Azerbaycan milletvekillerinden Elman Memmedov, 1992 yılında
Ermeniler tarafından 613
sivilin katledildiği
Hocalı katliamının
Türkiye tarafından tanınmasını istedi.
Isparta'da, 'Hocalı Katliamı'nın 19. yıl dönümü nedeniyle bir etkinlik düzenlendi.
Isparta Belediyesi Gençlik Meclisi tarafından tertiplenen 'Türk Dünyası'nın Türkiye'ye Bakışı' isimli konferansa Azerbeycan milletvekillerinden Ganire Paşaveya, Elman Memmedov ile Azarbeycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı katıldı.
Konferans öncesinde iki ülkenin milli marşları okunarak Türk cumhuriyetlerine ait
bayrak geçişi yapıldı. Hocalı'da Ermenilerin yaptıkları katliamlar bir sinevizyon gösterisi ile sunuldu.
Azerbaycan
Milletvekili Elman Memmedov, 1992 yılında Ermeni çetelerinin Hocalı'da 613 sivili öldürerek soykırım yaptığını, katliamı Türkiye'nin resmen kabul etmesini istediklerini söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi(
TBMM)'nde bu konunun görüşülerek resmen kabul edilmesi gerektiğini belirten Memmedov, "Bugün bu soykırım hakkında fikirlerimizi paylaşmak, Türk dünyasına ve dünyaya
Hocalı katliamını duyurmak için geldik. Tüm dünyaya Ermenilerin yaptıkları zalimlikleri, soykırımı göstermek istedik. Ermenilerin Türk dünyasına karşı olan düşmanlığını herkese tanıtmalıyız, bildirmeliyiz." dedi.
Türkiye'den bu konuda
destek istediklerini ifade eden Memmedov, Türkiye'de Hocalı katliamını hatırlatan anıtlar dikilerek, konferanslar verilmesi istediklerini belirtti. Memmedov, "Bütün Türk dünyası sesini dünyaya duyurmalıdır. Ermeniler Azerbaycan topraklarından çıkmalıdır, yaptıkları bu soykırımdan dolayı da cezalandırılmalıdır." diye konuştu.
Türkiye ile Azerbeycan'ın tarihi ortak yönleri olduğunu belirten Azerbaycan Türk Kadınlar Birliği Başkanı Tenzile Rüstemhanlı da, Türkiye'nin bugün
sözde soykırım iddiaları ile suçlandığını hatırlattı. Rüstemhanlı, "Gerçek soykırım Karabağ'da, Hocalı'da baş gösterir. Aslında Türkiye hem Azarbeycan'ın milli çıkarları adına, hem de Türkiye'mizin kendi çıkarları adına bu soykırım meselesini tanımalıdır." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin 95 yıl öncesinden bu yana siyasi
baskı ile soykırım iddialarına maruz kaldığına dikkat çeken Rüstemhanlı, 1992 yılında meydana gelen ve belgeleriyle, görüntüleri ile ortada olan Hocalı soykırımını öncelikle Türkiye'nin tanıması gerektiğini vurguladı. Rüstemhanlı, şunları söyledi: "Türk cumhuriyetleri de tanımalıdır. Bizim buradaki amacımız Hocalı soykırımını dünyaya duyurmaktır. Ancak, burada biz aynı zamanda Türk dünyasının ortak meselelerini görüşmek istedik. Hocalı da bu ortak meselelerimizin bir parçasıdır."
Rüstemhanlı, Hocalı'nın dünyada misli benzeri olmayan çok büyük zalimlikle yapılmış bir
insanlık suçu olduğunu dile getirdi.
Azerbaycan milletvekillerinden Ganire Paşaveya bölgede ikiyüzlü politikaların bugün de yarın da her zaman devam edeceğini ifade etti. Paşaveya, Azerbaycan'ın özgürlüğüne kavuştuktan sonra Türkiye'nin sınırında bir Türk cumhuriyetinin tehdit olarak görülmeye başlandığını belirtti. Paşaveya, "Zamanla Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kara sınırını yok ettiler. Ne Karabağ, ne Hocalı katliamı, esas sorun bu değildir. Bu, Türklere karşı yapılmış bir katliam ve bir soykırımdır. Bunun amacı daha büyük hedeflere ilerlemektir. Bizim insanımız da bunu iyi anlaması gerekir." ifadelerini kullandı.
Paşaveya, Hocalı katliamı ile insanların bir gecede evlerini, yuvalarını kaybettiğini, dışarı atıldıklarını belirterek, o dönem 15 yaşlarında olduğunu anlattı. Paşaveya, "Biz çıldırma aşamasına geldik. Ben bu insanlarla iki yıl geçirdim. Babamın saçlarının iki yılda bembeyaz olduğunu gördüm. Sivil halkın itirazlarına karşılık tanklar gönderdiler, yüzlerce kişinin üzerine bir gecede tankları gönderdiler. Bütün mesele, niye bunları bize yapıyorsunuz demeleriydi." şeklinde konuştu.
Azerbaycan'ın beden ile baş arasında bir
boğaz, bir
köprü olduğunu hatırlatan Paşaveya, Türkiye ile Orta
Asya ülkelerini birleştiren bu köprünün yıkılması halinde Türklerin bölgede güç olma ihtimallerinin çok zayıf olduğuna dikkat çekti.