Sabancı Holding üst düzey yöneticisi Zafer Kurtul, 2012'de dünya ekonomisinde büyümenin yavaşlayacağı bir dönemin söz konusu olacağının gözüktüğünü belirterek, ''Ülkemiz de bu gelişmelerden mutlaka etkilenecektir. Ancak ülkemizin çok özel bir durumu olduğunu düşünüyorum. Çok önemli artı değerlerimiz var. Bunlardan birisi kamu dengelerimiz çok iyi durumda'' dedi. Kurtul, Akçansa'nın Çanakkale Fabrikası'nda kurulan Atık Isı Geri Kazanım Tesisinin açılışında yaptığı konuşmada, Sabancı Topluluğu olarak ülkenin geleceğine yatırım yaptıklarını ve birçok ekonomiyi, ülke ekonomisine kazandırdıklarını söyledi. Topluluk olarak finansal hizmetler, çimento, enerji, sanayi ve perakende gibi ana iş kollarında faaliyetlerini sürdürdüklerini ifade eden Kurtul, Sabancı Topluluğunun, bugün net portföy değerinin 12 milyar doları aştığını ifade etti. Zafer Kurtul, 11 halka açık şirketi bünyesinde bulunduran topluluğun, İstanbul Borsası'nın yüzde 12'sini temsil ettiğini, 57 bin 500 personelinin bulunduğunu kaydederek, çimento sektörünün de topluluğun ana iş kollarından bir tanesi olduğunu vurguladı. Çimento sektöründe büyümeyi hedeflediklerini dile getiren Kurtul, hem yurt içinde hem de yurt dışında sağlıklı büyüme konusunda kararlılıkla çalıştıklarının altını çizerek, Türkiye'nin çimento konusunda büyük gelişme potansiyeli sunduğunu bildirdi. Türkiye'nin, çimento üretiminde dünyanın en büyük 6. ülkesi olduğunu ve dünyanın en büyük ihracatçısı olduğunu belirten Kurtul, ülkemizin dünya ihracatında payının yaklaşık yüzde 11 civarında olduğunu kaydetti. Kurtul, Türk çimento sektörünün yılda yaklaşık 65 milyon ton üretim yaptığını, sektörün ihracat dahil 5,5 milyar dolar büyüklüğünde olduğunu belirterek, çimentonun üretim maliyetinin yaklaşık yüzde 70'nin enerji olduğunu açıkladı. Enerji fiyatları ve enerji konusundaki gelişmelerin sektörü çok etkilediğini ifade eden Kurtul, şöyle konuştu: ''Akçansa şirketimiz, ortağımız HidelbergCement ile 1996 yılında Ak Çimento ile Çanakkale Çimentonun birleşmesiyle kuruldu. Akçansa, bugün Türkiye'nin en büyük çimento üreticisidir. Sabancı Topluluğunun çimento faaliyetlerine Çimsa'yı da dahil edersek, iki şirketimizin ülkemizdeki pazar payı yüzde 18 civarındadır ve Türkiye'nin en büyük çimento sektöründeki grubuyuz. İki halka açık şirketimizin piyasa değeri 1 milyar 150 milyon dolar seviyesindedir. Son 5 yılda çimento kapasitemizi 2 misli artırdık. Ciromuz 1 milyar dolar seviyesini aştı. Bu büyümemizi önünüzdeki dönemde de sürdürmeyi hedefliyoruz.'' -BÜYÜK ÜLKELERDE BÜYÜME ORANLARI AŞAĞI DOĞRU REVİZE EDİLİYOR- Zafer Kurtul, son günlerde dünyada önemli, büyük ülkelerde büyüme oranlarının aşağıya doğru revize edildiğini kaydederek, şöyle konuştu: ''Önümüzdeki yılda, 2012'de özellikle ABD'deki durgunluk, ABD'deki konut piyasasının büyüme noktasına gelememesi, Avrupa'daki kamu borçları yüzünden bankacılık kesiminin problemleri, bu nedenlerle 2012'de hakikaten dünya ekonomisindeki büyümenin yavaşlayacağı bir dönem söz konusu olacak gibi gözüküyor. Ülkemiz de bu gelişmelerden mutlaka etkilenecektir. Ancak ülkemizin çok özel bir durumu olduğunu düşünüyorum. Çok önemli artı değerlerimiz var. Bunlardan birisi kamu dengelerimiz çok iyi durumda. Özellikle gelişmiş ülkelerin kamu borç seviyeleri ile ülkemizin durumunu karşılaştırdığımızda çok iyi durumda olduğumuzu görüyoruz. İkinci konu, borçluluk. Tüketici ve özel sektör kredileri borçluluk oranlarımızın düşük seviyede olduğunu görüyoruz. Bu da artı değer. Bankacılık kesiminin çok güçlü yapıda olduğunu görüyoruz. Güçlü sermaye, problemsiz şeffaf rakamlar. Dolayısıyla yine dış ülkelere baktığımızda en zayıf nokta büyük bankaların mali durumları. Ülkemizde bu konunun, bankacılık sektörünün çok kuvvetli olduğunu görüyoruz. Bu neticeler yıllarca ve son dönemde yapılan reformlar neticesinde elde edilmiş çok önemli kazanımlar oldu ülkemiz için. Bu sayede biz nispeten dünyadaki bu