Nurdan Mısırlıoğlu Toros - Nesli tükenme tehlikesi altındaki Ak
deniz foklarının Kuzey
doğu Akdeniz'de sayılarının 4 kat artarak 40'a yükseldiği belirlendi.
Araştırmalara göre, bugün
yaşamlarını sadece
Türkiye,
Yunanistan, Fas,
Moritanya ve Maderya Adaları'nda sürdüren Akdeniz foklarının aşırı avlanma, yaşam alanlarını kaybetmeleri, kasti öldürme ve deniz ekosisteminin bozulması gibi nedenlerle nesilleri tükenme tehdidi altında bulunuyor.
Akdeniz foklarının Kuzeydoğu Akdeniz'deki sayılarının geçen yıllarda 10 civarında olduğu belirlenmişti.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (
ODTÜ) Deniz
Bilimleri Enstitüsünden bilim adamlarının ''Akdeniz Foku İzleme
Projesi'' kapsamında elde ettikleri bulgulara göre ise bu rakamda sevindirici oranda artış var.
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali
Cemal Gücü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, BM
Çevre Programı Özel Çevre Koruma Alanları Bölgesel Eylem Merkezi'nin desteğiyle yürüttükleri Akdeniz Foku İzleme Projesi'nin ilk ayağının tamamlandığını söyledi.
Gücü, projenin 1994'ten bu yana enstitü tarafından
Mersin,
Hatay,
Adana,
Antalya ve
KKTC kıyılarında önemli fok mağaralarının kızıl ötesi foto-kapanlarla aynı anda izlenmesini hedeflediğini kaydetti.
-20 MAĞARAYA 27 FOTO-KAPAN YERLEŞTİRİLDİ-
Proje kapsamında Hatay Yayladağı'nda 2, İskenderun'da 2, Mersin'de 8, Antalya'da 5, KKTC'de 3 olmak üzere toplam 20 mağaraya 27 foto-kapan yerleştirildiğini belirten Gücü, ''Bu cihazlar bir yıl süreyle fokların mağaraya giriş ve çıkış tarihi ile saatini kaydetti ve belli aralıklarla görüntü aldı. Elde edilen görüntülerdeki foklar foto-tanımlama yöntemi ile tanımlanarak her bir birey için kimlik kartı oluşturuldu'' dedi.
Fok nüfusunun foto-kapanlarla izlenmesinin Kuzeydoğu Akdeniz'de yaşayan fok nüfusunun tahmin edilmesine de olanak sağladığını ifade eden Gücü, şöyle konuştu:
''Analiz sonuçları 1990'lı yılların ortalarında kasti öldürmeler sonucu bölgedeki sayıları 10 civarına inen fok nüfusunun artmakta olduğunu ve sayılarının 40'a ulaştığını gösterdi. Tüm dünyada sadece 500 kadar Akdeniz foku kaldığı dikkate alınacak olursa proje bulguları, bölgedeki türün neslini sürdürebilmesi açısından son derece önemlidir. Elde edilen veriler, 1990'lı yıllarda Mersin'in
batı kıyılarında adeta sıkışmış durumda olan fok nüfusunun arttığını, bununla birlikte yayılmaya başladığını da gösteriyor. Ayrıca Mersin'de doğup büyüdüğü bilinen bazı bireylerin Antalya, Hatay, hatta KKTC kıyılarına giderek oralarda yerleşik aileler oluşturdukları anlaşıldı.''
Gücü, fok nüfusundaki artışa 1998'de önemli fok yaşam alanlarının Adana
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunca 1. Derece Doğal Sit Alanı ilan edilerek yapılaşmaya kapatılması, ardından da 1999'da dönemin
Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürülüğünce 16 millik kıyı bandının endüstriyel
balıkçılığa kapatılmasının etkisi olabileceğini de kaydetti.
-GEZİ TEKNELERİ FOKLARI MAĞARALARDAN KAÇIRDI-
Gücü, projeyle fokları tehdit eden bazı önemli sorunların da ortaya konulmasına olanak sağlandığını söyledi.
Bunların başında fokların evi olarak nitelendirilebilecek mağaralara insanların girmesinin geldiğini ifade eden Gücü, şöyle konuştu:
''Bazı dalış ve
tekne turlarının mağaralara düzenli ziyaretler yaptığı foto-kapanlardaki görüntülerden anlaşılmaktadır. Antalya Beydağları-Olimpos Milli Parkı sınırlarında gözlenen fokların artık bu bölgede üremedikleri tespit edilirken Mersin Kız Kalesi'nde bir dişinin barındığı mağaraya giren insan sayısındaki artış nedeni ile 150 kilometre katederek başka bir mağarada yavruladığı belirlendi. Ancak bu mağaranın sert deniz şartlarına karşı yeterince korunaklı olmaması nedeniyle yavrusunu ilk fırtınada kaybettiği de gözlendi. Ayrıca yavru sayısındaki artışla birlikte henüz iyi birer yüzücü olmadıklarından,
balıkçılar tarafından üreme mağaralarının yakınına bırakılan balık ağlarına takılarak boğulan yavru fok sayısında da önemli bir artış olduğu anlaşılmaktadır.''
Bugün için durumu iyi gibi görünen fok nüfusunun üzerindeki tehditler dikkate alındığında, bundan sonraki 50 yıl içinde yok olma riskinin hala çok yüksek olduğunu belirten Gücü, ''Mevcut koruma önlemlerinin devam ettirilmesi, fok mağaralarına girişlerin önlenmesi, özellikle üreme mağaralarının civarında balıkçılığa sınırlama getirilmesi türün neslinin devam ettirebilmesi açısından son derecede önem taşıyor'' dedi.
(NRD-VEG-ST-ERS-HAN)13.09.2011 11:27:37