Tunceli'de 1994 yılında, lojmanında cesedi bulunan,
intihar ettiği öne sürülerek
dosyası kapatılan
Albay Kazım
Çillioğlu'nun
ölümüyle ilgili yeniden açılan
soruşturma sürdürülüyor. Babasının intihar ettiğine inanmayan Gökhan Çillioğlu'nun girişimleriyle yeniden açılan soruşturmayı
Malatya Özel Yetkili
Cumhuriyet Başsavcı Vekili yürütüyor.
17 yıldır 'öldürülme' şüphesiyle yaşayan
ailenin talebi üzerine dosyayı raftan indiren
savcılık, ilk olarak
merhum albayın oğlu Gökhan Çillioğlu'nu dinledi. Gökhan Çillioğlu, babasının intihar sonucu değil,
cinayet sonucu yaşamını yitirdiği iddiasını dikkate alarak soruşturmayı derinleştirdi. Bu çerçevede merhum
subayın o dönemde yakınında bulunan kişilerin ifadesine başvurulacağı öğrenildi. Soruşturmanın yeniden açılması Çillioğlu ailesini ümitlendirdi. Özellikle 1992-1995 yıllarında yaşanan üst rütbeli komutanların hayatlarını suikastlar ile hayatını kaybettiği iddiası üzerinde duran aile, söz konusu dönemde gerçekleşen ölümlerin aynı güçler tarafından yönlendirilen suç örgütleri tarafından yapıldığı iddialarını yineledi.
Davanın kesinlikle kurumları yıpratmayı amaçlamadığını vurgulayan aile, Çillioğlu'nun öldüğü dönemde görev yapan ve '
çürük elmalar' olarak nitelendirdikleri kişilerin cezalandırılması için müracaat yapıldığını kaydetti.
ÖLÜMDE ŞÜPHE UYANDIRAN NOKTALAR
Kazım Çillioğlu, 3
Şubat 1994'te Tunceli Jandarma alay komutanlığı yaparken, lojmanında ölü bulundu. Ölüm sebebi raporlara göre intihar olarak geçti. Ölümünden sonra hemen
otopsi yapıldı. Ancak sadece 'dış otopsi' yapılması soru işareti bırakan ilk gelişme oldu. Parmaklardaki barut izine ve sağ şakağındaki mermi deliğine göre Çillioğlu'nun intihar ettiği raporu tutuldu ve dosya kapatıldı. Çillioğlu, öldüğü gün yanında el yazısıyla, "Bu, Türklüğün var olma mücadelesidir. Bir an önce geniş kapsamlı düşünmeliyiz" yazan bir not bulundu. Notu yazanın Çillioğlu mu, yoksa başkası mı olduğu anlaşılamadı. Çillioğlu'nun en ilginç yönü, merhum eski
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref
Bitlis Paşa'yla olan yakınlığıydı.
Eşref Bitlis'in uçağı 1
7 Şubat 1993'te Diyarbakır'a giderken düşmüştü. Eşref Paşa, Kazım Çillioğlu'na 'Diyarbakır'a aynı uçakla gidelim' demiş, ama Çillioğlu 15 Şubat'ta Diyarbakır'da olması gerektiğini söyleyip uçakla değil kendi imkânlarıyla Diyarbakır'a gitmişti. Ölümden dönmesinin ardından Çillioğlu'nun başına ikinci bir olay daha geldiği iddia edildi. Bir görev için hazırlanan helikoptere son anda binmekten vazgeçen Çillioğlu'nun yardımcısının helikopterin düşmesi sonucu şehit olduğu öne sürüldü. Ardından Tunceli'ye tayini çıkan Albay, 3 Şubat 1994'te odasında ölü bulundu. İlk öldüğü yer, makam odası olarak açıklanan Çillioğlu'nun, daha sonra raporlara 'evinde intihar etti' olarak geçtiği ortaya çıkmıştı. Kazım Çillioğlu'nun ölümüne sebep olan silahın kaybolduğu, mermi çekirdeğinin ve kovanının balistik incelemesinin hiç yapılmadığı öne sürülmüştü.
1994'TE DOSYA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞI GEREKÇESİYLE KAPATILMIŞTI
Albay Kazım Çillioğlu'nun dosyası 3 Şubat 1994'te yapılan
hazırlık soruşturmasının ardından kapatılmıştı.
Elazığ 8.
Kolordu Komutanlığı
Askeri Savcılığı tarafından yürütülen 1994-232 esas, 1994/40 karar sayılı dosyada, kovuşturmaya yer olmadığı belirtilmesine rağmen, "Vatanını seven dürüst bir subay olduğu, çok titiz, heyecanlı bir mizaca sahip olduğu, özellikle operasyonlar sonucu şehit ve
yaralı asker bulunduğunda çok üzüldüğü, ailevi hiçbir sorununun olmadığı, kimse ile herhangi bir düşmanlığının bulunmadığı, zaman zaman emrindeki
personel ile yaptığı konuşmalardan 'Memleketimizin hali ne olacak. Yabancı ülkeler memleketimiz üzerinde oyun oynuyorlar. (Terörle ilgili) Bu mesele
PKK ve
Kürt meselesi değildir' şeklinde ifadelerin kullandığı, memleketin terörden bir an önce kurtulması için çaba sarfettiği...." şeklinde ifadelerin yer alması dikkat çekti.