığını 27
Nisan e-muhtırasında gösterdiğini vurgulayan Şahin, 35. maddeyle birlikte TSK'deki zihniyetin de değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Artık hiçbir askerin, darbe yapmayı aklından bile geçirememesi gerektiğini bildiren Mehmet Birol Şahin, "Rüyasında görse bile kâbus görmüş gibi kan ter içinde uyanmalıdır. Darbeler ve muhtıralar dönemi, tarihimizin kara çöplüğünde kalmıştır. İç Hizmet Kanunu'nun bir maddesinin, ülkenin anayasasını ortadan kaldırıp devlet düzenini silah zoruyla yeniden yapılandırmanın meşruiyet zemini olması mümkün değildir. Balıkesir'de faaliyet gösteren
sivil toplum kuruluşları olarak, Türkiye'nin en önemli gündeminin topyekûn bir anayasa değişkliği olduğunu ısrarla söylüyoruz." diye konuştu.