Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek
Kurulu Uzmanı Sabri Akpolat, sevgi, saygı ve maneviyat üzerine inşa edilmeyen
aile yapısının sürdürülmesinin imkansız olduğunu söyledi.
Şanlıurfa Suruç Müftülüğü tarafından düzenlenen '
İslamda
Kadının Yeri' konulu konferansta konuşan
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Sabri Akpolat, maneviyattan yoksun gelişen
toplumların tehdit
altında olduğunu kaydetti. Akpolat, "Aile yapısı sağlam olmayan toplumlar er ya da geç yıkılmaya yüz tutacak, yok olmaya
mahkumlar." dedi.
Suruç Müftülüğü
Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansa bayanlar yoğun ilgi gösterdi. Kadınlara, şiddetin arttığı bugünlerde Suruç Müftülüğü tarafından 'İslam'da Kadının Yeri' konulu konferansı anlamlı bulduğunun altını çizen Şanlıurfa Müftüsü
Ramazan Tahiroğlu, kadınların İslam dininde müstesna bir yere sahip olduğunu belirtti. Tahiroğlu, görsel medyada göze çarpan kadına yönelik şiddetin rahatsızlık verici olduğunu ifade etti.
Yıllardan beri sayısız neşriyat yapılmasına rağmen, kadınlara yönelik şiddetin önüne geçilemediğini vurgulayan Suruç Müftüsü Mustafa Altun, "Yaratılışı itibari ile naif, zarif ve duygusal olan kadın, cahiliye ve Ortaçağ döneminde hep hor ve hakir görüldü. İslam'ın gelişiyle kadınlar tam olarak hüviyetlerini kazandı. Ancak İslam'ın kadınlara verdiği hakkı yeterince gözettiğimizi zannetmiyorum." şeklinde konuştu.
Daha sonra konuşmacı olarak kürsüye gelen Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurul Uzmanı Sabri Akpolat ise bayana yönelik şiddeti tahsille kıyaslamanın yanlış olduğunu belirterek, bir profesörün eşine uyguladığı şiddeti hatırlattı. Akpolat, kadına yönelik şiddetin gerekçesini ise maneviyat eksikliğine bağladı. Akpolat, Diyanet'teki uzmanlık alanının 'Aile ve
Hayat' olması nedeniyle İslam'da aile ve kadın konularını derinlemesine irdelediğini belirterek, Peygamber Efendimiz'in (sav) kadınlara verdiği önem hakkında bilgi verdi.
Yüzyıllar öncesi Ortaçağ Avrupasında 'kadınlar insan mı,
şeytan mı?' diye tartışıldığını anımsatan Akpolat, benzer zihniyetlerin hala mevcut olduğuna işaret etti. Bazı kadınların kendilerini kadın savunucusu olarak tanımlayan bazı kesimler tarafından kullanıldığını ileri süren Akpolat, şunları söyledi: "Günümüzde bile kadınlarımıza hak veriyoruz diyenler, kadınlarımızı, alakası olmayan TV reklamlarında oynatarak ne yazık ki kullanıyorlar. Oysa bizim İslam anlayışımızda, Kur'an anlayışımızda böyle bir şey kesinlikle yoktur. Kadınlarımız, hem annelik hem eş hem kız kardeş olarak hayatımızın bir parçası. Bu yüzden onlara çok mülayim ve şefkatli davranarak, evde kadına karşı asık yüzlü kötü muamelede bulunup, dışarıda el aleme güler yüzlü olup evliya olmamalıyız.''
Akpolat, İslam'da aile hayatının, kadının kendi çocuklarına vereceği İslami ve imanı
terbiye dolayısıyla çok önemli olduğunu ifade etti. Akpolat, "Maalesef günümüzde çocuklarımıza
küçük yaştan itibaren 'sanat altın bileziktir bozdur bozdur ye' fikriyatını aşılarken, imani ve ahlaki konuları tam olarak vermiyor ya da hiç vermiyoruz. Günümüz dünyasında karşılıklı sevgi, saygı ve maneviyat üzerine bina edilmemiş ailelerde şiddetli geçimsizlik ya da kadına şiddet ya da boşanma ile sonuçlanıyor. Unutulmamalı ki toplum, düzenli yetiştirilecek nesillerle devam eder. Aile yapısı sağlam olmayan toplumlar er ya da geç yıkılmaya yüz tutacak." şeklinde konuştu.