Sosyal Hizmetler ve
Çocuk Esirgeme Kurumu'nun 'Çocuk Evleri Projesi' bin 800 yuva çocuğun hayatını değiştirdi. Sıcak ev ve sevgi ortamına kavuşan çocuklar, hem sosyal hayata uyum hem de okuldaki başarılarıyla örnek bireyler haline geldi.
Kurumun yeniden
yapılandırma sürecinde 2006 yılında ve başlattığı 52 ilde uygulanan ve sayısı 300'ü bulan 'Çocuk Evleri Projesi, bin 800 çocuğa yeni kapılar açtı. Giderek yaygınlaştırılması düşünülen uygulamada şehirlerin seçkin mahallelerinde kiralanan evler güzel mobilyalarla döşendi. Her bir eve 6–12 yaş aralığında en fazla 6 çocuk yerleştirildi. Çocuklar tek düze, kuralcı yuva hayatından
aile, komşuluk,
arkadaşlık kavramlarıyla tanıştı.
Çocuk eğitimi alanında eğitim almış 'ablalar' 3 vardiya ile 24 saat çocukların her türlü ihtiyacını karşılıyor. Ayrıca her üç evin tüm ihtiyaçlarından sorumlu bir 'koordinatör öğretmen' görev yapıyor. Çocuğun
giyim,
gıda ve evin bütün ihtiyaçları da çocuklarla birlikte alınıyor. Sıcak ev ve aile ortamına kavuşan, kendi odaları olan çocukların mutluluğu sosyal hayata ve derslerine de olumlu yansıyor.
AİLE ORTAMIYLA OKUMAYI İLK SÖKEN ÇOCUKLAR OLDU
Çocuk Evleri Projesi'nin uygulandığı yerlerden biri olan
Sakarya'da Çocuk Evleri'nde kalan öğrenciler performansıyla dikkat çekiyor. Arif Nihat
Asya İlköğretim
Okulu'nda, 25 kişilik sınıfta
okumayı ilk söken 5 öğrenci arasında Çocuk Evi'nde kalan S.D. ve B.Ç. isimli 2 öğrencinin de girmesi hem okul hem de sosyal hizmetler yetkililerini sevindirdi. Yurtta eğitim hayatına devam ederken eve alınan diğer çocuklar da derslerinde ve arkadaş ilişkilerinde dikkat
çekici mesafe kazandı.
Sosyal Hizmetler Sakarya İl Müdürü
Kerem Toprak, 'Çocuk Evleri Projesi'nin çocukları koğuş mantığına dayanan, kapalı, sıkıcı, sosyal hayattan kopuk
yurtlardan kurtardığını belirti.
Yurtta kalırken özlemini çektiği yemesi, içmesi yatmasıyla farklı olan ve bir aile sıcaklığı veren evlerin aynı zamanda çocuğa özgüven sağladığını vurgulayan Toprak "Altı çocuk evimiz var. Buralarda yaşları 6 ile 12 arasında olan çocuklar kalıyor. Bu evde çocuklar günün herhangi bir saatinde istediği etkinliği yapabiliyor. En basitinden canı bir
elma istediğinde kalkıp mutfağa gidip dolabı açıp bir elma alıp yiyebiliyor. Ya da isteği bir yemeği ablasından isteyebiliyor. Ayrıca komşuluk ilişkilerinin verdiği sosyalleşme, okula gittiği zaman 'yurttan değil evden geliyorum' demesi bile çocuğa bir özgüven veriyor. Şimdi çocuklar diğer çocuklardan farkları olmadığını görüyor. Bu da normal davranmalarını sağlıyor. Yaşam içine aktif bir şekilde katılıyor.
Kişilikleri olumlu gelişiyor." diye konuştu.
ÇOCUKLAR SAÇLARI OKŞANARAK UYANDIRILIYOR
Çocuk Evleri Projesi'nde koordinatör öğretmen olarak görev yapan İlknur Kocagöz ve Kadriye Taşdemir ise çocukların yeni hayatlarından çok memnun olduğunu dile getirerek, "Normal ailelerde çocuklar nasılsa evdeki çocuklarda öyle bir hayat sürüyor. Çocuklar yüksek sesle değil, saçları okşanarak uyandırılıyor. Güzel bir kahvaltıdan sonra okullarına öperek uğurlanıyor. Akşam da koşa koşa sevinç içinde eve geliyorlar. Artık çocuklar 'bize yuva çocuğu demeyecekler artık bizim de bir evimiz var.' diyebiliyor. Çocuklar
misafir gelmesi ve misafirliğe gitmekten bile büyük haz alıyorlar. Çocukları bu evler her şeyiyle hayata hazırlıyor. Çocuklar alışverişin, komşunun kısaca hayatın ne olduğunu öğreniyor." ifadelerini kullandı.
Çocuk Evleri'nde 'abla' olarak görev yapan Sibel Osmanoğluları ve Berrin
Aksu da sevgiyle yaklaştıkları çocukların da buna karşılık verdiğini kaydetti.
Osmanoğulları öğrencilerin olumlu gelişimleriyle ilgili şunları kaydetti: "Bir öğrenci eve gelmeden önce
Türkçe ödevinden 19 almıştı. Eve geldikten sonra aynı dersten 85 aldı. Performans ödevinden de 100 aldı. Sarılıp öptüğüm çocuklar 'anne gibi kokuyorsun' diyorlar. Daha önce onlar acımanın bir sevgi olduğunu biliyorlardı. Şimdi kendilerine acınmasını istemiyorlar. Artık onların da bir ailesi var. Onlara birlikte yemek yapıyoruz, markete gidiyoruz, evin eşyalarının nereye konacağına bile birlikte karar veriyoruz."
"DEĞİŞİM İNANILMAZ"
Zübeydehanım İlköğretim Okulu
rehber öğretmenlerinden Özlem
Erol Kutanis, yurttan Çocuk Evleri'ne geçen öğrencilerde büyük bir değişim gözlediğini ifade etti.
Kutanis "Çocuk Evleri'ne geleli henüz bir hafta olan öğrencilerde bile olumlu gelişme hemen fark ediliyor. Çocuklar daha tertemiz ve pırıl pırıl okula geliyorlar. Yurtta kalırken hala okuma yazmayı sökemeyen öğrenciler eve geçtikten sonra kısa sürede okuma yazmaya geçtiler. Derslerinde de büyük ilerleme var. Ev özleminin giderilmesi çocukların hem arkadaşlarıyla uyum, hem de derslerine büyük katkısı oldu. Artık evden okula beslenme getirebiliyorlar. Evde ablaların getirdiği börekleri arkadaşlarına paylaşması bile onları çok mutlu ediyor." şeklinde konuştu.