Van Gölü'ndeki
Akdamar Adası'nda bulunan ve 95 yıl aradan sonra ilk kez geçen yıl ''Kutsal Haç Yortusu''nda ibadete açılan Akdamar
Kilisesi'nde, bu yıl ikincisi gerçekleştirilen
ayin için Van'a gelen konuklar,
teknelerle adaya taşındı.
Sabah 08.00'den itibaren Van merkeze 45 kilometre uzaklıkta bulunan
Gevaş ilçesindeki Akdamar İskelesine gelmeye başlayanların arasında din adamları da yer aldı.
Saat 11.00'da başlayan ayini
Türkiye Ermenileri Patrikliği Genel Vekili Başepiskopos Aram At
eşyan yöneteceği belirtilirken, ayin için satılacak mumlardan elde edilecek gelirin, açlıkla mücadele eden Somali'ye gönderileceği bildirildi.
Ayin dolayısıyla
Vali Yardımcısı Atay
Uslu ile Gevaş Kaymakamı Yusuf Güni başkanlığında, çeşitli kamu kurumu çalışanlarından oluşan yakl
aşık 400
personel adada görevlendirilirken, İl
Sağlık Müdürlüğüne ait bir hava ambulansı da adada hazır bekletiliyor.
Öte yandan iskelede, yöresel ev yemeklerinin sunulduğu ve hediyelik eşya satışının yapıldığı stantlar kuruldu. Konukların, 25 tekne ile ulaşımının sağlandığı adada, fotoğraf ve resim sergileri de yer alıyor. Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Su Sporları Merkezi tarafından da Van Gölü'nde çeşitli gösteri yapılıyor.
-ERMENİLER BU KİLİSEYİ ZİYARET ETMEYİ KUTSAL VECİBE OLARAK GÖRÜYOR-
Van Valiliğinin teklifi ve
Kültür ve
Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay'ın onayı ile yılda bir gün ayine izin verilen Van Gölü'ndeki Akdamar Adası'nda bulunan
Akdamar Kilisesi, 915-921 yılları arasında inşa edildi. Daha sonra manastıra dönüştürülen kilise, 2007 yılında
restore edilerek
anıt müze olarak
hizmet vermeye başladı.
Vaspurakan Kralı 1. Gagik tarafından Keşiş Manuel'e dört yapraklı yonca biçiminde yaptırılan kilise, Ermeni halkı açısından büyük önem taşıyor. Ermeniler, bu kiliseyi ziyaret etmeyi, dini bir vecibe olarak görüyor.
Kutsal haç adına yaptırılan ve din adamlarının yetiştirilmesi açısından önem taşıyan kilisede, 1915 yılına kadar din adamlarının yetiştiği ve bu tarihe kadar ayin yapıldığı biliniyor. 1915 yılındaki Rus işgalinin ardından ibadete kapatılan ancak sit alanı olarak koruma altına alınan kilise, 95 yıl aradan sonra ilk kez geçen yıl düzenlenen ayine ev sahipliği yapmıştı.
Adanın ortasında yer alan kiliseye
batı ve güneyden birer kapı vasıtasıyla giriliyor. Zengin figürlerin yer aldığı kilisenin dış duvarlarında,
İncil ve Tevrat'tan alınmış çeşitli sahneler bulunuyor.
Bu sahnelerden, Yunus Peygamber'i denize atılması, Hazreti Meryem ve kucağında Hazreti İsa, Adem ile Havva'nın
yasak meyveyi yedikten sonra cennetten kovulması, Hazreti Davut ile Kral Goliat'ın mücadelesi, Aslan ininde Daniel figürleri ile
hayvan figürleri göze çarpıyor. Kilisenin iç duvarlarında ise freskler yer alıyor.
-AKDAMAR EFSANESİ-
Efsaneye göre, adadaki kilisede yaşayan rahibin güzel kızı Tamara'yı gören sahil köylüsü
genç aşık olur. Ancak
rahip, bu aşka izin vermez ve delikanlının bir daha adaya gelmemesini söyler. Ama aşk, iki kıyı arasında gece olunca
fener işaretleriyle devam eder.
Tamara, her gece eline aldığı fenerden yayılan ışıkla yerini belli eder. Feneri gören sevgilisi, yüzerek karşı kıyıdan, adaya ulaşarak sevgilisi ile gizlice görüşür. Bir süre sonra durumu fark eden rahip, fırtınalı bir gecede, kızını odasına kilitler, kendisi de kıyıda fenerle bekler.
Fener ışığını gören genç, hemen suya dalarak karşıya ulaşmak için yüzmeye başlar. Gencin yüzdüğünü gören rahip, elindeki fenerle sürekli yer değiştirir. Fener ışığını yüzerek takip eden ve bir süre sonra yorgun düşen genç, ne ileri gidebilir ne de geriye dönebilir. O an ''Ah Tamara'' diye seslenerek, suda boğulur.
O tarihten itibaren adaya 'Ahtamara' adı verilir. Adanın ismi bir süre sonra değişikliğe uğrayarak, 'Akdamar' olarak anılmaya başlar.
(LEV-RİN-HMD)11.09.2011 12:52:12