AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve
Gaziantep milletvekili adayı Hüseyin Çelik, ''
Kemal Kılıçdaroğlu, söylemiyle şiddete pirim vermektedir, kaba kuvvete ve
teröre
prim vermektedir, hiç kimse terörü meşrulaştırmasın; çalma elin kapısını yüzük taşıyla, çalarlar kapını
balta başıyla'' dedi.
Çelik, Gaziantep'te açılan Komşu Ülkeler Fuarı'nın çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Çelik, BDP'nin, Doğu ve Güney
doğu'daki yegane rakibinin, AK Parti olduğunu çok iyi bildiğini söyledi.
AK Parti dışındaki bütün partilerin, Güneydoğu'da çok fazla bir anlam ifade etmediğin savunan Çelik, 2007
seçimlerinde
CHP'liler ile MHP'liler arasında bir paslaşmanın olduğunu, MHP'lilerin ''bize oy vermiyorsanız, CHP'ye oy verin'' demesinin ardından, şimdi de bu seçimde AK Parti karşısında
ülke genelinde bir bloklaşma olduğunun net bir şekilde görüldüğünü belirtti.
Bu seçim sürecinde, ''CHP ile BDP arasında özelikle Hakkari'de ve Diyarbakır'da miting alanlarında olan flörtlerini herkes gibi kendilerinin gördüğünü'' ifade eden Çelik, ''Şimdi de son olarak sayın Gültan Kışanak'la yapılan bir
telefon görüşmesinin ortaya çıkardığı bir gerçek var: AK Parti'nin, Elazığ'daki seçimleri 5-0 kazanmaması için oylarımızı MHP'ye verelim diyorlar.
Başkale ve
Cizre MHP teşkilatının, BDP'ye geçiş yapmaları çok manidardır. Bunu kamuoyu seyrediyor ve ona göre de değerlendirecek'' diye konuştu.
2007 seçimlerinde
Cumhuriyet mitingleri yapılarak AK Parti'ye karşı bir blok oluşturmaya çalışıldığını ama
halkın cepheleşmek istemediğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
''Halk, kendi iktidarının, yani halkın iktidarının devam etmesini istiyor ama özellikle normal seçim yoluyla AK Parti'yle başa çıkamayacağını serbest rekabetle demokratik rekabetle AK Parti ile başa çıkamayacağını anlayan siyasi partiler, maalesef farklı manevralara girdiler. Son günlerde bir de piyasaya şiddeti sürdüler. Hopa'da olduğu gibi, özellikle aşırı uçlar ortalıkta şiddet havası oluşturarak, özellikle polisin sabrını sınamaktadırlar ama güvenlik güçlerini, kamu güvenliğini sağlama adına halkın can va mal güvenliğini sağlama adına bir şekilde tedbirler alıyor. Burada yapmak istedikleri, bakın hükümet, '
polis devleti, polis hükümeti' şeklinde
propagandaya dönüştürmeye çalışıyorlar. Halkımız olup bitenin farkındadır. Öyle inanıyorum ki halkımız
12 Haziran seçimlerinde bu oyunu bozacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar, halk kendisi için ne olduğunu biliyor.''
BDP'lilerin MHP'ye ''oyumuzu verelim'' söyleminin, Diyarbakır'da özellikle şiddete dayalı bir propaganda senaryosunun ortaya çıkarılmış olmasının, deşifre edilmiş olmasının, üzerinde düşünülmesi gereken ciddi bir konu olduğuna dikkati çeken Hüseyin Çelik, ''12 Haziran seçimlerine giderken, biz herkese sağduyu çağrısında bulunuyoruz. Bu bir
demokrasi şöleni, demokrasi bayramı olsun, herkes halka tezlerini anlatsın. Herkes, halka projelerini anlatsın. Başından beridir, dediğimiz gibi barış içerisinde bir
yarış olsun ama demokrasi dışı, hukuk dışı yollara kimse tevessül etmesin. Birileri bu yollarla kazançlı çıkacağını zannetmesin, çünkü
toplum mühendisliği her zaman iflas etmiştir'' şeklinde konuştu.