dalgalanmaları, ekonomik durgunluğu, belki resesyonu nispeten daha az negatif etkiyle atlatacağız.'' Türkiye'nin çok önemli bir cari açık konusu olduğunu ileri süren Kurtul, bir yıllık cari açığın 75 milyar dolar olduğunu, bunun da milli gelirin yüzde 9'undan fazla olduğunu söyledi. Cari açıktaki bu büyümenin ülke için sürdürülebilir seviyeler olmadığını savunan Kurtul, cari açığın büyük oranının, yüzde 56'sının enerji maliyetleri olduğunu bildirdi. Kurtul, enerjide dışa bağımlı olunmasının cari açığın üzerinde negatif etki yaptığına işaret ederek, ''Akçansa'nın bu projesiyle belki bir taşla birkaç kuş vuruyoruz. Bunlardan bir tanesi çevreye duyarlılık, karbon emisyonundaki azalma. En önemli konu Akçansa'da enerjimizin yüzde 30'unu bu proje sayesinde karşılamış oluyoruz. Bugün Akçansa bu tesisle diğer yatırımları ile birlikte dünyanın en gelişmiş tesislerinden biri haline geldi. Çanakkale fabrikamızda da ülkemizinde bir ilk olan atık ısı yatırımını hayata geçiriyoruz'' ifadelerini kullandı. -SABANCI HOLDING ÇİMENTO GRUP BAŞKANI GÖÇMEN'İN KONUŞMASI- Sabancı Holding Çimento Grup Başkanı Mehmet Göçmen ise, Türkiye'de ilk defa uzun yıllar devam eden bir siyasi istikrar olduğunu, bunun da Türkiye'nin bu dönemde yakaladığı önemli bir fırsat olduğunu bildirdi. Türkiye'nin çok önemli ve çok pozitif bir nüfus yapısı olduğunu, bunun üçte ikisinin 15 ile 65 yaş arasında, yani çalışabilir yaşlarda bulunduğunu vurgulayan Göçmen, böyle bir demografik yapının dünyanın hemen hemen hiç bir ülkesinde olmadığını dile getirdi. Bunun Türkiye'ye çok büyük bir avantaj sağladığını, bu avantajın yaklaşık 2040 yıllarına kadar devam edeceğini belirten Göçmen, şöyle dedi: ''Bu, talep yönünden ne kadar pozitif bir şeyse, bunlara yetecek kadar iş imkanı yaratamazsak o kadar da önemli bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. Bütün bunlar Türkiye için önemli bir büyüme potansiyeli. Hem konum, hem istikrar, hem nüfus çok önemli bir büyüme potansiyeli. İnşaat sektöründe de bu büyüme potansiyeli herkesin çok ilgisini çekiyor. Türkiye'deki inşaat sektörünün çok yakın zamana kadar yaklaşık yüzde 60 - 65'ini konut inşaatları oluşturuyordu ve bu çok kırılgan bir yapıydı. Son dönemde ümitle görüyoruz ki, Türkiye'de inşaat içerisinde konutun payı yüzde 50'lere geriledi. Alt yapı yatırımları ve konut dışı bina stoku hızla artıyor bu sektörümüzü çok daha sağlıklı bir hale getiriyor. Göçmen, bazı sorunların ve risklerin de bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: ''Türkiye'nin hep önemli bir sorunu bu cari açık olmuştur ve Türkiye hep bir döviz kazanma baskısı altında bulunmuştur ve hep döviz kazanmanın da yolunun hep ihracat olduğunu düşünmüşüzdür. Bundan 15 sene önce Türkiye'nin toplam ihracatı 23 milyar dolardı. Yıl 1996. Türkiye'nin cari açığı 5.4 milyar dolarmış. Bu dönemde ihracatımızı 5 misli artırmışız, ihracatımız 110-120 milyar dolar seviyesinde ama cari açık 10 mislinden fazla artmış. Önümüze yeni hedef olarak 2023'te ihracatımızı 500 milyar dolar yapacağız diye koyuyoruz. Yani bu günü bir daha 5'e katlayacağız gibi. Umarım cari açığımızı da 5'e katlamayız. Dolayısıyla bu, Türkiye'nin önünde iktisaden en önemli risklerden bir tanesi olarak duruyor. Türkiye'nin genç nüfusunun işe ihtiyacı var. Dolasıyla istihdam ve istihdam yaratan sektörlere yatırım öncelikli olmalı.'' Konuşmaların ardından, Avrupa'nın en büyüğü olduğu bildirilen atık ısı geri kazanım tesisinin açılışı yapıldı. Tesiste, klinker üretim sürecinde proses fazlası olarak açığa çıkan ısıdan, yıllık 105 milyon kilovatsaat enerji üretileceği belirtildi. Açılışa, Çanakkale Vali Vekili Hüseyin Kulözü, Çin Halk Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu Zhang Qingyang, CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, HeidelbergCement Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bernd Scheifele ve çok sayıda davetli katıldı. (SAM-CC-NİF)29.09.2011 17:04:13