Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, işsizlikle mücadelenin öncelikli
gündem maddeleri arasında olduğunu belirterek, ''Geçtiğimiz dönemde aldığımız kısa çalışma ödeneği ve mesleki eğitim programları gibi tedbirler önemli oranda karşılık buldu. Bundan sonra da işsizliği azaltmaya ve istihdamı geliştirmeye yönelik çalışmalarımızı aynı ciddiyetle sürdüreceğiz'' dedi.
Anadolu Ajansı'na özel
röportaj veren Çelik,
Ulusal İstihdam Stratejisi,
kayıt dışı istihdamın azaltılması ve
Üçlü Danışma Kurulu toplantılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
SORU:
Küresel ekonomik krizin başladığı ve zirve yaptığı zaman diliminde,
Ağustos 2007 ile
Mayıs 2009 arasında Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığı görevini yürütmüştünüz. O dönemde krizin çalışma hayatı ve istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için uygulanan istihdam ve
teşvik paketleri için büyük
emek harcadığınızı biliyoruz. Bu önlemler sayesinde işsizliğin çok yüksek oranlara çıkması önlenmişti. Yeni dönemde de işsizlikle mücadele öncelikli gündem maddeleri arasında. Ulusal İstihdam Stratejisi'nin hazırlanması ve
2023 vizyonu bağlamında önümüzdeki süreç hakkında bilgi verebilir misiniz?
CEVAP: Belirttiğiniz gibi işsizlikle mücadele geçtiğimiz dönemde olduğu gibi bugün de gerek
Hükümetin gerekse Bakanlığımızın öncelikli gündem maddeleri arasındadır.
Ekonomik kriz süreçleri, konjonktürel işsizlikle mücadele ve istihdamın korunması perspektifiyle ilave bazı tedbirleri gündeme getirerek bu maddenin daha ön sıralara taşınmasına yol açmaktadır. Geçtiğimiz dönemde aldığımız kısa çalışma ödeneği ve mesleki eğitim programları gibi tedbirler önemli oranda karşılık buldu. Bundan sonra da işsizliği azaltmaya ve istihdamı geliştirmeye yönelik çalışmalarımızı aynı ciddiyetle sürdüreceğiz.
2023 vizyonu, ekonomik, sosyal, kültürel pek çok alanı bütünlüklü olarak ele almakta ve bu alanlara yönelik orta ve uzun vadeli hedefleri ortaya koymaktadır. Bu vizyonun kapsadığı hemen her alanda alınan önlemlerin, değişen düzeylerde iş gücü piyasalarına ve istihdama yansıması kaçınılmaz. Ulusal İstihdam Stratejisi, 2023 vizyonunun hayata geçirilmesini, insan kaynaklarının güçlendirilmesi ve istihdamın geliştirilmesi boyutuyla destekleyecek bir strateji belgesi olacak. Diğer taraftan Ulusal İstihdam Stratejisi'nin başarılı olabilmesi için önemli bir husus, istikrarlı ve yüksek büyümenin sağlanması. Bu çerçevede, vizyonda öngörülen hedeflere ulaşma yönünde atılacak büyümeye ilişkin adımlar bizi Ulusal İstihdam Stratejisi'nin hedeflerine ulaştıracak.
Ulusal İstihdam Stratejisi ile temel olarak,
ülkemiz iş gücü piyasasındaki yapısal sorunların çözülmesi, orta ve uzun vadede büyümenin istihdama katkısının artırılarak işsizlik sorununa kalıcı çözüm sağlanması hedefleniyor. Bu çerçevede Strateji 4 temel
politika ekseni üzerine inşa edilmiştir. Bunlar, eğitim-istihdam ilişkisinin güçlendirilmesi, iş gücü piyasasının esnekleştirilmesi, kadınlar, gençler ve dezavantajlı grupların istihdamının artırılması, istihdam-sosyal koruma ilişkisinin güçlendirilmesi.
Strateji taslağında bu eksenler kapsamında bazı politikalar ve tedbirler öngörülüyor. Önümüzdeki süreçte
taslak üzerindeki çalışmaları tamamlayarak Ulusal İstihdam Stratejisi'ni yayınlamayı ve öngörülen tedbirleri hızla hayata geçirmeyi planlıyoruz.