Referandumda kendilerine karşı olan özellikle 3 partinin cephe oluşturduğunu hatırlatan Çelik, ''CHP ile MHP, referanduma halka hayır demesini istedi. BDP de halkı sandığa gitmekten alıkoymuştu. Bu noktada 3 parti de aynı amaca
hizmet etmiştir. Aynı amaca hizmet eden bu zihniyetin birlikte yola devam ettiğini, maalesef bu seçimlerde de esefle müşahede ediyoruz'' dedi.
-''KABA KUVVET MEŞRU GÖRÜLEMEZ''-
''Kılıçdaroğlu'nun,
rüzgar eken
fırtına biçer'' sözlerinin hatırlatılması üzerine Çelik, şunları kaydetti:
''Şimdi bakın Sayın Kılıçdaroğlu, bu sözü ile şiddeti meşrulaştırmaya çalışmaktadır. İnsanların gerekçeleri ne olursa olsun, terör ve şiddet meşru görülemez, kaba kuvvet meşru görülemez. Kan davalarına bulaşan insanların kendilerine göre gerekçeleri var. Örneğin, senin köpeğin benim kepeğimi ısırdı, senin koyunun benim tarlama girdi, sen bana yan baktın, senin oğlun benim oğlumla
kavga etti,
kan davası yapanlar böyle yapıyor. Şimdi düşünün Hopa'da Sayın
Başbakan miting yapıyor. Birileri gelip ortalığı allak bulak edecek, polis buna müdahale edecek ve birisi taş atarken heyecana kapılıp hayatını kaybedecek ama o
emekli öğretmenimizin ölmesi, hepimizi çok derinden üzmüştür. Orada bir kasta mahsus yok, yani orada teammüden öldürmeye teşebbüs yok ama birileri, Sayın Başbakanın otobüsünün üzerindeki bir polis memuruna taş atarak, onun oradan aşağıya düşmesine ve ağır yaralanmasına ölümle
burun buruna gelmesine ses çıkarmıyor.''
Kastamonu'daki ve AK Parti seçim bürolarına yapılan saldırıların, halkın çok yakından izlediğini, bunu yapan insanların bir gerekçesi ve mazeretinin bulunduğunu söylemenin imkansız olduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:
''Sayın Kılıçdaroğlu, ''rüzgar eken fırtına biçer'' sözleriyle şiddete pirim vermektedir, kaba kuvvete pirim vermektedir, teröre pirim vermektedir. Hiç kimse, terörü meşrulaştırmasın; çalma elin kapısını yüzük taşıyla, çalarlar kapını balta başıyla. Bugün AK Parti'ye yapılan saldırıyı meşru görürseniz, yarın size saldırırlar ama biz, size yapılan saldırıları şiddetle kınarız. Çünkü biz, bu ülkede hiç kimsenin bir yerlere saldırmasını istemiyoruz. Her parti,
Türkiye'nin her vilayetine gitsin ve orada huzur içerisinde kendi seçim kampanyasını yürütsün. Sayın Kılıçdaroğlu, Hakkari'ye gitsin, Sayın Devlet Bahçeli Diyarbakır'a gitsin, BDP'liler de Yozgat'a ve Kayseri'ye gidip seçim çalışması yapsın. Türkiye böyle olmadığı sürece normalleşemez. Bırakın
bölge partisi olmayı, bırakın hizip partisi olmayı. Gittiğiniz illere göre, insanların nabzına göre
şerbet vermeyi bırakın. Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü söz konusu ise Yozgat'ta ve Kayseri'de ne söylüyorsanız, Diyarbakır'da ve Batman'da onu söyleyin, AK Parti, bunu böyle yapıyor.''
(HAS-MRT-EHK)02.06.2011 15:27:38