Artan helikopter kazaları radarı gündeme getirdi

Artan helikopter kazaları radarı gündeme getirdi

Türkiye'de son dönemlerde kullanılan helikopterlerin sayısında artışla beraber meydana gelen kazalar, 'helikopter uçuşlarına yönelik denetim ve kontrolleri' tekrar gündeme getirdi. Havacılıkta 'görerek denilen' ''VFR uçuşu'' yapan helikopterlerin sayısı son beş yılda neredeyse dörde katlandı. Sağlık Bakanlığı'nın 19 helikopteri, 112 Acil Sağlık Hizmetleri'ndeki hava ambulanslarına dahil etmesi ve helikopter kullanımının özel sektörde yaygınlaşması helikopterlerin önemini artırdı. 25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş'ta Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının helikopter kazasında hayatını kaybetmesinin ardından helikopter uçuşlarının ne kadar kontrol altında olduğu tartışma konusu olmuştu. Son olarak Ciner Grubu'na hizmet veren bir helikopterin Bursa'da düşmesi ve bir pilotun hayatını kaybetmesinin ardından, bu tür hava araçlarının ülkede nasıl uçtukları tekrar gündeme geldi. Almanya gibi ülkelerde her 60 kilometreye neredeyse bir helikopter düştüğü ve bu hava araçlarının uçuşlarını Türkiye'dekinin aksine hava radarları vasıtasıyla ''kontrollü'' olarak yaptıkları belirtildi. Uzmanlara göre; Türkiye'de gelişen ve çoğalan helikopter uçuşlarına yönelik bir radar sistemi bulunmuyor. Helikopterler, uçakların aksine alçak irtifada VFR (yeri görerek) uçuş yaptıkları için her hangi bir radar takibi ve yer yönlendirmesiyle uçuş gerçekleştirilmiyor. Radarsız, yani kontrolsüz uçuş yapan helikopter pilotları, kendi tecrübeleri, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ), Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden aldıkları yer ve hava bilgileri ile uçuşlarını gerçekleştiriyorlar. Ancak uçuş esnasında her hangi bir radar takibi olmadığı için bu uçuşlar kontrolsüz olarak gerçekleşiyor. Yine havacılık uzmanlarına göre, radar sisteminin Türkiye genelinde tam olarak kurulumu ise ciddi bir yatırımı gerekli kılıyor. Türkiye'nin coğrafi şartları göz önüne alındığında yükseltilerin çokluğu nedeniyle oluşacak kapalı alanların görülebilmesi için radar kaplamasının yüksek olması gerekiyor. Yüksek irtifada uçuş gerçekleştiren, gerek askeri gerekse yolcu uçakları için herhangi bir radar sıkıntısı görünmüyor. Ancak alçak irtifada uçuş yapan helikopterler için aynı durum söz konusu değil. Türkiye geneli helikopterler için bir radar sistemi kurulması yakın zamanda zor görünse de uzmanlar, özellikle Marmara bölgesinde yoğunluk olarak yapılan uçuşlar için bölgesel radar sisteminin kurularak kontrollü helikopter uçuşlarının sağlanması gerektiğini bildiriyorlar. Radar kurulumu sırasında dağlık alanlarda kapalı bölgelerin kalmaması için röle denilen küçük radar cihazlarının da yerleştirilmesi gerektiği kaydediliyor. En çok dikkati çeken, Kahramanmaraş'ta Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının helikopter kazasının ardından, Bolu'da Sağlık Bakanlığı, Polatlı'da Kara Havacılık ve Bursa'da özel şirkete ait olan helikopter kazalarının hemen hemen hepsinin de uçuş esnasında çarpma şeklinde meydana gelmesi, 'helikopterlerin radar takibiyle kontrollü uçuş yapmalarının' önemini bir kez daha artırdığı vurgulandı. Radar takibiyle kontrollü uçuşlarda, pilotun yanlış yapmasında dahi radar devreye girerek gerekli uyarıları yapabiliyor. Özellikle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün son dönemde artan VFR uçuşlarına karşı gerekli denetimleri yaparak, uygulama alanlarını geliştirmesi gerektiğini uzmanlar da dile getiriyor.
<< Önceki Haber Artan helikopter kazaları radarı gündeme getirdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER