Kadın ve Aileden Sorumlu
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, çocukların
küçük yaşlardan itibaren şiddetle karşı karşıya kaldığını belirterek, "Sürekli aşağılanmaktan, şiddet görmekten dolayı içinde birikiyor ve bir başkasına şiddet göstererek patlıyor." dedi.
Kavaf,
Gazeteciler Yazarlar Vakfı Medialog Platformu ve Kadın Platformu'nun, Bolu'daki Gazelle Spa Resort Otel'de düzenlediği Medyada Kadın Algısı,
İstihdam ve İstismar Çalıştayı'na katıldı. Çalıştaydaki
oturum arasında gazetecilerle sohbet eden Kavaf, şiddet gösterilerinin nedenlerine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Küçük yaşlardan itibaren çocuğuma yemek yedirirken bile televizyon seyrediliyor. Çizgi filmlerinin biri şiddet, karakterleri birbirini yok etmek için mücadele ediyor. Evde şiddet uygulanabiliyor ya da çocuğu bir kalıba sokmak için tehditler oluyor. Eğitim sisteminde eksiklikler, eğitim modelinde yanlışlıklar var. Diğer taraftan okula gidiyor, orada da şiddet görebiliyor. Fiziksel şiddet söz konusu. Sokağa çıkıyor sokakta dövülüyor. Askere gidiyor askerde dövülüyor. Sürekli aşağılanmaktan, şiddet görmekten dolayı içinde birikiyor ve bir başkasına şiddet göstererek patlıyor."
Kavaf, internet, çizgi filmler, dizi filmlerin içeriklerinin, sürelerinin de önemli olduğuna vurgu yaparak, "İlk Aşk-ı Memnu dizisi yayınlandığında bize yağmur gibi
faks ve
mail yağdı. Bu dünyanın hiç bir yerinde kontrolsüz değil. Bu tip filmler için şifreli kanallar vardır insanlar gider alır, öyle izler. Amerika'da, Avrupa'da izliyorsunuz ortalama vatandaşa hitap eden bu görüntüler var mı?" dedi.
"BİZ ERKEKLERİ ZİHİNSEL OLARAK DEĞİŞTİRMEYİ UNUTMUŞUZ"
Kavaf, gazetecilerin 'Kadına şiddetle eğitim arasında bir paralellik var mı?' sorusuna, şu karşılığı verdi: "Eğitimle öğrenimi karıştırmamak lazım. İnsan liseyi bitir, üniversiteyi bitirir. Yediği çöpü atıyorsa ya da içtiği sigaranın paketini atıyorsa o insan doktor, mühendis olabilir. Mesleki bir bilgiyle donatılmış olabilir ama eğitilmemişse onu yapabilir."
Devlet Bakanı Kavaf, kadınlarda siyasi bilinci geliştirmek için programlar yaptıklarını belirterek, "Hocalar getiriyoruz eğitimlerini sağlıyoruz. İlk seçimler geldi
adaylarımızı çıkardık, daha çok kadın aday olsun diye. Ama şunu fark ettik ki biz erkekleri zihinsel olarak değiştirmeyi unutmuşuz. Erkekler
siyaseten bu kadar kadının bu alan içerisinde olmasına hazır değil. Böyle bir kabul yok ve çatışma alanı doğdu. O zaman bu eğitimleri erkeklere de vermek lazım onları da dönüştürmek lazım." ifadelerini kullandı.
"KADINA ŞİDDETİ MARUZ GÖREMEYİZ"
Kavaf, kadınların yaşamı, statüsü ne olursa olsun şiddete uğramasını maruz göremeyeceklerine vurgu yaparak, şunları aktardı: "Nüfusu 50 binin altında olan illerde belediyeler kadın konuk evi açabilir ama açmadığı takdirde bir
yaptırım yok.
İstanbul,
Ankara ve büyük şehirler için bunlar önemli olmayabilir ama biz kadınların yaşamı, statüsü ne olursa olsun şiddete uğramasını mazur göremeyiz. Her insanın hayatı değerlidir. Taşrada hayatını fuhuşla idame ettiren bazı kadınların çalışamadıkları günlerde konaklamak üzere bu kadın konaklama evlerini kullanma talebi olduğu dillendirildi. Şimdi bu İstanbul, Ankara'da önemli değil fark edilmez. Ancak küçük olan yerlerde bu fark edilir. Siyaseten milletiyle oylarıyla seçilmiş bir belediyenin çalıştırdığı bir konuk evinin bu amaçla kullanılması kamuoyunda duyulduğu takdirde biz bunu göğüsleyemiyoruz dediler. Siyaset yapan biri için bu haklı bir gerekçe. Onun için kadın konuk evini açmıyoruz diyorlar.O zaman bizim burada başka bir formül üretmemiz gerekiyor. Bunlar gerçekten çok derin konular."