Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ÖSYM Başkanının ve kurumun faaliyetlerini kapsayacak şekilde teferruatlı bir idari soruşturmanın mutlaka başlatılması ve devam eden adli soruşturmaya destek olunmasının doğru ve yerinde olacağını savundu. YGS sınavındaki şifre iddialarıyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Bahçeli, milyonlarca gencin ve ailelerinin kaygılı bir bekleyişin içine girdiğini savundu. "Esasen bunun adı ve tanımı bellidir; o da AKP markalı sınav yolsuzluğudur." diyen Bahçeli, ÖSYM'nin gerçekleştirdiği sınavlarda, belirli aralıklarla patlak veren kopya iddiaları ve bu çerçevede yürüyen sancılı sürecin, milletin güven duygusuna üst düzeyde zarar verdiğini iddia etti. Gelişmelerden; organize suç şebekelerinin, menfaat gruplarının, çıkar odaklarının ve sınav çetelerinin, AK Parti'nin sunduğu imkânlardan sonuna kadar faydalandıklarının anlaşıldığını savunan Bahçeli, "En son olarak ÖSYM Başkanının konuyla ilgili yaptığı çelişkili açıklamalar, hükümetin tereddütlü ve sarsak duruşu sınav yolsuzluğundaki düğümü daha da körleştirmiştir. Bu itibarla Sayın Cumhurbaşkanı'nın, AKP'li bakan ve yöneticilerin ÖSYM Başkanı'nın beyanlarından tatmin olmaları hiçbir şeyi değiştirmeyecek ve bir anlamı da olmayacaktır. Üstelik meselenin 'tatmin olduk' ifadesiyle üstünü örtmeye çalışmak ve ilgilileri aklamaya yeltenmek; hem yürümekte olan soruşturma safahatını etkilemeye dönük bir çıkış, hem de sınav yolsuzluğunu kapatmaya yönelik sinsi bir gayret olarak algılanacaktır. Bununla birlikte, sınav yolsuzluğunun AKP'ye yönelik bir linç kampanyası olarak kullanıldığını iddia eden sorumsuz ve densiz siyasetçiler; önce gençlerimizin ve ailelerinin içine düşürüldükleri kötü durumun hesabını vermelidirler." dedi. "İDDİALAR SORUŞTURULMALI" AK Parti hükümetinin, yayılan pis kokunun ve şaibenin ortadan kaldırılması için lazım gelen her girişimi yapması gerektiğini dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti: "ÖSYM Başkanını ve kurumun faaliyetlerini kapsayacak şekilde, teferruatlı bir idari soruşturmanın mutlaka başlatılması ve devam eden adli soruşturmaya destek olunması doğru ve yerinde olacaktır. Ayrıca, ÖSYM eski Başkanının korktuğundan dolayı konuşamadığına dair ifadesinin de üzerine gidilmeli; kimlerin baskı, şantaj ve tehdidine maruz kaldığı net bir biçimde açığa çıkarılmalıdır. En ufak bir adaletsizliğin tespiti ve eşitliği sarsıcı bir uygulamanın ortaya çıkması halinde bile Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın iptali ve teşkil edilecek bir komisyon marifetiyle de sınavın yenilenmesi sağlanmalıdır. AKP'nin iktidar yıllarında suçluya gösterilen müsamaha, bölücüye sunulan imkân, katile gösterilen tolerans; bundan sonra kopyacılara asla gösterilmemeli ve masum öğrencilerimizin hakkına sahip ve destek çıkılmalıdır. ÖSYM üzerinde biriken kara bulutlar dağıtılmadan yapılacak bütün sınavların üzerine gölge düşecek ve AKP hükümeti bu vebalden kendisini asla kurtaramayacaktır."