-''KAYIT DIŞILIĞI DESTEKLEYEN UNSURLARIN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ GEREKİYOR''-
SORU: Hükümet programında işsizliğin azaltılmasına ve çalışma hayatının yeniden şekillendirilmesine yönelik çok önemli
düzenlemeler söz konusu. Bu çerçevede
kayıt dışı istihdamın azaltılmasına yönelik hazırlanacak
eylem planı şimdiye kadar yapılan çalışma ve projelerden farklı neleri içerecek? Kısacası, kayıt dışını nasıl azaltmayı hedefliyorsunuz?
CEVAP: Yaşanan ulusal ve uluslararası deneyimler kayıt dışı istihdamla mücadelede denetimin etkinliğini artırmaya yönelik önlemler ile işverenleri ve
işçileri kayıtlı istihdama özendirici tedbirlerin birbirini tamamladığını, dolayısıyla bu tedbirlerin birlikte uygulanmasında büyük fayda olduğunu gösteriyor. Yürüttüğümüz çalışmalarda bu tespiti göz önünde bulundurarak konunun her iki boyutunu da dikkate alan önlemler geliştirmeliyiz. Bu çerçevede, denetim kapasitesini güçlendirmek ve yaptırımların caydırıcılığını artırmak ile kayıt içi faaliyetleri özendirmek perspektifiyle
Maliye Bakanlığıyla
işbirliği içinde önlemler almaya devam edeceğiz. Daha somut ifade etmek gerekirse, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla
elektronik ortamda bilgi ve veri paylaşımı yaparak, elde edilen verilerin çapraz kontrollere tabi tutulması sağlanacak, bir taraftan denetimlerin etkinliği ve sayısı artırılırken diğer taraftan kayıtlı istihdam teşvik edilecek, işçi ve işverenleri bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar artırılacak.
Bu önlemlerin daha başarılı sonuçlar doğurabilmesi için iş gücü piyasası düzenlemelerinde, temel olarak iş ve sosyal güvenlik mevzuatında, kayıt dışılığı destekleyen unsurların da gözden geçirilmesi gerekiyor. Ulusal İstihdam Stratejisi çalışmaları bu yaklaşımla, ülke gerçeklerini dikkate alan bir güvenceli esneklik perspektifiyle, kayıtlı istihdamın kolaylaştırılması ve geliştirilmesi amacına
hizmet edecek şekilde yürütülüyor.
-''ÜÇLÜ DANIŞMA KURULU, ÖNEMLİ BİR SOSYAL DİYALOG MEKANİZMASI''-
SORU: Bakanlık koltuğuna oturmanızın hemen ardından Üçlü Danışma Kurulu toplantısını gerçekleştirdiniz. Bu önümüzdeki döneme ilişkin bir
mesaj mıdır?
CEVAP: Gelişmiş demokratik ülkelerde çalışma hayatı, esasen sosyal taraflar arasında yürütülen
diyalog ve varılan anlaşmalarla düzenleniyor. İşçi ve işveren kuruluşları, bazı kurullara, eşit oranda gönderdikleri temsilcileri aracılığıyla ''ulusal düzeyde'' katılıyor, Hükümet temsilcileriyle birlikte üçlü bir yapı içinde çalışma yaşamının işleyişinde ve çalışma koşullarının düzenlenmesinde rol oynuyor.
Sosyal diyalog sürecinin etkin ve istikrarlı şekilde yürütülmesi sonucu, söz konusu anlaşmalar bazen hükümet-işçi-işveren üçlüsü, bazen de işçi-işveren ikilisi arasında, ekonomik ve sosyal sorunların çözümüne ve
endüstriyel barışı kurmaya yönelik olarak imzalanıyor. Sosyal taraflar arasında bir uzlaşmayı ifade eden söz konusu yöntemde, konular geniş olarak ele alınıyor, izlenecek temel ekonomik ve sosyal politikalar bir uyum içinde belirlenmeye çalışılıyor. Tarafların anlaştığı hususlara hükümetler de genel olarak katılıyor ve bu şekilde, çalışma hayatına daha sonra yapılabilecek devlet müdahalesi de asgari ölçüler içinde kalıyor.
Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) de üzerinde önemle durduğu ve kendi yapısının da temelini oluşturan sosyal diyalog, kamu (hükümet) yetkilileri, işverenler ve işçiler arasında, ekonomik ve sosyal politikaya ilişkin tarafların ortak ilgi alanlarına giren konular üzerinde gerçekleştirilen her türlü müzakere, görüş alışverişi ya da basit bir biçimde bilgi paylaşımı olarak tanımlanıyor. Aynı şekilde
Avrupa Birliği (AB) sosyal politikasında da sosyal diyalog, bütünleşmiş bir endüstriyel ilişkiler sisteminin oluşturulmasında vazgeçilmez bir unsur.
Görüldüğü üzere, sosyal diyalog yani çalışma hayatının aktörleriyle olan müzakere, danışma ve işbirliği süreci hem üyesi olduğumuz ILO hem de müzakere süreci başlatılarak
aday ülke konumunda olduğumuz AB açısından önem arz ediyor.
Bu yaklaşımla, ülkemiz açısından sosyal diyaloga baktığımızda ILO'nun Uluslararası Çalışma Normları Uygulamasının Geliştirilmesinde Üçlü Danışma Hakkında 144 sayılı Sözleşmesi'nde yer verdiği ikili ve üçlü işbirliğinin mümkün olan en geniş şekliyle geliştirilmesi, üçlü işbirliğinin de ikili ilişkilere ters düşmemesi ve toplu pazarlığı zedelememesi yönündeki kararına yönelik olarak 4857 sayılı İş Kanunun 114. maddesiyle söz konusu ILO sözleşmesine uygun bir düzenleme yapılarak ''Üçlü Danışma Kurulu'' oluşturulmuş, çalışma hayatına önemli bir sosyal diyalog mekanizması olarak dahil olmuştur.
Çalışma hayatına dair yapılacak her türlü düzenlemede sosyal tarafların görüşlerinin alınması, çalışmaların her safhasında ortak diyalog ve işbirliği sürecinin gözetilmesi, üçlü temsile dayalı istişari bir nitelik taşıyan bu kurulun etkin işletilmesi için Kurulun yılda 3 kez toplanacağı ilgili yönetmelikte düzenlenmiştir.
Önceki Bakanlık dönemimde alınan karar doğrultusunda söz konusu Kurulun her ay toplanmasına karar vererek, Türk endüstri ilişkileri sisteminde üç taraflı temsile dayalı, görüş alışverişinde bulunmanın öneminin altını çizmiş bulunuyoruz.
Önümüzdeki süreçte de çalışma hayatının sosyal paydaşlarıyla barış ve mutabakat içinde çalışmak amacıyla göreve geldiğim ilk hafta, 12 Temmuz'da, Üçlü Danışma Kurulu'nu toplayarak, ilgili tarafların beklentilerini, gelecek dönemde birlikte yapacaklarımızı belirlemeye çalıştık. Bu toplantı neticesinde çalışma hayatının sıkıntılı konularını masaya yatırarak, bir takvim çerçevesinde çalışmalara başlamaya karar verdik. Sendikalar Kanunu ile Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunlarında gerekli değişikliklerin yapılması,
taşeron işçilik sorununun çözümlenmesi, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun çıkarılması konularını birlikte değerlendiriyoruz.
Söz konusu çalışmalar yapılırken çalışma yaşamında yer alan başlıca paydaşlar arasında görüş birliği yapılandırmayı ve demokratik katılımı hedefliyoruz. Başarılı sosyal diyalog yapıları ve süreçleri oluşturmak için adım atmakta, önemli ekonomik ve sosyal sorunları çözmede mutabakat metinleri çıkarmakta, sosyal ve ekonomik alanda barış ve istikrarı geliştirmek için Üçlü Danışma Kurulu'nu etkin kullanmak birincil önceliğimiz olacak. Sosyal diyaloga dayalı barışçı endüstri ilişkilerine sahip ülkelerin çok daha hızlı bir ekonomik ilerleme gösterdikleri bilincinden hareketle gelecek dönemde söz konusu kurullar ve paydaşlar vasıtasıyla çalışma hayatına olumlu katkılar sağlayacağız.
(Sürecek)
(ESA-EHK)15.09.2011 12:03:39