Gaziantepli antika tutkunu Hanifi Özaslan, antik değer taşıyan eşyaların satışını yaparak hem geçimini sağlıyor, hem de eline geçen tarihi eserleri müzelere kazandırıyor. Gaziantep'te, 20 yıldır antika işi ile uğraşan ve eğitimini almayan Özaslan, özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait antik eserleri çok iyi tanıyor. Antik eserlere çocuk yaşlarından itibaren ilgi duymaya başladığını ve daha sonra da bu işi yaparak hayatını kazanmaya başladığını belirten Özaslan, AA muhabirine şunları anlattı: ''Daha önce bu işi seyyar olarak yapıyordum. Şimdi ise kendime ait bir iş yerim var ve elime geçen ve antik değer taşıyan her türlü eşyayı vitrinime koyarak, antika tutkunlarının beğenisine sunuyorum. Son yıllarda, antik eserlere ilgisin artması, özellikle modern kent yaşamından bunalan insanların nostalji merakı, bizim işimize yarıyor. Bir kapı tokmağı, bir at semeri, bir yüzük, bir kazan, insanların dikkatini çekebiliyor. Bir zamanlar nenelerimizin, dedelerimizin kullanmış olduğu eşyalar, günümüz insanlarının büyük ilgisini çekiyor. Ben de bu işi severek yapıyorum. Bu işi yaparken hem geçimimi sağlıyorum, hem de bir anlamda kültür hizmeti vermiş olduğumuz düşünüyorum.'' 20 yıllık meslek hayatında eline geçen ve gerçekten tarihi değere sahip olan tüm eserleri müzelere kazandırdığını dile getiren Özaslan, şu bilgileri verdi: ''Hurdacıları dolaşıyorum, zaman buldukça Gaziantep'in yanı sıra değişik illere de giderek, antik değer taşıyan eserlere ulaşmaya çalışıyorum. Bu işi yaparken, kültüre hizmet etmeye de çalışıyorum. Bir eğitim almamış olmama karşın, gerçekten insanlık tarihi açısından önemli olan ve elime geçen her türlü antik eşyayı (mühür, yüzük, sikke, heykel) hemen yetkililere göstererek müzelere kazındırmaya çalışıyorum. 20 yıllık meslek hayatımda müzelerimize 6 bin 500 tarihi eser kazandırdım. Bu işi yaparken, tabi ki de para da kazanıyorum ama gerçekten beni asıl sevindiren, kültüre hizmet etmek, ata yadigarı eserleri yeni nesillere tanıtabilmek.'' İnsanların tarihi değerlerine sahip çıkmasını isteyen Özaslan, Şanlıurfa'da yaşadığı bir anısını da şöyle anlattı: ''Yıllar önce, Şanlıurfa'da hurdacıları gezerken Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde Şanlıurfa Valiliği'nde ve Antep Sancaktarlığı İl Sağlık Müdürlüğü'nde kullanılmak üzere gönderilmiş mühürler gördüm. Yani, bizim için çok önemli olan tarihi eserlerimize hurdacılarda rastlayabiliyoruz. Bu çok üzücü, herkesin tarihine ve kültürüne sahip çıkması gerekir.'' (MUH-ŞMÖ-NÖZ)29.06.2011 12:03:25