Atatürk Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz, ''Allahuekber Dağları, Sarı Gelin ve Şeyh Senani'nin trajik hikayesinin yaşandığı yerdir'' dedi.
Gürsoy, gazetecilere yaptığı açıklamada, tarihin yazıldığı Allahuekber Dağları'nın önemli hikayesi olduğunu belirterek, yöre halkının hasadın iyi olması için Sarı Gelin ve Şeyh Senani'nin mezarlarını ziyaret ettiğini söyledi.
Evlenmek isteyenlerin,
hasta olanların da bu mezarları ziyaret ederek, dilekte bulunduklarını anlatan Solmaz, ''Sarı Gelin'' türküsünün kahramanı olan
genç kızın 1130'lu yıllarda yörede hüküm süren Gürcü Penek Kralı'nın kızı olduğunu anımsattı.
''Türkünün kahramanı Sarı Gelin, bazı kişilerce ifade edildiği gibi, ne Türk, ne de Ermeni'dir. Sarı Gelin aslında Gürcü kızıdır'' diyen Solmaz, Sarı Geli'nin hikayesinin ilginç ve trajik olduğunu vurguladı.
Yrd. Doç. Dr. Solmaz, şöyle konuştu:
''
Abdulkadir Geylani, müritlerini çeşitli yerlere göndererek onlardan İslamiyet'i yaymalarını istemiştir. Müritlerinden Şeyh Senani'ye 'sen de Penek'e gideceksin, orada İslamiyet'i yayacaksın. Olaki görevini aksatırsan, umarım ki
domuzların ayakları senin omuzlarında olur', diyerek bir anlamda serzenişte bulunmuştur. Şeyh Senani, Penek'e gelir. Fakat buranın hakimi Gürcü Kralı'nın güzel ve sarışın kızına o arada
aşık olur. Sık sık görüşürler. Birbirlerine daha yakın olmak için Şeyh Senani, kızın önerisiyle onların domuzlarına çobanlık etmeye başlar. Böylece aradan 7 yıl geçer. Bir gün domuz yavrusunu sırtlayıp getirirken, domuz yavrusunun ayakları Şeyh Senani'nin kulağına ve omzuna değer. Aniden
Abdülkadir Geylani'yi hatırlayan Şeyh Senani, onun kendisine, (şayet görevini aksatırsan dilerim ki domuzların ayakları omuzlarının üzerinde olur) sözlerini hatırlar.''
Şeyh Senani'nin Penek Hakimi Gürcü Kralı'nın sarı saçlı kızına yani sevgilisine durumu anlattığını ifade eden Solmaz, ''Ona hak veren ve kendisiyle aynı düşünceyi benimseyen sarı kız onunla gitme kararını bildirir. Durumu öğrenen Penek Kralı, kızını biraz da
yaşlı olan Şeyh Senani'ye vermek istemez. Daha sonra Şeyh Senani, birkaç müridi ve sarı kızla birlikte kaçarlar'' diye konuştu.
Onların kaçtığı haberini alan Gürcü Kralı'nın askerlerini peşinden gönderdiğini anımsatan Solmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
''500 Gürcü asker kaçanları Allahuekber Dağları'nda sıkıştırır. Şeyh Senani ve müritleri ile Sarı Kız askerlere karşı koysalar da sonuçta tümü öldürülür. Dağın alt tarafında müritler, zirvesinde de Şeyh Senani ve sevgilisi Sarı Gelini öldürülürler. Hatta Şeyh Senani son nefesinde, üç defa 'Allahuekber' dediği için bu dağların 'Allahuekber' adını aldığı rivayet ediliyor.''
(GZ-AYZ-YLZ)10.07.2011 10:38:26