DSP Genel Sekreteri
Hasan Erçelebi, Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın
bakanlıkların yeniden yapılandırılmasına ilişkin açıklamalarıyla ilgili, ''Bütün bunlar Sayın
Başbakan'ın çoktandır kafasının içinde olup da bir türlü açığa çıkaramadığı
başkanlık sisteminin hazırlığıdır, başkanlık sisteminin temelini oluşturmaktadır'' dedi.
Erçelebi, Denizli'de düzenlediği basın toplantısında, yeni
kabine yapılanmasını, ''yapılmamış bir seçimin, verilmemiş bir kararın, şimdiden şekillendirilmeye çalışılması'' olarak değerlendirdi.
Açıklanan sistemin, ''seçmenin iradesine ipotek koyma'' olduğunu ileri süren Erçelebi, şöyle devam etti:
''Demokrasiye aykırıdır. Gerçekten demokrasiye indirilmiş büyük bir darbedir. Sayın Başbakan diyor ki, 'Yeni
Bakanlar Kurulu 25 kişiden oluşacak ve dört tane başbakan yardımcısı olacak ama bunlar devlet bakanı olmayacak.' Peki, bunlar ne olacak? Sayın Başbakan'ın üslubunda ilginç bir ipucu var; diyor ki, 'benim yardımcılarım.' Çağdaş hukuk devleti anlayışında benim yardımcılarım, benim bakanım olmaz. Onlar devletin bakanıdır. Acaba Sayın Başbakan, benim dört yardımcım derken bir okuldaki müdür yardımcıları gibi bir yardımcılık mı düşünüyor, bunu bilemiyorum.''
Erçelebi,
yeni kabine yapılanması modelinde oluşturulması planlanan ''bakan yardımcılığı'' kadrosunu da eleştirerek, bunun devletin iyice siyasallaşması anlamına geleceğini iddia etti.
Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarına göre, bakan yardımcısının ''siyasi müsteşar'' niteliği taşıyacağını ifade eden Erçelebi, şöyle konuştu:
''Artık devletin tarafsızlığı tamamen ortadan kalkacak, tamamen siyasi olacak. Bu bakan yardımcılarının süresi hükümetlerle eş değer olacak. Sayın Başbakan kafasındaki değişikliği yapabilmek için ki, dokuz yıldır devleti ve devlet kadrolarını ele geçirdiler ama belli ki bu yetmemiş, oligarşik
bürokrasi kavramı kullanarak dokuz yıldır elde edemediği kadroları da elde etmek istiyor. Bunun için de ilginç bir plan kurmuş olmalı. O da şudur; Sayın Başbakan bütün bakanlıkların adını değiştiriyor. Hal böyle olunca, şu anda o bakanlıklarda üst düzeyde müsteşar, genel müdür, daire başkanı, şube müdürü pozisyonundaki bütün kadrolar düşmüş olacak. İnsanlar haklarını aramak için Danıştaya, idare mahkemesine gidemeyecekler. 'Böyle bir bakanlık ortada kalmadı, siz de boşluğa düştünüz. Biz yeniden devleti yapılandırıyoruz' diyecekler.
Bütün bunlar Sayın Başbakan'ın çoktandır kafasının içinde olup da bir türlü açığa çıkaramadığı başkanlık sisteminin hazırlığıdır, başkanlık sisteminin temelini oluşturmaktadır. 12 Haziran'da halkımız Tayyip Erdoğan'a bir kez daha vize verirse çağdaş, sosyal, hukuk devleti ortadan kaybolacak, yerine 'Tayyip Erdoğan devleti'ni kuracaktır. Bu da tek adam devletidir, tek adam yönetimidir. Literatürdeki adı faşizmdir. Adım adım oraya doğru gidiyoruz.''
Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu ve bunların Anayasa'nın değiştirilemez hükümleri arasında yer aldığına işaret eden Erçelebi, yapılanların, değiştirilmesi bile
teklif edilemeyen Anayasa'nın ilk üç maddesinin de değiştirileceğinin sinyali olduğunu ileri sürerek, şunları söyledi:
''Türk halkı, devletimiz,
ülkemizin ulusal bütünlüğü büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. 12 Haziran'da umduklarını bulurlarsa, kafalarında tasarladıklarını gerçekleştirme fırsatı elde ederlerse başkanlık sitemini kuracaklar ve onun gereği olarak da federal yapıya dönüştürmeye çalışacaklardır. Onun için bütün yurtseverleri, ülke severleri,
Atatürk severleri 12 Haziran'da DSP'ye oy vermeye davet ediyorum.''
(MUÇ-MUS-UFK-SER-SRP)08.06.2011 17:46:36