Kadın ve Aileden Sorumlu
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, kadın haklarının, sadece kadınları ya da belli kesimleri ilgilendiren bir konu olmadığını belirtti.
Bakan Kavaf,
Diyarbakır Dicle Üniversitesi (DÜ) bünyesinde kurulan
Dicle Üniversitesi Kadın Sorunları Uygulama ve
Araştırma Merkezi (DÜKSAM)'nin açılış törenine katıldı. Bakan Kavaf, kadınların sorunlarının, temel bir
insan hakları sorunu olarak tüm insanlığı ilgilendiren ve etkileyen bir konu olduğunu ifade etti.
kavaf, "Bu alanda yapılan çalışmalar
toplumsal hafızanın oluşmasını sağlamak gibi bir misyon da taşımaktadır. Toplumsal hafızada yer almak ise o konuyla ilgili duyarlılığın canlı tutulması demektir. Bu da geleceğe yönelik olarak kadınlarımız için yapacağımız çalışmaların sonuçlarının çok daha verimli olacağı yönünde bizlere
ümit vermekte ve kadınlarımızı güçlendirmektedir." dedi.
Kadınların, tarih boyunca verdikleri mücadelelere uzun uzun değinen Bakan Kavaf, zaman içinde ülkede kadına yönelik politikalarda yaşanan değişimin en önemli yansımasının, Ana
yasa'da yapılan değişikliklerde görmek mümkün olduğunu söyledi. Bakan Kavaf, "2004 yılında
Anayasamızın 10'uncu maddesine 'Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür' hükmü eklenmiştir. Geçen yıl
halk oylamasıyla gerçekleşen
Anayasa değişikliği ile de aynı maddeye 'bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz' ibaresi konmuştur." şeklinde konuştu.
"KADINLARA YÖNELİK POZİTİF AYRIMCILIĞI HAYATA GEÇİRDİK"
Kavaf, Baş
bakan Recep
Tayyip Erdoğan öncülüğünde gerçekleşen anayasal düzenlemeyle yıllardır söylenen ama bir türlü hayata geçirilemeyen 'kadınlar için pozitif ayrımcılık' ilkesinin uygulanmasının mümkün hale geldiğini anlattı.
Kavaf, "Anayasa'da yapılan bu değişikliklerin yanı sıra Türk Medeni Kanunu, Türk
Ceza Kanunu, İş Kanunu gibi temel kanunlarda reform niteliğinde düzenlemeler gerçekleştirilmiş, ayrımcılık içeren maddeler yasalardan ayıklanmıştır. Meclis'te en son gerçekleştirdiğimiz yasa değişikliklerinde ise sosyal güvenlik ve istihdam konularında kadınlarımız için özel tedbirler yer almaktadır. Kadın memurların hamilelik süresince ve sonrasında çalışma şartları ve izinleri yeniden düzenlenmiştir. Ayrıca, kız çocuklarının evlenip boşanmaları veya işe başlayıp daha sonra işten ayrılmaları halinde anne veya babalarının sosyal güvencesinden yararlanma imkânı sağlanmıştır." dedi.
Eğitim alanındaki şartların, başta istihdam olmak üzere hayatın tüm alanlarını etkilediğini belirten Bakan Kavaf, şunları söyledi: "Çünkü
Türkiye geneline baktığımızda, ülkemizde okur yazar olmayan kadınların iş gücüne katılma oran yüzde 15'te kalırken,
üniversite mezunu kadınlarımızın iş gücüne katılma oranı yüzde 71'e ulaşmaktadır. Eğitim imkanlarından yararlanmış kadınlarımızın uluslararası platformları da kapsayacak şekilde önemli başarılara
imza attığını görmekteyiz. Türkiye'de uzmanlık gerektiren mesleklerde kadın oranı oldukça yüksektir. Bugün ülkemizde üniversitelerde
öğretim elemanlarının yüzde 41,5'i kadındır. Bu kapsamda, profesörler içerisinde kadın oranı yüzde 27,4; doçentler içerisinde kadın oranı ise yüzde 31,6'dır. Ayrıca, 154 üniversitenin 8'inde kadın
rektör görev yapmaktadır. Mimarların yüzde 39'u, avukatların yüzde 36'sı ve bankacıların yüzde 50'si kadındır. Ancak yasalarda olmasa da kamusal alan sınırlaması
sanal bir rejim tehdidi algısıyla inançlarından, kılık kıyafetten dolayı bir kısım kadınlarımızı istihdamın ve eğitimin dışında bırakmaktadır. Dolayısıyla çalışmak istediği halde kamusal alana katılamayan, hatta eğitimini tamamlayamayan kızlarımızın olması temel insan haklarının ihlalidir. Demokrasiye insan hak ve özgürlüklerine inanan herkesin, bu konuda duyarlı davranması gerektiğine inanıyorum."
"KADIN İLE ŞİDDET KAVRAMININ YAN YANA GETİRİLMESİ HAKSIZLIK"
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ayşegül Jale Saraç ise kısa süre önce kurdukları DÜKSAM'ın Diyarbakır'da, Güneydoğu'da kadına yönelik önemli hizmetler gerçekleştireceğini söyledi.
Şiddeti ortadan kaldırmanın bir lütuf değil kadının kavuşması gereken bir hak olduğunu anlatan Rektör Saraç, kadın ile şiddet kavramının yan yana bile durmasının haksızlık olduğunu dile getirdi.
Diyarbakır
Valisi
Mustafa Toprak ise Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında çok büyük fedakarlıklar gösteren ve her dönemde fedakarlıktan çekinmeyen kadınların,
modern ve çağdaş Türkiye'nin oluşmasında önemli rol üstlendiğini söyledi. Toprak, kadınların toplum içinde daha saygın bir yer kazanması, eğitim, öğrenim, meslek edinme ve çalışma haklarına sahip olmasının Atatürk'ün ileri görüşlülüğü sayesinde, dünyadaki çoğu ülkelerden daha önce sağlandığını kaydetti. Vali Toprak, bu amaçla Diyarbakır'da kadınlara yönelik başta eğitim olmak üzere
okuma-yazma, kurs ve mesleki eğitim kurslarına önem verdiklerini kaydetti.
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Kenan Haspolat ise 'Diyarbakır
Tarihinde Kadın' konulu bir sunum yaptı. Haspolat, Diyarbakır ağzıyla anlattığı sunumunda, tarihte Diyarbakır'da kadın yaşamı, kadınların
giyimi, takıları, sohbetleri, saygısı ve
Kurtuluş Savaşı'ndaki mücadelelerini anlattı.
Konuşmaların ardından, Diyarbakır Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesindeki toplum merkezlerindeki kurslara katılan
genç kızların hazırladığı yöresel giyim defilesi sahnedeki yerini aldı.
Kursiyerlerin kısa sürede hazırladıkları saç ve giyim modelleri büyük beğeni topladı.